Hz.İsa (as) ın Zühdüne Ait Haberler

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Münzir b. el-Eftâs, Vehb b. Münebbih'in, havarilerin kitapları hakkında şöyle dediğine şahit olduğunu haber vermiştir: "Eğer onlar, seni belâ ve sıkıntılara duçar olanların yoluna götürmüşse, bil ki, seni peygamber ve sâlih insanların yoluna iletmiş demektir. Yok eğer, seni, lüks ve konfor içerisinde hayat sürenlerin yoluna götürmüşse, anla ki, seni peygamber ve sâlih insanların yolundan uzaklaştırmış, başka bir yola iletmiştir."

Ebû Ali'den şöyle dediği rivayet edilmiştir. "Humur dağında, yetmiş tane peygamber hayatını kaybetmiştir. Bunların hepsinin ölümlerine sebep olan ise, açlık ve bittir."


Hasan, Hz. Peygamber'in: Allah'a yemin olsun ki, O hiçbir sevdiğine azab etmez. Ne var ki, dünyada birtakım meşakkatler ile imtihan edebilir, dediğini haber vermiştir

Ebû Gâlib, aşağıdaki sözün Hz. isa'nın (as) tavsiyelerinden olduğunun kendilerine söylendiğini rivayet etmiştir: "Ey havariler topluluğu! Bazı günahkârlar vesilesiyle Allah'ın sevgisini kazanmaya çalışın. Onlara buğzederek, Allah'a yakınlasın. Onlara gönül karartıp hınç duyarak Allah'ın rızasını arayın." Havariler: "Ey Allah'ın Peygamberi! O zaman kimlerle oturup kalkalım?" dediler. O, "Aklı amellerinizin artmasına vesile olacak kendisini gördüğünüzde Allah'ı sizlere hatırlatacak, yapıp ettikleri dünyada sizi zühde sevkedecek kimselerle düşüp kalkın" demiştir.



Mâlik b. Dînâr diyor ki: "Allah Teâla, îsâ'ya (as): Ey îsâ! Önce kendi nefsine öğüt ver. Öğüdün sana fayda verirse, ondan sonra insanlara nasihat et Aksi takdirde, Allah'tan utan' demiştir."


Vehb b. Münebbih şöyle demiştir: "(Bir gün) havarileri ile beraber îsâ (as), bir kabrin başında durmuş ve (Bu kabirde yatan kişi kabre daldırılıyor' demiştir. Havariler: 'Mezarın karanlığını, korkunçluğunu ve darlığım düşünmeye başlamışlar. Isâ (as), onlara 'Sizler, annelerinizin karnında daha dar bir yerde bulunuyordunuz. Eğer Allah (cc) genişletmeyi dilerse, onu genişletebilir' demiştir."


Vehb b. Münebbih şöyle demiştir: "Mesih îsâ (as) 'Allah'ı (cc) çok zikredin, O'na çok şükredin ve O'nu takdis edin, Kendisine itaatte bulunun; çünkü Allah kendisinden hoşnud ve razı olduğu zaman, sizden birinizin duasında: 'Allah'ım! Ey Rabbim! Günahlarımı bağışla, geçimime dirlik düzenlik ver. Beni çirkin şeylerden muhafaza buyur' demesi, O'na yeter buyurmuştur."


Salim b. Ebû'l-Ca'd, şöyle demiştir: "îsâ (as) 'Dilini kötü sözlerden koruyan, geniş bir eve sahip olan ve günahlarını hatırladıkça göz yaşı döken kimselere müjdeler olsun' buyurmuştur."



Hayseme'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "îsâ (as), 'Allah'ın, ölümünden sonra evlatlarını (her türlü kötülükten) koru*duğu mü'min kimseye müjdeler olsun' demiştir."


Hilâl b. Yesâr'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "îsâ (as), şöyle derdi: 'Sizden biriniz sağ eli ile verdiği sadakayı, sol elinden gizlesin (yani, sadakayı kimseye duyurmadan versin). Namaz kılacağı zaman da, evinin kapılarını güzelce kapatsın. (İbadetini de, gösterişten uzak olması için, gizlice yapsın.) Zira, Allah Teâlâ, rızıkları taksim ettiği gibi, övgüsünü de taksim eder,' buyurmuştur."



