Hz.Hatice (ra)’yi Anmak…

Ebu Zerr

New member
Hz.Hatice (ra)’yi Anmak…

Mü’minlerin annesi Hz.Hatice (ra)’yi anlayamadık, anlatamadık. Acaba anılmaya layık değil miydi ya da anmayı gerekli mi görmüyorduk? Kadınlarımız Hz.Hatice (ra)’yi unutmuşlar mıydı, yoksa unuttukları kendilerimiydi? Yıllardan bir yılı Hz.Hatice (ra) yılı ilan edemez miydik, aylardan bir ayı, haftalardan bir haftayı ya da günlerden bir günü, sene de bir gün bir araya gelip Hz.Hatice (ra)’yi anamaz mıydık? Evet, belki Hz.Hatice (ra) ile ilgili rivayetler azdı, ancak çok şeyi anlatmıyor muydu, bir kadının özü saklı değil miydi o birkaç rivayette? Kadınlarımıza hiç şüphesiz ki o birkaç rivayetin özünü bulma sorumluluğu düşmektedir, bu kadınlarımız için kutsal bir görevdir, o özü bulup yaşamak sorumluluğu, ümmetin mü’minlerin annelerine olan ihtiyacının bir gereğidir. Ümmet mü’minlerin annelerine muhtaçtır. Ümmet yetimdir, ümmet sığınacak şefkatli, merhametli bir kucak aramaktadır. O kucak çağlar boyunca Hz.Hatice (ra)’de kendisini göstermiştir. Alemlere rahmet olarak gönderilen Rasulullah Hz.Muhammed (sav) bile o şefkat kucağında, o merhamet kucağında, sükunet bulmuştur, o kucağı sığınak edinmiştir; o kucak da ümmet kurtuluş bulmuş, o kucak da ümmet ayağa kalkmış, o kucağın ellerini tutarak yürümüştür, o kucağın rahmetinde rahmet bulmuştur. Ümmet yine yetimdir, ayağa kalkmak için bir şefkat eline muhtaçtır. Hz.Hatice (ra) yoktur, elbette Muhammed’lerin var olduğunu da iddia edecek değilim, ancak şunu iddia edebilirim Muhammed’leri doğuranlar Haticelerdir. Mü’minlerin anneleri Haticelerdir. İşte burada kadınlarımıza büyük işler düşmektedir, küçük dahi olsa Hz.Hatice (ra)’yi anmaya başlayarak. Hz.Hatice (ra) ölmüştür, ümmet-i Muhammed’in kadınlarında dirilmek üzere. Hz.Hatice (ra) ölmüştür, hüzün yılıdır yıllardan, ümmetin üzerine çöken hüzün çağlarına denk düşmektedir O’nun ölümü.

Peygamberimiz (s.a.s): "Bu ümmet üzerinde, şu günlerde toplanan iki musibetten, ben, hangisine en çok yanacağımı bilemiyorum!" demekten kendilerini alamıyorlardı. (1) Ümmet yanıyordu Ya Rasul (sav)! Haticesiz geçen çağlar bitmek tükenmek bilmeyen yangınlardı. Sönmek bilmeyen yangınlar, gözyaşlarının söndüremediği yangınlar. Gözyaşlarımızı silecek bir anne yoktur, şefkat kucağına koşturacağımız bir Hatice yoktur, Hz.Hatice (ra)’yi örnek alan bir kadın yoktur.

Hatice (ra)’ye Muhammed (sav)’i anlatmışlar, kadıncağız aşık olmuş, nereden bilsin ümmet onda doğacak, nereden bilsin Fatımasını, nereden bilsin Hüseyinini, nereden bilsin Muhammed (sav)’in doğumunu, nereden bilsin Muhammed (sav)’in aşkını. Hiç bir insan iki defa doğar mı? İşte, Muhammed (sav) doğmuş. Hira’nın yolları çetindir, Muhammed (sav) inzivadadır, aylardan ramazandır; bir melek gelir, vahyi getirir; Oku der, oku der, oku der; Muhammed (sav) şaşkındır, mağaradan dışarı çıkar, korkmuştur; bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışmaktadır, bir yandan da olup bitenin coşkun heyecanını yaşamaktadır, tedirgindir, sıkıntılıdır. O halet-i ruhiye ile evine koşmuştur, ailesine koşmuştur, kadınına koşmuştur, Haticesine koşmuştur, Haticesinin sinesine koşmuştur.

Resulü Ekrem yüreği titreyerek evine döndü ve Hazreti Hatice'ye: -"Beni örtün, beni örtün" dedi. Korkusu zâil oluncaya kadar vücudunu sarıp örttüler. Ondan sonra, olup biteni Hatice'ye nakletti: -Kendimden korktum, dedi… Hazreti Peygamberin ilk defa karşılaştığı bir halin tesiriyle geçirdiği buhranlı dakikalarda Hazreti Hatice'nin metaneti ve sarf ettiği sözler dikkati çeker. Öyle sözler söylüyor ki, olgun bir kadın ve vahiy nazil olacak olan Hane-i Saadete layık bir zevce olduğunu gösteriyor.(2) Muhammed (sav) Haticesinin şefkatli kucağında örtüsünü bulmuştu; ümmetin bugün aradığı o şefkat kucağı, o örtü, o Hatice gibi.

