can meydanı toprak kokusunun cezbiyle,
ulaklık ederken rüzgar, can suyu yağmurlara.
ruh meydanı gönül kokusu cezbiyle,
kime, ya şimdi kime ulaklık etsin rüzgar?
*
cennet meyvesi ile beslense bir er;
hangi derdi dava, hangi davayı iş edinir kandine.
mertse seven eğer; hangi işi dava bilir, sevgilinin derdinden başka.
dost sohbeti ile can bulmuşsa gönül;
hangi gönlü dost bilmez, hangi dosta gönül vermez.
can’a şahit olan insan;
hangi can’a dost olmaz, hangi dosta can vermez.
* * *
her varlığı bilmiş iken adem;
hangi eksik, cenneti mahsun eder, gönüle hüzün verir.
manasız iken cennet, değer olmuşsa havvayla ademe.
hangi adem;değer görmez havvada.
hangi Havva; anlam bulmaz ademde
hangi adem değer görmez havvadan,
hangi Havva huzur bulmaz ademden
* * *
işi rahmet eden sevgi gelmiş iken gönüllere:
hangi vaad; feda ettirir sükuneti ademe,
sonsuz kudretin güzelliği olmadıkça.
hangi vaad; feda ettirir huzuru havvaya,
ölümsüz eden kudretin güzelliği olmadıkça.
cenneti feda ettirirse insana; ya neyi ettirmez dünyada
* * *
güzelliği sevgiye membağ bulmuş, sevgiyi güzelliğe ayna bilmiş;
hangi kul seven olmaz güzele
hangi seven ölüm ister sevgiliye;
kabus uykusunun sabahı değil ise
Hangi ölüm hoş gelir can’a;
Yeniden doğmak, arınmak olmaz ise
* * *
ulaştırmak için müjdesini sevene;
hangi sevgili,göze almaz, taşlanıp kavulmayı,müjdesi kurtuluş ise.
vuslata ermek için sevgiliyle;
hangi seven, göze almaz zindanı yahut ölümü;
vuslatı saadet olunca.
* * *
hangi İbrahim ateşten korkarda döner davadan
hangi dost ateşe düşerde, ateşi serinletmez gerçek dost
hangi sevgilinin gönlü, taht olmaz gerçek sevene;
doyumsuz nef’s nankörlük edip, hain iblise esir etmedikçe
* * *
hangi iblis secde etmez adem gördükçe
hangi nef’s hak bilmez hazdandoydukça
hangi hak bilmiş, gönül sahibi;
razı olmaz can payından
ulaklık ederken rüzgar, can suyu yağmurlara.
ruh meydanı gönül kokusu cezbiyle,
kime, ya şimdi kime ulaklık etsin rüzgar?
*
cennet meyvesi ile beslense bir er;
hangi derdi dava, hangi davayı iş edinir kandine.
mertse seven eğer; hangi işi dava bilir, sevgilinin derdinden başka.
dost sohbeti ile can bulmuşsa gönül;
hangi gönlü dost bilmez, hangi dosta gönül vermez.
can’a şahit olan insan;
hangi can’a dost olmaz, hangi dosta can vermez.
* * *
her varlığı bilmiş iken adem;
hangi eksik, cenneti mahsun eder, gönüle hüzün verir.
manasız iken cennet, değer olmuşsa havvayla ademe.
hangi adem;değer görmez havvada.
hangi Havva; anlam bulmaz ademde
hangi adem değer görmez havvadan,
hangi Havva huzur bulmaz ademden
* * *
işi rahmet eden sevgi gelmiş iken gönüllere:
hangi vaad; feda ettirir sükuneti ademe,
sonsuz kudretin güzelliği olmadıkça.
hangi vaad; feda ettirir huzuru havvaya,
ölümsüz eden kudretin güzelliği olmadıkça.
cenneti feda ettirirse insana; ya neyi ettirmez dünyada
* * *
güzelliği sevgiye membağ bulmuş, sevgiyi güzelliğe ayna bilmiş;
hangi kul seven olmaz güzele
hangi seven ölüm ister sevgiliye;
kabus uykusunun sabahı değil ise
Hangi ölüm hoş gelir can’a;
Yeniden doğmak, arınmak olmaz ise
* * *
ulaştırmak için müjdesini sevene;
hangi sevgili,göze almaz, taşlanıp kavulmayı,müjdesi kurtuluş ise.
vuslata ermek için sevgiliyle;
hangi seven, göze almaz zindanı yahut ölümü;
vuslatı saadet olunca.
* * *
hangi İbrahim ateşten korkarda döner davadan
hangi dost ateşe düşerde, ateşi serinletmez gerçek dost
hangi sevgilinin gönlü, taht olmaz gerçek sevene;
doyumsuz nef’s nankörlük edip, hain iblise esir etmedikçe
* * *
hangi iblis secde etmez adem gördükçe
hangi nef’s hak bilmez hazdandoydukça
hangi hak bilmiş, gönül sahibi;
razı olmaz can payından