Ebû Ümâme es-Sa'îdî'den, şöyle dediği rivayet edilmiş*tir: "Havariler îsâ (as)'ya, 'Yalnız Allah için ihlas sahibi olan kimdir?' diye sormuşlar. O da: 'Allah için iş yapan, insanların kendisini övmelerinden hoşnud olmayandır,' demiş. Havariler: 'Allah için nasihatte bulunan kimdir?' demişler. îsâ (as): 'Allah'ın hakkına öncelik veren, O'nun hakkım insanların hakkına tercih edendir. Biri dünya, diğeri ahiret işi iki durumla karşılaştığı zaman, âhiret için olana öncelik veren, onu tamamladıktan sonra, dünya işine yönelendir' cevâbını vermiştir."



Süleyman b. el-Muğîre, Sâbit'in şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "îsâ (as): 'Ey Allah'ın Resulü! Üzerine bineceğiniz bir merkep edinseniz' demişler. O da: 'Ben Allah'ın yanında, beni oyalacak birşeyler vermeyeceği kadar mükerremim' cevabını vermiştir."



Ebû'l-Celed'den şöyle bir rivayette bulunulmuştur: "îsâ b. Meryem (as) havarilerine 'Size gerçeği söyleyeyim mi? Siz ne dünyayı istiyorsunuz, ne de âhireti?' demiş. Onlar da: 'Ey Allah'ın Resulü! Bunu bize izah eder misin, biz ikisinden birini istediğimizi (zannediyorduk)' demişler. îsâ (as): 'Eğer dünyayı isteseydiniz, yer ve gök hazineleri elinde olan dünyanın Rabbine itaat ederdiniz. O da size (istediklerinizi) verirdi. Eğer âhireti isteseydiniz, âhiret gününün yegâne sahibi olan âhiretin Rabbine itaat ederdiniz. O da size âhireti verirdi. Ama siz ne onu, ne de diğerini istemiyorsunuz' demiştir."



Ebûl-Celed'den şöyle bir rivayette bulunulmuştur: "îsâ (as) havarilere: 'Allah zikrinden başka fazla laf etmeyiniz Yoksa kalpleriniz katılaşır. Kalbinde kasâyet bulunan kimseler ise Al*lah'tan uzaklaşırlar; fakat bunun farkında bile olmazlar. Sanki herbiriniz bir Rab'mış gibi insanların işledikleri günahlara bakma*yınız. Ama birer kul olduğunuzun farkında olarak kendi günahla*rınıza bakın. Müreffeh bir hayat sürenler ve sıkıntıya duçar olan*lar olmak üzere, insanlar iki kısımdır. Musîbete duçar olanlara başlarına gelenlerden dolayı acıyın, merhamet edin, Allah'ın verdi*ği afiyetten dolayı da hamd edin O'na' demiştir.



Yezîd b. Meysere'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Meryem oğlu îsâ (as), havarilere: 'Ne oluyor da ibadetlerin en üstününü yapmıyorsunuz?' demiş. Onlar da: 'İbâdetlerin en faziletli olanı hangisidir ey Allah'ın ruhu?' demişler. O, 'Allah için alçak gönüllülüktür' cevabını vermiştir."



İbrahim et-Teymî'den, îsâ (as)'nın: 'Hazinelerinizi gökte biriktiriniz, çünki kişinin kalbi hazinesinin yanındadır' dediği rivayet edilmiştir.


Avf b. Câbir'den Ebû'l-Hüzeyl'in bir rahibden şöyle işittiği rivayet edilmiştir: "Şeytan, îsâ (as)'ya Beytu'l-Makdis'te: 'Sen ölüleri dirilttiğini iddia ediyorsun, Öyleyse Allah'a dua et de şu dağı ekmeğe çevirsin' demiş. O da: 'Bütün insanlar ekmekle mi yaşıyorlar?' cevabını vermiş. Bu sefer İblis, 'Eğer sen de dediğin gibi isen olduğun yerden sıçrayıp atla melekler seni mutlaka karşılayıp tutacaklardır' demiş. îsâ (as), 'Rabbim benden canımla tecrübe etmememi istedi, bu yüzden beni kurtarır mı, kurtarmaz mı bilmiyorum' cevabını vermiştir."




