Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gençliğin Sorunlarina Vahiyden çözümler

muhammet

New member
Katılım
22 Şub 2007
Mesajlar
830
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
49
Burada değineceğimiz Gençliğin sorunları değil de, aslında tüm insanların
yani bizlerin sorunudur… Çünkü bahsedeceğimiz sorunlar, sadece gençlerde
değil biz yetişkinlerde de vardır. Birinci sorun olarak;

1-) Gayesizlik Sorunu: İman etmek ciddi bir iddiadır. Gayeden amacımız, iman
iddiamızı ispatlama sorumluluğudur. Bugün müslüman dendiği halde, gayesiz,
dertsiz, amaçsız ve sancısız kitlelerle karşı karşıyayız…


Allah insanı yaratılmışların en şereflisi seçmişken, ekrem sahibi, izzet
sahibi seçmişken bizler “esfel”e doğru gidiyoruz maalesef… Gayesi yitirilmiş
nesiller yetişiyor ve gaye kaybedilince de pusulamız olan Kuran da elden
kayıyor…



2-) Kıblesizlik Sorunu: Yönsüzlük sorunu diyebiliriz. Günde kırk defa
Allah’la olan ahdimiz var. Günde kırk defa Allah’a bizi “sıratim
mustakim”den ayırma diye dua ediyoruz.



Nesillerimizi tehdit eden iki önemli sorun var. Birinci sorun çok kıbleli
hayat anlayışı, ikinci sorun ise kıblesiz hayat anlayışı. Parayı
kıbleleştirenler, Malı-mülkü kıbleleştirenler, Şehveti kıbleleştirenler,
hatta meşin yuvarlağı kıbleleştirenler var aramızda… Ekranları
kıbleleştirdiğimizin farkında değiliz. Farkında değil gençlerin çoğu
kıblesiz oluşundan veya çok kıbleli oluşundan. Dünyada insana ilk olarak
kıble aşısı yapılmalı… İstikametimiz, yönümüz belirsizleşmemeli. Zihnimizde
bulanıklılık olunca, kıblemiz de kayıyor.

Hayat ilk günden, son güne kadar kıble kararlılığıdır!



3-) Kimliksizlik Sorunu: Ben kimim? Biz kimiz? Gibi soruları, kendimize
sormaktan çekiniyoruz. Bizim marifetimiz, kerametimiz kimliğimizde saklı.
Sadece kimliğimizin bilincinde olmak da yetmiyor maalesef… Cemaat ruhu ile
ümmet ruhunun birleşmesi lazım. Kimlik derken birey olarak değil, ümmet
olarak hareket etmemiz gerekir.



Kuran’da birçok ayette mesela Ali İmran suresi 64. ayette “Eğer onlar yüz
çevirirlerse, şahit olunuz ki” ibaresi geçer. Evrendeki her şeyi,
imanımıza, kimliğimize şahit tutmalıyız. Düşmanlarımız tarafından bile,
müslüman olduğumuz, hayatımızı Allah’ın rızasına uygun bir şekilde
yaşadığımız tespit edilmeli ve şahit tutmalıyız.



İşte kimliğimizi yakaladığımız zaman, halife olarak; yeryüzünün reisleri,
önderleri olabiliriz. Nihilizm gibi hiçleşmeye giden insan yığınları gibi
değil, kimliğini arayış içerinde olan kulların zümresinde olmalıyız.



Kimliksiz insanlar sömürülmeye aday insanlardır! Kimliğimizde muvahhit
vasfı, mücahit vasfı, muttaki vasfı, muhalif vasfı ve müteal vasfı olmalı…
Yani yeri deldiğinde çekinmeden “la” demesini bileceğiz. Hz. İbrahim gibi
“Yuh sizin Allah’tan başka taptıklarınıza” diyebilmeliyiz.



