Cia ve Mossad tarafindan desteklenen Irak'taki Kurt liderler Bati medyasini da arkalarina alarak Halepce'de meydana gelen olaylari yillarca uluslararasi kamuoyunda manupile ederek kendi politik cikarlari dogrultusunda kullandilar.
Zaho'dan goc eden ve Yahudi bir Kurt olan Moti Zaken 1993'de Israil'de "Kurt-Israil Dostluk ligi" adi altinda bir organizasyon kurdu.Amerika'daki Siyonist lobiyle de birlikte calisan Zaken'in girisimleri sonucunda 1996 yilinda Washington Kurt Enstitusu kuruldu ve bu enstitu Siyonist Mike Amitay tarafindan finansal acidan desteklendi.
Mike Amitay,Amerikan Kongre'sinde uzun yillar yardimcilik gorevinde bulunan ve American Israeli Public Affairs Committee(IPAC) adina lobicilik yapan Moris Amitay'in ogludur.Genc Amitay,Frank Gaffney Centre for Security Policy'nin bir danismani ve Jewish Institute for National Security Affairs(JINSA)
nin eski baskan yardimcilarindandir.
JINSA,Dick Cheney,John Bolton,Douglas Feith ve Richard Perle gibi kisilerle ilintili olup,ayrica MOSSAD'la baglantili olan Washington Kurt Enstitusunde gorev yapan Najmaddin Karim,Omar Halmat,Birusk Tugan,Osman Baban,Asad Khaliany,Kendal Nezan,Asfandiar Shukri ve Muhammed Khoshnow adli bir grup Kurt'le de yakin temas halindedir.
Bu tip iliskiler uzerine kurulu bu organizasyonlar uzun sure Irak ordusunun 1988'de Kurtler'e karsi kimyasal silah kullandigi propagandasini yapan kurumlarin basinda gelmektedir.
Human Right Watch (HRW) orgutune gore cogunlugu sivillerden olusan 50,000 ile 100,000 arasindaki insan sayisi Irak merkezi hukumetinin emriyle yapilan kimyasal saldirilarda yok edildi.
Bu konudaki soykirim iddiasinin oteki destekcisi ise bu olaylarla ilgili olarak 18,000 kelimelik uzun bir hikaye yazan Jeffrey Goldberg'dir.Goldberg'in hikayesi cesitli detaylarla doludur.Ornegin bu hikayelerden birisi iki yasindaki kizini emzirirken olen Hamide Mahmud'la ilgilidir.Goldberg yazisinda,Saddam Huseyin'in kendi vatandaslarini kimyasal gazlarla oldurmesini Hitler'in Yahudiler'i katletmesinden sonraki en buyuk soykirim olarak adlandirmaktadir.
18,000 kelimelik hikayesinde Goldberg'in soylemedigi bir onemli gercek ise Goldberg'in kendisinin hem Israil hem de Amerikan vatandasi oldugu ve bu yazidan birkac yil once Israil Savinma gucunde hizmet ettigidir.Bu konuyla ilgili olarak kamuoyunda bilinenlerden cok daha farkli raporlar iceren War College'nin raporu gormezden gelinmekte ve kamuoyundan gizlenmektedir.
Eylul 1980'den baslayip Agustos 1988'e kadar suren Iran-Irak savasinda her iki tarafinda kimyasal silah kullandiklari acikca bilinen bir gercektir.
Irak,insan sayisi acisindan ustun olan Iran'in savasta uyguladigi " insan dalgalari " taktigini kirmak icin Iran askerlerine karsi Hardal gazi kullandigini kabul etti fakat sivil halka yonelik kimyasal silah kullanimini her zaman reddetti.
Kimyasal silah kullanilarak Kurtler'in olduruldugunu dogrulayan tek olay 1988'de Mart'in ortalarinda Halepce'de gerceklesmistir ve Iran sinirinda olan bu koyde gaz zehirlenmesinden birkac yuz kisi hayatini kaybetmistir.
