Dolu dizgin giden bir hayat, bir gün duracak ve durulacak.Başla emrini veren kim ise, dur diyen de O, olacak elbette.O zaman bakacağız, bu ömürden geriye elde ne kalmış diye!
Demek ki, her gidişin bir varış ve bitiş noktası var.Her yolculuk kendine uygun hazırlık istediğine göre, bizim yanımızda götürdüğümüz ne?Dünyada, ardımızdan bıraktığımız eser ne?
Bir eser ki, çizgisi bir başka dünyanın başladığı yere geçemiyorsa, elbette bir kıymet ifade etmeyecek ve üzerinde durulmaya değmeyecektir.Bize kabirden öteye arkadaşlık edecek ve arkamızdan bize sevap kazandıracak olan eserler, ancak gerçek eserler olabilir.Bir İslam büyüğü der ki: “ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.”
Demek her eser veren, unutulmayacak diye bir kaide yoktur.Emek ve gayretini fani neticelerin kalacağı, faydalı ve baki hizmetlere sarfedenlerin de baki bir netice kazanacağı muhakkaktır.
İşte gençlik gidiyor.Bir dakika, belki bir saniye bile sürmeyen bu dünyadaki yasak lezzetler için ahirette senelerce ceza çekmek zorunda kalabiliriz.
Gençlik elden çıkmadan,sel gidip de eller boş kalmadan, o nimet ile ebedi gençliği kazanmanın çarelerini araştırmalıyız.Böyle bir hayatı yaşayabiliyorsak devam ettirelim, değilse hemen değiştirelim.
Her eser, sahibinin imzasını taşır.Güzel yaşanmış bir hayat ise, en güzel eserdir.Ne mutlu o hayata doğru kanat açanlara…Son sözü bırakalım yine Yunus’umuz söylesin:
Yüzyıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus
Son ucu bir nefestir, geç andan unuttun tut.
Demek ki, her gidişin bir varış ve bitiş noktası var.Her yolculuk kendine uygun hazırlık istediğine göre, bizim yanımızda götürdüğümüz ne?Dünyada, ardımızdan bıraktığımız eser ne?
Bir eser ki, çizgisi bir başka dünyanın başladığı yere geçemiyorsa, elbette bir kıymet ifade etmeyecek ve üzerinde durulmaya değmeyecektir.Bize kabirden öteye arkadaşlık edecek ve arkamızdan bize sevap kazandıracak olan eserler, ancak gerçek eserler olabilir.Bir İslam büyüğü der ki: “ahirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.”
Demek her eser veren, unutulmayacak diye bir kaide yoktur.Emek ve gayretini fani neticelerin kalacağı, faydalı ve baki hizmetlere sarfedenlerin de baki bir netice kazanacağı muhakkaktır.
İşte gençlik gidiyor.Bir dakika, belki bir saniye bile sürmeyen bu dünyadaki yasak lezzetler için ahirette senelerce ceza çekmek zorunda kalabiliriz.
Gençlik elden çıkmadan,sel gidip de eller boş kalmadan, o nimet ile ebedi gençliği kazanmanın çarelerini araştırmalıyız.Böyle bir hayatı yaşayabiliyorsak devam ettirelim, değilse hemen değiştirelim.
Her eser, sahibinin imzasını taşır.Güzel yaşanmış bir hayat ise, en güzel eserdir.Ne mutlu o hayata doğru kanat açanlara…Son sözü bırakalım yine Yunus’umuz söylesin:
Yüzyıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus
Son ucu bir nefestir, geç andan unuttun tut.