83. HADİS-İ ŞERİF
Allah’ü Teala ilmi size ihsan buyurduktan sonra zorla çekip almaz. Lakin Alimleri ilimleri ile beraber cemiyet içerisinden alıp, ruhlarını kabzeder. Artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar, onlar da kendi düşünce ve arzularına göre fetva verip, hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar.
Allahü Teala ilmi size ihsan buyurduktan sonra zorla çekip almaz. Lakin alimleri ilimleri ile beraber cemiyet içerisinden alır ve ruhlarını kabzeder: Elbette, Allah(c.c.) verdiği ilimleri kendisine ulaşılsın diye vermiştir ve istediği, talebi de budur. Onu hiç kimsenin içinden zorla çekip almaz. Allah’ın ilmi hiçbir zaman hafızalardan silinmez. Onu örten kulun kendisidir. Lakin alimleri ilimleri ile beraber cemiyet içerisinden alır.
Peygamberler dönemi, sahabe-ashab dönemi, veli- evliya dönemi, irşat dönemi ve şu ara gördüğünüz gibi sahte evliyaların, mürşitlerin dönemi. Artık kara cahil bir zümre kalır, şu dönemde kalan kara cahil zümre gibi. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorar, onlar da kendi düşünce ve arzularına göre fetva verirler. Bakınız, bid’atsız bir Hakk İlmi için buradayız. Ben zaman zaman söyledim, şu anda 10-11 bin Hadis-i Şerif ve Hadis-i Kutsi var. Bunlardan yalnızca 3000 tanesi Sahih Hadis’tir, Müttefakün Aleyh Hadis’tir. Bunların dışındakileri zan ile yazdıkları, kişilerin kendi düşüncesi ile bugün Hadis olarak bildirdiği bilgilerdir, sahte bilgilerdir, bid’at bilgilerdir.
Gelelim Mürşitlere, derslerimizde sık sık bahsettik. Bugünkü sahte mürşitleri, kendi zannı ile fetva veren, müritleri kendiyle birlikte şerre götüren devriniz mürşitlerini çok anlattık. Bu Hadis-i Şerif de açık açık söylüyor. Hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar. Çünkü Kur’an-ı Kerim buna açık bir şekilde cevap veriyor. Diyor ki Yunus Suresi 36. Ayet’te”: Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, Hakk’tan, İlimden hiçbir yerini tutmaz. Allah(c.c) onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.)Yani açıkçası; zan ile alınan bilginin Hakk İlmiyle ilgisi yoktur diyor özetle.
İnsanların zannına girerek yaptıkları hatalara bir örnek verelim, bir hikaye anlatalım: Bizlerin hala en büyük imam diye bildiği İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerine, birkaç kişi geliyor huzuruna, kendi zanlarıyla Ebu Hanife Hazretlerine bir başka kişinin gıybetini yaparak diyorlar ki “Sen İmam-ı Azam’sın sana öyle bir isim söyleyeceğiz ki anlat; kafir midir, Müslüman mıdır? O kişi cenneti istemez, cehennemden korkmaz, secdesiz, rükusuz namaz kılar, fitneyi sever. Bu kişi Müslüman mıdır, kafir midir?” İmam-ı Azam Hazretleri cevap vaemeden yanındakiler kesin olarak kafirdir diyorlar. Oysa İmam-ı Azam Hazretleri duruyor “Hayır” diyor, “O Müslümandır. Neden? Çünkü siz zannınızla onu suçluyorsunuz.. Elbette o cenneti istemez. çünkü o Cennet’in sahibini ister. Elbette o cehennemden korkmaz, çünkü o cehennemin malikinden korkar. Secdesiz, rükusuz namaz kılar dediğinizde o, cenaze namazı kılıyordu. Fitneyi sever diyorsunuz, Kur’an-ı Kerim’de açıkça “evlatlarınız size fitnedir” diyor, o adam evladını seviyor. O adam Müslüman’dır” diyor.
İnsanları değerlendirmeyi görüyor musunuz? Onun için biz size defalarca “Siz bilemezsiniz, siz kişileri değerlendirmeyin, ona en iyi değeri veren Hakk Teala’dır.” diyoruz.