15 Mart 1988'de Halepce ve koydeki Irak askeri garnizonu Iran tarafindan ele gecirilmistir.16 Mart ve sonrasinda ise kimyasal gazdan kaynaklanan olumler meydana gelmistir.Bu noktada sorulmasi gereken soru suclunun kim oldugudur.Iran mi yoksa Irak mi?
Bu soruya en iyi cevap 1990'da yayimlanan Strategic Stidues Institutes of the US Army War Collage'e ait bir rapordur.Bu rapora gore Halepce'de olenlerin asil sorumlusu Irak degil Iran'dir.
Irak'in Halepce'deki olaylarda Hardal gazi kullandigini belirten War College'nin raporu ayrica ,Hardal gazinin felc edici ozellik tasidigini oldurmedigini hardal gaziyla yapilan salditilarda meydana gelen olumlerin sadece %2 civarinda oldugunu vurgulamistir.Bu rapor saldirilarda binlerce kisinin oldugunu iddia eden Human Right Watch orgutunu yalanlamaktadir.
War Collage'nin degerlendirmesine gore,Iran Halepce'yi ele gecirmek icin saldiriya gecti.Irak ordusu bu saldiriyi kirmak icin hardal gazi kullandi.Iran kisa bir sure sonra karsi bir saldiriya gecerek Halepce'yi ele gecirdi ve birkac ay kontrolu altinda tuttu.
Halepce'yi kontrol altinda tutan Iran,kimyasal silahlardan dolayi meydana gelen olumlerden Irak'i sorumlu tuttu ve Iran'nin suclamalari uluslararasi basin ajanslarinda gecti.Daha sonra bu olay ABD Savunma Bakanligi ve senatosu tarafindan politik maksatlarla kullanilmaya baslandi.
Iran-Irak savasi sirasinda Irak uzerine politik analizler yapan ve CIA uzmani olan Stephen Pelletiere 'in "Halepce Katliami " uzerine bir grupla birlikte yaptigi calismalarda ise su ilginc bulgular yer almaktadir:
"Olay yerinde incelemeler yapan gozlemcilerin fark ettigi bir gercek kurbanlarin cogunun el ve ayak uclarinda mavilikler bulunmasiydi.Bunun anlami bu insanlar siyanur klorur veya hidrojen siyanur olarak bilinen "blood agent"lerle olduruldu.Bu donemde Irak'in elinde bu cesit gazlar yoktu ve uretebilecek kapasitede de degildi.Fakat Iran bu silahlara sahipti ve kullandi."
Pelletiere'nin raporu ayrica uluslararasi inanc organizasyonlarinin Turkiye'ye siginan Kurt multeciler uzerinde yaptigi incelemeler sonucunda gaz zehirlemesinden olen hic kimseye rastlanmadigini belirtmektedir.HRW'nin iddialarini 15 yil destekleyen CIA Ekim 2003'de yayimlanan bir raporda Irak'in o donem sadece hardal ve sinir gazlarina sahip oldugunu kabul etti.
Su anda ise CIA, War College'nin 1990'da yayimladigi ve Irak'taki Kurtler'in hardal gazi veya sinir gazlariyla degil blond agent gazlariyla olduruldugunu vurgulayan raporuna inanir gozukmektedir.
Bu konuyla ilgili uzmanlarin ve raporlarin karsi goruslerine ragmen Irak'taki Kurt liderler
"Halepce Katliami"ni MOSSAD'dan da aldiklari yardimlarla uzun yillar uluslararasi alanda kendi politik cikarlari ugruna pazarladilar.
Kaynak :Aljazeera.net
[size=+2]Halepce'deki Kurtler'e gercekten ne oldu? [/size]Prof. Muhammed El - Obaidi
h
[size=-1]Prof Muhammed El-Obaidi[/size]
Prof Obaidi,Irak Halk Mucadele Hareketi'nin bir sozcusudur ve bir profesor olarak Ingiltere'de dersler vermektedir.Bagdat'taki bir yerlesim alani olan Ademiye
de dogup buyumustur.
