N
nakþibendi
Guest
Gök ve yerin yaratılış sırası
Gök mü yer mi önce yaratıldı?
Naziat ve Fussilet surelerinde geçen ifadelerden yola çıkarak iki farklı yerde yerin ve göğün yaratılışıyla ilgili farklı bir sıralamanın olduğu iddia edilmektedir. Bu farklılığın bir çelişki olduğu söylense de, gerçek iddia edildiği gibi değildir. Aslında yerler ve göklerin yaratılmasında bir sıralama yoktur. İkisi de aynı anda yaratılmıştır. Enbiya suresindeki bir ayette şöyle bildirilmektedir:
O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık …. (21 Enbiya, 30)
Görüldüğü gibi hem gök hem de yer birlikte varlardır. Yaratılışlarında bir sıralama olmadığı; ayrılma işinin sonraki aşamada yapılması söz konusudur. Diğer ayetler de dikkatli okunduğunda böyle bir sıralama yapılmadığı görülecektir. İlk önce Fussilet suresindeki ayetlere bakarsak bunu daha iyi görebiliriz.
Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler. (41 Fussilet Suresi - 10-11)
10. ayete bakarsak yerin yaratılmasından söz edilir. 11. ayette ise “sonra duman halinde göğe yöneldi” ifadesi vardır. Yani burada göğün daha sonradan yaratılması söz konusu değildir. Gök zaten vardır. Olan duman halindeki göğe yönelmedir. Ve 12. ayette şöyle devam edilir:
Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir. (41 Fussilet Suresi, 12)
Burada söz konusu olan duman halinde var olan göğün, yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır. Yeni bir yaratılış söz konusu değildir. Sadece düzenleme söz konusudur. Atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğü, atmosferin ilk başta duman halinde olması daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiği bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimiz de ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Naziat suresindeki ayetlere baktığımızda, yine benzer bir durum olduğunu görürüz. Burada göğün yaratılmasından bahsedilir. Bunlar anlatıldıktan sonra ise yer ile ilgili şöyle bildirilir:
‘Bundan sonra da yeryüzünü düzenledi.‘(79 Naziat Suresi, 30)
Burada da yerin yaratılmasından söz edilmez. Zaten yer vardır. Burada söz edilen yerin düzenlenmesidir. Yani bir yaratılış yoktur. Naziat ve Fussilet surelerindeki ayetlerde anlatılan yer ile gökler birlikte yaratılmıştır. Daha sonra da yer ve gök düzenlenmişlerdir. Fussilet suresinin 11. ayetinde yerlerin ve göklerin birlikte hareket etmesi “Böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler.” şeklinde ifade edilir.
Yine yerin ilk oluşumuyla ilgili bilimsel çalışmalara bakılırsa, tüm kıtaları birlikte tek bir kara parçası olduğu daha sonra karaları oluşturan tabakaların hareket ettiği, bu hareketler sırasında kıtaların birbirinden uzaklaşarak yeryüzünde yayıldığı, dağların zaman içinde şekillendiği anlatılır:
Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz). (51 Zariyat Suresi - 48)
Bu ayette de bu bilimsel gerçek ifade edilmektedir. Görüldüğü gibi iki grup ayette göklerin ve yerin yaratılmasının birbirinden önce ya da sonra yaratıldığı söylenmez. Burada bahsedilenler yaratılmış olan göğün ve yaratılmış olan yerin düzenlenmesidir. Bu düzenlenmenin de tıpkı bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıkan gerçeklerde de söylendiği gibi oluşmuş olmasıdır. Bu ayetler de bırakın çelişki olmasını, ancak son yüzyılda ortaya çıkan bilimsel gerçekler ifade edilmektedir
Gök mü yer mi önce yaratıldı?
Naziat ve Fussilet surelerinde geçen ifadelerden yola çıkarak iki farklı yerde yerin ve göğün yaratılışıyla ilgili farklı bir sıralamanın olduğu iddia edilmektedir. Bu farklılığın bir çelişki olduğu söylense de, gerçek iddia edildiği gibi değildir. Aslında yerler ve göklerin yaratılmasında bir sıralama yoktur. İkisi de aynı anda yaratılmıştır. Enbiya suresindeki bir ayette şöyle bildirilmektedir:
O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık …. (21 Enbiya, 30)
Görüldüğü gibi hem gök hem de yer birlikte varlardır. Yaratılışlarında bir sıralama olmadığı; ayrılma işinin sonraki aşamada yapılması söz konusudur. Diğer ayetler de dikkatli okunduğunda böyle bir sıralama yapılmadığı görülecektir. İlk önce Fussilet suresindeki ayetlere bakarsak bunu daha iyi görebiliriz.
Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler. (41 Fussilet Suresi - 10-11)
10. ayete bakarsak yerin yaratılmasından söz edilir. 11. ayette ise “sonra duman halinde göğe yöneldi” ifadesi vardır. Yani burada göğün daha sonradan yaratılması söz konusu değildir. Gök zaten vardır. Olan duman halindeki göğe yönelmedir. Ve 12. ayette şöyle devam edilir:
Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir. (41 Fussilet Suresi, 12)
Burada söz konusu olan duman halinde var olan göğün, yerin yaratılmasından sonra 7 kat gök olarak tabaklandırılmasıdır. Yeni bir yaratılış söz konusu değildir. Sadece düzenleme söz konusudur. Atmosferin oluşumuyla ilgili bilimsel teorilere bakarsak bu ifadenin onunla örtüştüğü, atmosferin ilk başta duman halinde olması daha sonradan tüm atmosferin 7 değişik katman şeklinde şekillendiği bilimsel teorilerde zaten ifade edilmektedir. Şu anda atmosferimiz de ayette bildirildiği gibi 7 ayrı katmandan oluşmaktadır. Naziat suresindeki ayetlere baktığımızda, yine benzer bir durum olduğunu görürüz. Burada göğün yaratılmasından bahsedilir. Bunlar anlatıldıktan sonra ise yer ile ilgili şöyle bildirilir:
‘Bundan sonra da yeryüzünü düzenledi.‘(79 Naziat Suresi, 30)
Burada da yerin yaratılmasından söz edilmez. Zaten yer vardır. Burada söz edilen yerin düzenlenmesidir. Yani bir yaratılış yoktur. Naziat ve Fussilet surelerindeki ayetlerde anlatılan yer ile gökler birlikte yaratılmıştır. Daha sonra da yer ve gök düzenlenmişlerdir. Fussilet suresinin 11. ayetinde yerlerin ve göklerin birlikte hareket etmesi “Böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler.” şeklinde ifade edilir.
Yine yerin ilk oluşumuyla ilgili bilimsel çalışmalara bakılırsa, tüm kıtaları birlikte tek bir kara parçası olduğu daha sonra karaları oluşturan tabakaların hareket ettiği, bu hareketler sırasında kıtaların birbirinden uzaklaşarak yeryüzünde yayıldığı, dağların zaman içinde şekillendiği anlatılır:
Yeri de Biz döşeyip-yaydık; ne güzel döşeyici(yiz). (51 Zariyat Suresi - 48)
Bu ayette de bu bilimsel gerçek ifade edilmektedir. Görüldüğü gibi iki grup ayette göklerin ve yerin yaratılmasının birbirinden önce ya da sonra yaratıldığı söylenmez. Burada bahsedilenler yaratılmış olan göğün ve yaratılmış olan yerin düzenlenmesidir. Bu düzenlenmenin de tıpkı bilimsel araştırmalar sonucunda ortaya çıkan gerçeklerde de söylendiği gibi oluşmuş olmasıdır. Bu ayetler de bırakın çelişki olmasını, ancak son yüzyılda ortaya çıkan bilimsel gerçekler ifade edilmektedir