Bekr b. Abdullah şöyle demiştir: "Havariler (bir gün) peygamberlerini kaybetmişler ve onu bulmak için aramaya koyulmuşlar. Bulduklarında bir de bakmışlar ki, suyun üzerinde yürüyor. Bir kısmı: 'Ey Allah'ın resulü! Biz de yürüyüp senin yanına gelelim mi?' demişler. O, 'Evet' cevabını vermiş. (Bir tanesi) yürüyüşe teşebbüs etmiş, ayağının birini atıp diğerini atmadan suya batı-vermiş. îsâ(as): 'Uzat ver elini, ey imanı güdük!' demiş. Arkasından da 'Eğer Ademoğlunda zerre kadar veya tane kadar yakın (Al*lah hakkında gerçek bilgi) olsaydı, suyun üzerinde yürür giderdi' demiştir."




Hilâl b. Yesâr'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Isa (as): 'Sizden biriniz oruçlu olduğu vakit, insanların içerisine çıkmadan evvel, sakalına yağ sürüp dudaklarına da bulaştırsın ki, onlar 'bu oruçlu değildir' desinler. (Oruçlu olduğunun farkına var*masınlar)' buyurmuştur."
[15]

Şa'bî'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: " Isâ (as) 'İyilik, sana iyilikte bulunana mukabelede bulunmak değildir. Bu ancak karşılıklı hayırda bulunmaktır. Ama esas ihsan (iyilik), sana kötülükte bulunana karşı iyilikle mukabelede bulunmaktır' demiştir."


Sellâm, Yezîd ed-Dabî'nin şöyle dediğini işitmiş olduğunu söylüyor: "Isâ (as), kendisine verilenden başkalarına da vererek iyilikte bulunurken, bir kadın ona 'Seni taşıyan karna, seni emziren göğüslere (anneye) müjdeler olsun' demiş. Isâ (as) da ona yönelip: 'Allah'ın kitabını okuyup ta O'na tâbi olana müjdeler olsun!' cevabını vermiştir."


Hayseme'den şöyle bir rivayette bulunulmuştur: "Bir kadın îsâ (as)'mn yanına uğramış ve ona 'Seni emziren göğüslere, seni taşıyan karna (anneye) müjdeler olsun!' demiş. O da: 'Kur*ânı okuyan, onun içindekilerle amel eden kimseye müjdeler olsun!' cevabında bulunmuştur."



Vehb b. Münebbih'ten şöyle bir rivayette bulunulmuş*tur: "Allah Teâlâ îsâ'ya (as): 7£y îsâ! Ben sana fakirleri sevmeyi ve onlara acımayı ihsan ettim. Sen onları seversin, onlar da seni se*verler. Onlar senden bir öncü ve lider olarak hoşnud kalırlar. Sen de onlardan arkadaş ve teba olarak memnun kalırsın. Bu iki ahlâkla kim bana mülâki olursa, gerçek şu ki, amellerin en saf ve bana en sevimli olanı Üe karşıma gelmiş olur' diye vahyetmiştir."



Süfyan, "îsâ (as) kıyameti hatırladığı vakit, kadın gibi çığlık atardı" demiştir.

Şabî'den îsâ (as)'nın yanında kıyamet anıldığı zaman çığlık attığı ve 'Meryem oğlunun yanında kıyametten söz edildiğinde onun sükût etmesi yakışık almaz' dediği nakledilmiştir.


İbnü'l-Ced'ân'dan isnadı ile beraber şöyle bir rivayette bulunulmuştur: "îsâ (as), telbiye getirerek ve 'Lebbeyk, (işte) kulun, işte ümmetinin oğlu, işte kulunun kızı' diyerek develerinin yuları lif olan yetmiş tane peygambere uğramış ve Mescidu'1-Hayf ta namaz kılmışlardır."

 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks