Güller Gülüne!
-Umumi ahval-i arzımdır-
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri;
Gülşen'e çevirdiğin, çöller huzursuz şimdi.
Ey âlemlere rahmet, ey ufuk Peygamberi;
Bülbüller figandadır, güller huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Sen gidince zamanın, büsbütün kaçtı tadı,
Âşıkların, Ya Nebî; sînesini dağladı!.
Giran geldi yokluğun, akan sular ağladı;
Ah! Dicleler, Fıratlar, Niller huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Heyhat ki, ehl-i fitne kıtaları dolaştı;
Heyhat ki, kardeşliğe, barışa kan bulaştı.
Firkatinle Ya Rasûl, mevsimler başkalaştı;
Günler, haftalar, aylar, yıllar huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Ümmetin darmadağın, hâl-i perişandadır,
Gâyeden uzaklaşmış; her biri bir yandadır.
Başsız İslâm âlemi, en kritik andadır;
Feth-i mübin'e mazhar el'ler, huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Nice sır saklı idi,"nübüvvet" pâyenizde,
Saadet asrı, vücut bulmuştu sâyenizde.
Lâkin şu an hüzün var, karada ve denizde;
Sükûnuna ay düşen göller, huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Ey gönüller sultanı, ey server-i kâinat!.
Doğuşun bir mesajdı, karanlık çağa inat.
Kimsesiz mazlumlara herdem açtın kol/kanat;
Aynı ilgiye muhtaç kullar,huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Öksüz Mescid-i Aksa, başını okşayan yok!
Temeli oyulsa da, hâlâ bir taş koyan yok!
Yüreği yananların, feryadını duyan yok!
"İmdat!" diye çağıran diller huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Savruldu yele gitti, zor kazanılmış haklar;
Yad'ların tekelinde, mahzun kutsal topraklar!.
Durum bu,"Güller Gülü!"soldu yeşil yapraklar;
Gövdeye kurt girince, dallar huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
ALINTI...
-Umumi ahval-i arzımdır-
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri;
Gülşen'e çevirdiğin, çöller huzursuz şimdi.
Ey âlemlere rahmet, ey ufuk Peygamberi;
Bülbüller figandadır, güller huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Sen gidince zamanın, büsbütün kaçtı tadı,
Âşıkların, Ya Nebî; sînesini dağladı!.
Giran geldi yokluğun, akan sular ağladı;
Ah! Dicleler, Fıratlar, Niller huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Heyhat ki, ehl-i fitne kıtaları dolaştı;
Heyhat ki, kardeşliğe, barışa kan bulaştı.
Firkatinle Ya Rasûl, mevsimler başkalaştı;
Günler, haftalar, aylar, yıllar huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Ümmetin darmadağın, hâl-i perişandadır,
Gâyeden uzaklaşmış; her biri bir yandadır.
Başsız İslâm âlemi, en kritik andadır;
Feth-i mübin'e mazhar el'ler, huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Nice sır saklı idi,"nübüvvet" pâyenizde,
Saadet asrı, vücut bulmuştu sâyenizde.
Lâkin şu an hüzün var, karada ve denizde;
Sükûnuna ay düşen göller, huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Ey gönüller sultanı, ey server-i kâinat!.
Doğuşun bir mesajdı, karanlık çağa inat.
Kimsesiz mazlumlara herdem açtın kol/kanat;
Aynı ilgiye muhtaç kullar,huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Öksüz Mescid-i Aksa, başını okşayan yok!
Temeli oyulsa da, hâlâ bir taş koyan yok!
Yüreği yananların, feryadını duyan yok!
"İmdat!" diye çağıran diller huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
Savruldu yele gitti, zor kazanılmış haklar;
Yad'ların tekelinde, mahzun kutsal topraklar!.
Durum bu,"Güller Gülü!"soldu yeşil yapraklar;
Gövdeye kurt girince, dallar huzursuz şimdi..
Şol âlem-i bekâ'ya göçtüğün günden beri!.
ALINTI...