4-) Eylemsizlik Sorunu: Kısacası hareketsizlik, amelsizlik sorunu… İman
var, amel yok. Canlılık, dinamizm yok. Kötülükle mücadele ruhu, azim yok…
Eylem yok yani. Örneğin okuma eylemi en büyük İslami eylemdir. Öyle
olmasaydı Rabbimizin insana ilk emri “oku” olur muydu? Namaz bir eylemdir,
Tebliğ bir eylemdir.



Eylemsizlik rehavetten, konfordan kaynaklanıyor. Okuma, olmazsa
olmazımızdır! Öyle ki haksızlık karşısında susmakta mahzur görmüyoruz.
Kâinatı, kitabı okumuyoruz. Böylece, zamanla haksızlığa karşı bağışıklık
kazanıyoruz.



İslam’dan gayrı bir davranış, bir olayla karşı karşıya kaldığımızda,
imanımızın bizi hemen refleks hareketiyle uyarması lazım…



5-) Ruhsuzluk Sorunu: Kuran’da Hicr suresi 29. ayette Rabbimiz şöyle
buyuruyor: “Ona kendi ruhumuzdan en güzel bir biçimde üfledik. Ruh ile
çamur birleşince işte, eşrefi mahlûkat ortaya çıkıyor. Ama ruh ile çamuru
birbirinden ayırdığınız vakit; fitne, fesat, arzın imhası ortaya çıkıyor.



İnsanlarda iki tür sapma vardır. Kimi insanlar çamura, yani maddeye,
dünyaya önem verirler. Materyalist zihin tipini örnek olarak verebiliriz.
Kimi insanlar da, ruhbanlaşmaya önem verirler. Mistisizm gibi…



Oysa Kuran-ı Kerim’de bizlere Allah (cc) buyuruyor: Ne Yahudiler gibi
maddeye, çamura ne de Hristiyanlar gibi ruhbanlaşmaya değil, “sıratim
mustakim”den ayrılmamaya dikkat çekiyor… Yani iki tarafı da, iki dünyayı da
dengelememiz isteniyor. Dünya bizim vazgeçilmemiz olunca, ahireti
esirgiyoruz!



6-) Değersizlik Sorunu: Değer yitimi, değerlerimizden ve doğrularımızdan
vazgeçen, değerlerimizi fiyatlandırmaya; dünyalık menfaatlere götüren zihin
yapısı… İslam’ın değerlerinde çıkar hesabı yapmamalıyız. Yoksa önümüze,
ömrü yemek sofrasıyla tuvalet arasında geçen insan prototipi çıkar.



Modernizm, kendi kutsalını kendisi üretti. Kapital kutsaldır, akıl
kutsaldır, demokrasi kutsaldır dedi. Yani pozitivist yepyeni kutsallar
piyasaya sundu. Vahyin kutsallarını bırakarak, kendi kutsallarını üretmeye
başladı. Postmodernizm ise hiçbir kutsalı tanımadı, yok saydı hepsini…
Topyekûn değersizleştirme operasyonu düzenledi özellikle genç beyinlere…



Özgürlük sarhoşluğu altında insanları topladılar. Hâlbuki Allah (cc) bize
değer biçiyor; Kuran’da “Allah tarafında en değerli olanınız, Allah’tan en
çok korkanınızdır” buyruluyor. Mutluluk başarıda aranıyor, Allah rızasında
aranmıyor ki! Taviz vermemeliyiz bu rüzgâra. Takip ettiğimiz hayat çizgisi
bizi Allah’a götürüyor mu, götürmüyor mu, ona bakmalıyız…



Her ne ki bizi O’na götürüyor o hakikatimiz, her ne ki bizi O’ndan
uzaklaştırıyor o reddimiz olmalı. Siz Allah’ı ne kadar önemsiyorsanız,
Allah’ta sizi o kadar önemser. Allah “beni anın ki ben de sizi anayım”
buyuruyor bakara 152. ayette. Beyine suresi 8. ayette “Allah onlardan razı
olmuştur, onlar da Rablerinden razı olmuşlardır.” buyuruyor. Bilal Habeşi
“ehad, ehad…” diyerek Rabbinden razı olduğunu ispatlıyordu…