Halepce uzerine bir kitap hazirlamaktadir
Zaho'dan goc eden ve Yahudi bir Kurt olan Moti Zaken 1993'de Israil'de "Kurt-Israil Dostluk ligi" adi altinda bir organizasyon kurdu.Amerika'daki Siyonist lobiyle de birlikte calisan Zaken'in girisimleri sonucunda 1996 yilinda Washington Kurt Enstitusu kuruldu ve bu enstitu Siyonist Mike Amitay tarafindan finansal acidan desteklendi.
Mike Amitay,Amerikan Kongre'sinde uzun yillar yardimcilik gorevinde bulunan ve American Israeli Public Affairs Committee(IPAC) adina lobicilik yapan Moris Amitay'in ogludur.Genc Amitay,Frank Gaffney Centre for Security Policy'nin bir danismani ve Jewish Institute for National Security Affairs(JINSA)
nin eski baskan yardimcilarindandir.
JINSA,Dick Cheney,John Bolton,Douglas Feith ve Richard Perle gibi kisilerle ilintili olup,ayrica MOSSAD'la baglantili olan Washington Kurt Enstitusunde gorev yapan Najmaddin Karim,Omar Halmat,Birusk Tugan,Osman Baban,Asad Khaliany,Kendal Nezan,Asfandiar Shukri ve Muhammed Khoshnow adli bir grup Kurt'le de yakin temas halindedir.
Bu tip iliskiler uzerine kurulu bu organizasyonlar uzun sure Irak ordusunun 1988'de Kurtler'e karsi kimyasal silah kullandigi propagandasini yapan kurumlarin basinda gelmektedir.
Human Right Watch (HRW) orgutune gore cogunlugu sivillerden olusan 50,000 ile 100,000 arasindaki insan sayisi Irak merkezi hukumetinin emriyle yapilan kimyasal saldirilarda yok edildi.
Bu konudaki soykirim iddiasinin oteki destekcisi ise bu olaylarla ilgili olarak 18,000 kelimelik uzun bir hikaye yazan Jeffrey Goldberg'dir.Goldberg'in hikayesi cesitli detaylarla doludur.Ornegin bu hikayelerden birisi iki yasindaki kizini emzirirken olen Hamide Mahmud'la ilgilidir.Goldberg yazisinda,Saddam Huseyin'in kendi vatandaslarini kimyasal gazlarla oldurmesini Hitler'in Yahudiler'i katletmesinden sonraki en buyuk soykirim olarak adlandirmaktadir.
18,000 kelimelik hikayesinde Goldberg'in soylemedigi bir onemli gercek ise Goldberg'in kendisinin hem Israil hem de Amerikan vatandasi oldugu ve bu yazidan birkac yil once Israil Savinma gucunde hizmet ettigidir.Bu konuyla ilgili olarak kamuoyunda bilinenlerden cok daha farkli raporlar iceren War College'nin raporu gormezden gelinmekte ve kamuoyundan gizlenmektedir.
Eylul 1980'den baslayip Agustos 1988'e kadar suren Iran-Irak savasinda her iki tarafinda kimyasal silah kullandiklari acikca bilinen bir gercektir.
Irak,insan sayisi acisindan ustun olan Iran'in savasta uyguladigi " insan dalgalari " taktigini kirmak icin Iran askerlerine karsi Hardal gazi kullandigini kabul etti fakat sivil halka yonelik kimyasal silah kullanimini her zaman reddetti.
Kimyasal silah kullanilarak Kurtler'in olduruldugunu dogrulayan tek olay 1988'de Mart'in ortalarinda Halepce'de gerceklesmistir ve Iran sinirinda olan bu koyde gaz zehirlenmesinden birkac yuz kisi hayatini kaybetmistir.