Allah’ü Teala ilmi size ihsan buyurduktan sonra zorla çekip almaz. Lakin Alimleri ilimleri ile beraber cemiyet içerisinden alıp, ruhlarını kabzeder. Artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar, onlar da kendi düşünce ve arzularına göre fetva verip, hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar.
Allahü Teala ilmi size ihsan buyurduktan sonra zorla çekip almaz. Lakin alimleri ilimleri ile beraber cemiyet içerisinden alır ve ruhlarını kabzeder: Elbette, Allah(c.c.) verdiği ilimleri kendisine ulaşılsın diye vermiştir ve istediği, talebi de budur. Onu hiç kimsenin içinden zorla çekip almaz. Allah’ın ilmi hiçbir zaman hafızalardan silinmez. Onu örten kulun kendisidir. Lakin alimleri ilimleri ile beraber cemiyet içerisinden alır.
Peygamberler dönemi, sahabe-ashab dönemi, veli- evliya dönemi, irşat dönemi ve şu ara gördüğünüz gibi sahte evliyaların, mürşitlerin dönemi. Artık kara cahil bir zümre kalır, şu dönemde kalan kara cahil zümre gibi. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorar, onlar da kendi düşünce ve arzularına göre fetva verirler. Bakınız, bid’atsız bir Hakk İlmi için buradayız. Ben zaman zaman söyledim, şu anda 10-11 bin Hadis-i Şerif ve Hadis-i Kutsi var. Bunlardan yalnızca 3000 tanesi Sahih Hadis’tir, Müttefakün Aleyh Hadis’tir. Bunların dışındakileri zan ile yazdıkları, kişilerin kendi düşüncesi ile bugün Hadis olarak bildirdiği bilgilerdir, sahte bilgilerdir, bid’at bilgilerdir.
Gelelim Mürşitlere, derslerimizde sık sık bahsettik. Bugünkü sahte mürşitleri, kendi zannı ile fetva veren, müritleri kendiyle birlikte şerre götüren devriniz mürşitlerini çok anlattık. Bu Hadis-i Şerif de açık açık söylüyor. Hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar. Çünkü Kur’an-ı Kerim buna açık bir şekilde cevap veriyor. Diyor ki Yunus Suresi 36. Ayet’te”: Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, Hakk’tan, İlimden hiçbir yerini tutmaz. Allah(c.c) onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.)Yani açıkçası; zan ile alınan bilginin Hakk İlmiyle ilgisi yoktur diyor özetle.
İnsanların zannına girerek yaptıkları hatalara bir örnek verelim, bir hikaye anlatalım: Bizlerin hala en büyük imam diye bildiği İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretlerine, birkaç kişi geliyor huzuruna, kendi zanlarıyla Ebu Hanife Hazretlerine bir başka kişinin gıybetini yaparak diyorlar ki “Sen İmam-ı Azam’sın sana öyle bir isim söyleyeceğiz ki anlat; kafir midir, Müslüman mıdır? O kişi cenneti istemez, cehennemden korkmaz, secdesiz, rükusuz namaz kılar, fitneyi sever. Bu kişi Müslüman mıdır, kafir midir?” İmam-ı Azam Hazretleri cevap vaemeden yanındakiler kesin olarak kafirdir diyorlar. Oysa İmam-ı Azam Hazretleri duruyor “Hayır” diyor, “O Müslümandır. Neden? Çünkü siz zannınızla onu suçluyorsunuz.. Elbette o cenneti istemez. çünkü o Cennet’in sahibini ister. Elbette o cehennemden korkmaz, çünkü o cehennemin malikinden korkar. Secdesiz, rükusuz namaz kılar dediğinizde o, cenaze namazı kılıyordu. Fitneyi sever diyorsunuz, Kur’an-ı Kerim’de açıkça “evlatlarınız size fitnedir” diyor, o adam evladını seviyor. O adam Müslüman’dır” diyor.
İnsanları değerlendirmeyi görüyor musunuz? Onun için biz size defalarca “Siz bilemezsiniz, siz kişileri değerlendirmeyin, ona en iyi değeri veren Hakk Teala’dır.” diyoruz.