7-) Duyarsızlık Sorunu: Kapitalist sistem, insanı robotlaştırıyor.
İnsanlar, İslam’ın sancısını yüreğinde duymuyor, hissetmiyor. Müslümanlar
birbirlerinin acısını hissetmiyorlar. Sen Allah’a yürüyerek gelirsen,
Allah’ta sana koşarak gelir. Allah cenneti yaklaştırarak, bizlere bu kadar
değer veriyor, iltifat ediyor. Bizde O’nun istediği şekilde kul olmalıyız.
Duyarsız müslüman, tepkisiz, sönük, içine kapanık insandır. Kendi nefsi
için yaşar. Kendisi için kazanır, kendisi için düşünür. Başka derdi, tasası
yoktur; sömürülmüştür…



Arkadaşlar bütün bu sorunlara çözümleriyle beraber ele aldık. Ama sizlere
direk çözümlere yönelik tavsiyelerim olacaktır:



1-) Allah’ın boyasıyla boyanmak: Renkten renge girmemek, çok renkli
olmamak. Allah’ın bizim için seçtiği renkle renklenmek. İdeolojik
renklerle, Sınıfsal ve ekonomik renklerle, estetik renklerle değil Allah’ın
istediği renkle renklenmek…



Kavim, millet, devlet vs. ayırımı gözetmeksizin, bizi kardeş yapan, bizi
kul yapan, bizi ümmet yapan “sıbğatallah” emriyle Allah’ın boyasına
boyanmamız gerekir.



2-) Allah’ın ahlakıyla ahlaklaşmak: Hz. Aişe’ye soruyorlar: Ya Aişe,
Peygamberin ahlakını bize anlatır mısın? Hz Aişe: Siz Kuran okumuyor
musunuz? O’nun ahlakı Kuran’dı diyor.



Ahlakımızı Allah’ın istediği sınırlar çerçevesinde tertip etmemiz lazım bir
an önce…



3-) Allah’ın izzetiyle izzetleşmek: Müslüman onurludur, değerlidir,
şereflidir… Bu değerlerimizi, namusumuzu yanlış adreslerde aramayacağız.
“Çok para kazanırsak, çok erdemli oluruz” gibi dünyalı düşünmeyeceğiz…



4-) Allah’ın nuru ile nurlanmak: Allah göklerin ve yerin nurudur. Biz bu
nurdan beslendiğimiz müddetçe, çağın karanlık güçleri, şer düzenleri
karşısında dümdüz ayakta durabiliriz.



5-) Allah’ın ruhu ile ruhlanmak: Eczanelerde nedense hep dünyalık, bedeni
ilaçlar satılır. Oysa ahiretimiz için almamız gereken ilaçlar bulunmaz.
Kuran, ruhlarımızın vahyin ruhuna sarılması gerektiğini öğütlüyor. Böylece
bütün sorunlarımızı aşmış olacağız…



Allah Zariyat suresi 50. ayette “Allah’a koşuşun” diyor. Allah’a hayatın
koşturmacası içerisinde olsak bile her an koşmalıyız… Bireyler kendi
kendine değil, saf bağlayarak koşmalıyız Rabbimize… Unutmayın, Allah’ın
rızası var koşu sonrasında!...



Söz bitmedi umut yaşıyor…
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Allah razı olsun abi.
her cümlesi mükemmel ve ders verici. bu aralar bu konuyla ilgili bi araştırma yapıyordum, yazın büyükce bi kısmı aldım;) helal et..

bizim genelde okduğumuz yazılarda, sorunlar ele alınır, çözümlerden çok bahsedilmez. yazıda çözümleride görmek güzel oldu.

selametle..
 
Üst Alt