ne yazık ki müslümansı toplumlar, hatta müslümanlar (daha doğrusu bilgisiz ve eğitimsiz mü’minler) ara*sında bile batıl inanışların tutunabildiği, inkâr edilemeyen bir gerçektir. İlginçtir ki sahâ*b*îlerden büyük şahsiyetler hariç, diğerlerinin de zaman zaman ba*tıl inanç*lara kapıldıkları ve hz. peygamber (sav) tarafından şiddetle uya*rıldıkları bazı eserlerde nakledilmektedir.[10] ancak sahaâbî*ler, rasûlullâh (sav)'ın uya*rıları üzerine hemen tevbe etmiş ve kanaatlerını düzeltmiş*lerdir.
yukarıda da açıklandığı üzere batıl inanç: kulluk anlamını taşıyan imânî bir mesele olmaktan çok, insanın, ya ürküntü duyduğu şeylere karşı aklı sıra manevi çare diye başvurduğu birtakım şarlatanlıklardır; veya ha*yatta karşılaştığı sorunların çözümlenmesinde yardımlarını al*mak üzere evliyalar ve rûhâniler gibi «yarıtanrılar» dan medet um*malar ve onlara ya*pılan dua ve niyazlardır.
elbetteki müslümanlar arasında da bu şarlatanlıklara ve ölülerden yar*dım dileyebilecek kadar basit düşünceli insanlar vardır. İşin ilginç ta*rafı, bu insanların hepsinin de eğitimsiz olmadıklarıdır. medyumlardan medet uman, falcılara başvurup geleceğini onlardan öğrenmek isteyen nice oku*muş devlet adamlarının yaşadığı skandallar, toplumu zaman zaman meşgul etmiştir. evet insanlar baş edemeyecek*leri güçlere ve ne*reden geleceğini tahmin edemedikleri kaza ve belalara karşı daima tedir*ginlik duyarlar. bu psikolojik durum, yalnızca inançlı insanlarla da sı*nırlı değildir. hemen herkes herhangi bir nedenle ve herhangi bir yerden gelebilecek risk ve teh*likelere karşı önlem alma ih*tiyacını duyar. bu, her insanın, ortama göre haklı olarak kapıldığı endi*şelerden kaynaklanmak*tadır. ancak, örneğin sağ*lam kilitler kullan*mak, değerli eşyaları güvenilir kasalarda korumak, trafik kurallarına uymak, aşı olmak ve bütün bun*lardan sonra da dua etmek ve allah'a tevekkülde bulunmak gibi endişe*leri giderebilecek akılcı ve meşru ön*lemler varken bazı kimseler, evleri*nin, araç ve cihazlarının üzerine na*zar boncuğu, bebek papucu ve nalça*cıklar asmak, üstlerinde çeşitli muskalar taşımak suretiyle aklın ve kur'ân'ın ölçülerine sığmayan yol*lara başvura*rak sözde manevi önlem (!) almaya çalışmaktadırlar. bunlar ise batıl inanç*lardır ve şirktir!
yukarıda da açıklandığı üzere batıl inanç: kulluk anlamını taşıyan imânî bir mesele olmaktan çok, insanın, ya ürküntü duyduğu şeylere karşı aklı sıra manevi çare diye başvurduğu birtakım şarlatanlıklardır; veya ha*yatta karşılaştığı sorunların çözümlenmesinde yardımlarını al*mak üzere evliyalar ve rûhâniler gibi «yarıtanrılar» dan medet um*malar ve onlara ya*pılan dua ve niyazlardır.
elbetteki müslümanlar arasında da bu şarlatanlıklara ve ölülerden yar*dım dileyebilecek kadar basit düşünceli insanlar vardır. İşin ilginç ta*rafı, bu insanların hepsinin de eğitimsiz olmadıklarıdır. medyumlardan medet uman, falcılara başvurup geleceğini onlardan öğrenmek isteyen nice oku*muş devlet adamlarının yaşadığı skandallar, toplumu zaman zaman meşgul etmiştir. evet insanlar baş edemeyecek*leri güçlere ve ne*reden geleceğini tahmin edemedikleri kaza ve belalara karşı daima tedir*ginlik duyarlar. bu psikolojik durum, yalnızca inançlı insanlarla da sı*nırlı değildir. hemen herkes herhangi bir nedenle ve herhangi bir yerden gelebilecek risk ve teh*likelere karşı önlem alma ih*tiyacını duyar. bu, her insanın, ortama göre haklı olarak kapıldığı endi*şelerden kaynaklanmak*tadır. ancak, örneğin sağ*lam kilitler kullan*mak, değerli eşyaları güvenilir kasalarda korumak, trafik kurallarına uymak, aşı olmak ve bütün bun*lardan sonra da dua etmek ve allah'a tevekkülde bulunmak gibi endişe*leri giderebilecek akılcı ve meşru ön*lemler varken bazı kimseler, evleri*nin, araç ve cihazlarının üzerine na*zar boncuğu, bebek papucu ve nalça*cıklar asmak, üstlerinde çeşitli muskalar taşımak suretiyle aklın ve kur'ân'ın ölçülerine sığmayan yol*lara başvura*rak sözde manevi önlem (!) almaya çalışmaktadırlar. bunlar ise batıl inanç*lardır ve şirktir!