yavuzburak
New member
- Katılım
- 1 Nis 2007
- Mesajlar
- 417
- Tepkime puanı
- 74
- Puanları
- 0
HAZRET-İ ÖMER İLE SARHOŞ ADAM
İslâm'ın ikinci halifesi Hazret-i Ömer, sabahlara kadar sokak sokak gezer, idaresini üzerine aldığı halkın huzur içinde istirahat edip etmediklerini araştırırdı. Yine böyle teftiş gecelerinden birindeydi. Medine sokaklarında ses*sizce gezerken ileride hiç beklemediği bir gürültü işitti. Merakla yaklaştı, dikkatle baktığında, bir sarhoşun gelip geçenlere münasebetsizce sözler söyleyip rahatsız ettiğini gördü. Resûlüllah'ın şehri Medine'de adam hem âyetin emrine karşı gelerek içki içmiş, hem de sarhoş halde so*kağa çıkıp mes'ûliyetini üzerine aldığı mü'minleri rahat*sız etmişti. Bu hâl, Allah'ın emrine açıkça isyandı. Al*lah'a isyan edenin hasmı ise Halife Ömer'di.Bu sebeble meşhur gazabına yine bürünmüş. Öfkesini kullanmanın zamanı geldiğine inanmıştı. Elindeki kırba*cını hızla kaldırıp sarhoşun başına yıldırım gibi indirme*yi düşünüyordu. Nitekim kamçısını havaya yukan kaldı*rırken sarhoşun hakaretti sözlerine muhatap olmaya başladı.
Adam, şahsını hedef almış, bizzat kendisine hakarette bulunmuştu. Hızla havaya kalkan kamçı bu defa yavaş*ça yere indi, sarhoşun başında şaklamaktan vazgeçmiş oldu.
Şaşıran sarhoş, sormadan edemedi:
— Sen kimsin ki, önce beni kırbaçlamak istedin, son*ra da vazgeçtin?
Hazret-i Ömer cevap verdi: — Ben Allah'ın emirlerini tatbik etmekle vazifeli halife Ömer'im!
— Peki öyle ise neden kırbaçlamaktan vazgeçtin beni? Halifenin cevabı, fevkalâde düşündürücüydü:
— Ben önce Allah için kaldırmıştım kırbacımı. Tam o sırada sen şahsıma hakaretler savurdun. Birden nefsi*min galeyana gelmesine, öfkelenmeme sebeb oldun. Bak*tım ki Allah için kaldırdığım kırbacım, nefsim için ine*cek. Nefsime yaptığın hakaretinden dolayı seni kırbaçla*mış olacağım.
Halife sözünü şöyle tamamladı:
— Halbuki ben, Allah için hiçbir şeyden gözümü kırp*mam, ama nefsim için bir karıncayı dahi incitemem, bir kuşun bile benden korkup uçmasına razı olamam!
Bu cevaptan sonra ortalığı bir sessizlik almıştı. Müslümanların halifesi neticeyi şöyle bağladı: —Uzat elini, seni doğruca Kadı Şüreyh'e götüreyim.
Durumunu ona anlat, adaletin hükmünü ondan gör. Bundan sonra seni ben cezalandıramam. Zira nefsimin hisse almasından korkarım![1]
[1] Ahmet Şahin “Dini Hikayeler” s:83