15 Mart 1988'de Halepce ve koydeki Irak askeri garnizonu Iran tarafindan ele gecirilmistir.16 Mart ve sonrasinda ise kimyasal gazdan kaynaklanan olumler meydana gelmistir.Bu noktada sorulmasi gereken soru suclunun kim oldugudur.Iran mi yoksa Irak mi?
Bu soruya en iyi cevap 1990'da yayimlanan Strategic Stidues Institutes of the US Army War Collage'e ait bir rapordur.Bu rapora gore Halepce'de olenlerin asil sorumlusu Irak degil Iran'dir.
Irak'in Halepce'deki olaylarda Hardal gazi kullandigini belirten War College'nin raporu ayrica ,Hardal gazinin felc edici ozellik tasidigini oldurmedigini hardal gaziyla yapilan salditilarda meydana gelen olumlerin sadece %2 civarinda oldugunu vurgulamistir.Bu rapor saldirilarda binlerce kisinin oldugunu iddia eden Human Right Watch orgutunu yalanlamaktadir.
War Collage'nin degerlendirmesine gore,Iran Halepce'yi ele gecirmek icin saldiriya gecti.Irak ordusu bu saldiriyi kirmak icin hardal gazi kullandi.Iran kisa bir sure sonra karsi bir saldiriya gecerek Halepce'yi ele gecirdi ve birkac ay kontrolu altinda tuttu.
Halepce'yi kontrol altinda tutan Iran,kimyasal silahlardan dolayi meydana gelen olumlerden Irak'i sorumlu tuttu ve Iran'nin suclamalari uluslararasi basin ajanslarinda gecti.Daha sonra bu olay ABD Savunma Bakanligi ve senatosu tarafindan politik maksatlarla kullanilmaya baslandi.
Iran-Irak savasi sirasinda Irak uzerine politik analizler yapan ve CIA uzmani olan Stephen Pelletiere 'in "Halepce Katliami " uzerine bir grupla birlikte yaptigi calismalarda ise su ilginc bulgular yer almaktadir:
"Olay yerinde incelemeler yapan gozlemcilerin fark ettigi bir gercek kurbanlarin cogunun el ve ayak uclarinda mavilikler bulunmasiydi.Bunun anlami bu insanlar siyanur klorur veya hidrojen siyanur olarak bilinen "blood agent"lerle olduruldu.Bu donemde Irak'in elinde bu cesit gazlar yoktu ve uretebilecek kapasitede de degildi.Fakat Iran bu silahlara sahipti ve kullandi."
Pelletiere'nin raporu ayrica uluslararasi inanc organizasyonlarinin Turkiye'ye siginan Kurt multeciler uzerinde yaptigi incelemeler sonucunda gaz zehirlemesinden olen hic kimseye rastlanmadigini belirtmektedir.HRW'nin iddialarini 15 yil destekleyen CIA Ekim 2003'de yayimlanan bir raporda Irak'in o donem sadece hardal ve sinir gazlarina sahip oldugunu kabul etti.
Su anda ise CIA, War College'nin 1990'da yayimladigi ve Irak'taki Kurtler'in hardal gazi veya sinir gazlariyla degil blond agent gazlariyla olduruldugunu vurgulayan raporuna inanir gozukmektedir.
Bu konuyla ilgili uzmanlarin ve raporlarin karsi goruslerine ragmen Irak'taki Kurt liderler
"Halepce Katliami"ni MOSSAD'dan da aldiklari yardimlarla uzun yillar uluslararasi alanda kendi politik cikarlari ugruna pazarladilar.
Kaynak :Aljazeera.net
[size=+2]Halepce'deki Kurtler'e gercekten ne oldu? [/size]Prof. Muhammed El - Obaidi
h
[size=-1]Prof Muhammed El-Obaidi[/size]
Prof Obaidi,Irak Halk Mucadele Hareketi'nin bir sozcusudur ve bir profesor olarak Ingiltere'de dersler vermektedir.Bagdat'taki bir yerlesim alani olan Ademiye
de dogup buyumustur.
Halepce uzerine bir kitap hazirlamaktadir