Ümmet-i Muhammed’de örtün örtün diye haykırmaktadır kadınlarına, Haticeler nerede ya da Muhammedler. Muhammed (sav) emin sıfatı ile muttasıftı. Hz.Hatice (ra)’de belki O’nun bu vasfına vurulmuştu, eminliğine aşık olmuştu, kim bilir? İşte, Muhammed (sav)’in sinesine koştuğu o kadın Hz. Hatice şöyle diyordu: “Allah seni utandırmaz, mahcup etmez. Çünkü sen, Akrabayı ziyaret edersin, misafiri ağırlarsın, doğru söylersin, yalan söylemezsin, zayıflara yardım edersin, başkalarının ağırlığını yüklenip yardım edersin, bir şeyi olmayan fakir kimseyi kazandırırsın, yoksulun elinden tutarsın, hak yolunda çıkan hadiseler karşısında yardım edersin, hakka, haklıya…" İşte, Muhammed (sav)’in bu özelliklerini sayıyordu Hz.Hatice (ra). (3) Belki de unutulmaya yüz tutmuş sünnetlerdi bunlar. Düşünsenize bir gün eşiniz Hira mağarasında koşarak evine gelecek, gayet doğalmış gibi mağarada Cebrail ile karşılaştığını söyleyecek, Allah’tan vahiy aldığını söyleyecek ve bir kadın olarak siz “Allah seni mahcup etmez” diyeceksiniz. Bu gerçekten Hz.Hatice (ra) gibi asil ruhlara has bir durumdur, elbette böyle asil ruhlar hiçbir zaman olmayacak değildir. Ancak, Rasulullah (sav) bu asil ruhun yokluğunun ızdırabını da çekmiştir hayatında, belki ümmetin bugün çektiği gibi. Ümmet-i Muhammed’i örtecek Haticeler nerede?

Mü’minlerin annesi Hz.Hatice (ra) için Rasulullah (sav): “Hatice (ra) kadınlarının en iyisidir” derken o asil ruha işaret ediyordu. Allah’ın selam yolladığı o asil ruh Hira’nın çetin yollarına Muhammed (sav) aşkı için düşmüştü : Ebu Hureyre (ra) (Cebrail (as) Hatice’nin Hira dağına yiyecek getirdiğini şöyle anlatır) : “Cebrail Hz.Peygamber (sav)’e geldi ve “Ey Allah’ın Rasulü, şu gelen Hatice’dir, yanında katık vardır (yiyecek, içecek). Kendisi yanına geldiğinde ona Rabbinden ve benden selam söyle ve cennete kendisi için, içerisinde ne gürültü patırtı ne de yorgunluk bulunan inciden bir köşk müjdele” dedi. İşte, cennetle müjdelenen o asil ruhun, o asil kadın Hz.Hatice (ra)’nin Muhammed (sav)’i ile varacağı yer, ne güzel yer değil mi?

Rasulullah (sav) Hz.Aişe (ra)’ye şöyle diyordu: “Ey Aişe, İlim ve Kuran şiarın olsun”. (4) İlim ehli, Kuran ehli mü’minlerin annelerinden güzide kadın, güzel kadın Hz.Aişe (ra)’ye son sözleri bırakalım. Rasulullah (sav)’ın Hz.Hatice (ra)’ye olan aşkını, Hz. Hatice (ra)’yi unutamadığını anlatan bu satırları bizlere armağan eden annemiz Hz.Aişe (ra)’nin de yeri elbette ayrıdır gönül dünyamızda. Böyle iki nadide hadiseyi bizlere aktaran, Hz.Hatice (ra)’nin “kadınlarının en iyisi” olduğuna şahitlik eden bu satırları bizlere ulaştıran, mü’milerin annesi Hz.Aişe (ra)’ye de vefa borcumuz, ilim ve kuran şiarı ile şahitliği ile mutlaka yerini bulacaktır.

Hz.Aişe (ra): “Hatice’yi kıskandığım kadar Hz.Peygamber (sav)’in hanımlarından hiçbirini kıskanmadım. Halbuki ben (evlendiğimde) kendisini görmemiştim, ama Hz.Peygamber (sav) onu sıkça anardı. Bazen koyun kesip, parçalara ayırıp Hatice’nin samimi dostu kadınlara gönderirdi. Bazen de ben kendisine: “Sanki dünyada Hatice’den başka kadın yok” demişimdir. O da: “Hatice şöyle idi, şöyle şöyle idi, benim ondan çocuğum var”, buyurdu, demiştir.

HzAişe (ra) anlatır: “Hatice’nin kızkardeşi Hale Bintu Huveylid, Rasulullah (sav)’ın yanına girmek için izin istedi. O da (sesinin benzerliğinden dolayı) Hatice’nin izin istemesini hatırladı, heyecenlandı ve “Aman Allah’ım (ama bu Hatice değil) Hale’dir” dedi. Benim de kıskançlık damarım tuttu: “Dişleri dökülmüş, mazide kalmış kureyş’in kocakarılarından bir ihtiyar kadının nesini anarsın ki, hâlbuki Allah sana ondan daha iyisini bahş eylemiştir” dedim.

Rasulullah (sav)’ın şu yaptıkları aşk değil de nedir?

Aşk mıdır ki, Hatice’yi dağlara Muhammed diye düşüren.
Aşk mıdır ki, “Hatice (ra) kadınlarının en iyisidir”, dedirten.
Aşk mıdır ki, Hatice’nin dostlarını hatırına unutturmayan.
Aşk mıdır ki, Hatice’nin Hale’sinin sesine Aman Allah’ım dedirten.


1- Hüseyin Algül, http://www.enfal.de/tarih30.htm
2- Nüzulünden Günümüze Kur’an-ı Kerim Bilgileri, Dr.Osman Keskioğlu, Diyanet Vakfı Yay, sh.15,16,17
3- Rudani
4- İmam-ı Azam Ebu Hanife, müsned.

Not : Hz.Hatice (ra) ile ilgili rivayetler Buhari’den alınmıştır.


Abdullah Emin Kıbrısi
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks