Hakikat

Üstünde kambur, ağır yük taşıdığın,
Anasır-ı erbaa hayat boyu kurtulamadığın,
Mazinin peşinde koşarken hayallediğin,
Beyaz taylasanları seyretmek, işte imkansız isteğin...

Suyu bilmek için tuz yenilmesi gerek değil mi ?
İman nedir ? sorusuna susmak gerek değil mi ?
İnkarın; inkar edilmesi gerçeğidir,
Vera bahçesinde beka hayalleri, bu hali ile hayaldir!..

Hiç olmak dersin, bak bakalım ne olmuşsun,
Oldum demenin dahi küfür addedildiği bu divanda,
Bir deve hörgücü kadardır nasibin,
Hörgücü sen ne bilirsin...

Taylasanlar da uzaktır, Şi'ra da uzaktır sana,
Bela sözcüğü inmedikçe dudağından dimağına,
Küfrederek namaz, beş vakit boynunda,
Son nefeste ruhun, boğulur küfür kusmuğunda...

La İlahe İllallah dersin,
Bir dikili ağaçtır dünya gayretin,
Buldunsa İllallah'ı, nedir başka emelin ?
Riyasız tevhid; ulaşılmaz hayalin!

Hak ! Gerçek ! İlla Allah !
Ancak; O ! Gerisi yalan billah,
Senin dilin pek bir döner bu söze,
Dünyalık meşgale, Kabe'n gibi üstünde...

Vay, vay, vay! Hakikate bak. Maaşallah.
Sen de güzel yazıyorsun radikal.
Tebrikler.

Vay köftehor, demek sendin ha. Bir de beni işlettin. Eh, yolumuz düşer inşaallah oraya da. Civar illerdeyim zaten, gelirim kelleni almaya, merak etme.