seyfullah putkýran
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 5,807
- Tepkime puanı
- 205
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ruhlar Aleminden
- Web sitesi
- www.tevhidyolu.net
FAZİLET
Ebedlere kadar devam edecek olan ruhun için, hep yeni yeni şeref ve mansıblar ara! Kazandığın şerefleri kaybetmemeyi de bir lâhza hatırdan çıkarma!
Bir toplumda, çirkinler ve çirkinliklerin boy atıp gelişmesi üzerinde durulmuyor, güzeller ve güzellikler şakîler gibi takip ediliyor, hakikat ve fazilet âşıkları hakaret görüp tazyîke uğruyor, lâahlâkilik rahatlıkla her yere girebiliyorsa, o ülkede fazilet için yaşayanlara yerin altı üstünden daha hayırlıdır.
Fazilet, insanların takdir edip, hayvanların hoşlanmadığı; rezîlet de, insanların ürperip uzaklaştıkları, hayvanların ise umursamadan yapageldiği davranışlar cümlesindendir.
Din, millet, vatan, namus ve devlet gibi yüksek mefhumlara duyulan şiddetli muhabbet, civanmert ruhların işidir. Onlar, bu yüksek hakikatleri çiğnemez, çiğnetmez; gerektiğinde tereddüt göstermeden bunlar uğrunda seve seve ruhlarını feda ederler. Bu durumdan mahrum olan talihsizler ise buna dîvanelik derler.
Fazilet, bazı durum ve şartlara göre, zarara sebebiyet verse de yine fazilettir. Onu hakîr görüp ondan pişmanlık duymak her zaman haksızlıktır. Fazilet yüzünden gelen zararlar yine faziletle defedilmeye çalışılmalıdır.
Fazilet, hak edilen hürmete ehemmiyet vermeme, gurur ise hak etmediği yerlerde dahi hürmet bekleme ruh haletidir. Fazilet söylerken, gurur benliğin bağrına sığınır ve ızdırapla dinler...
Geçmişteki büyüklerimizi hayırla yâd etmek onların hakkı, bizim için de bir kadirşinaslık ifadesidir. Zira onlar, millete asalet kazandıran birer kök gibidirler; onları çürütmeye çalışmak, milleti şerefli mazisinden ürkütüp uzaklaştırmak demektir.
Haklı şöhretleri takdir ve onları saygı ile yâd edenler, birgün mutlaka hürmetle yâd edilirler. Şöhretleri tenkit ve düşürmekle meşhur olmak isteyenler ise pek fena bir şöhret kazanırlar...
Kendini bilmek basîret, kendini görmek ise körlüktür. Kendini bilen hem Hakk'a hem de halka yaklaşır, kendini gören ise benliğinden başka herşeyden uzaklaşır.
Geçmişe ait hataları değerlendirip onlardan istifade etmek ve geçmişteki insanları bir ölçüde affedip onlarla meşgul olmamak akıllıca bir davranış, gereksiz yere mazi ve mazidekileri karalamak ise bir ahmaklıktır.
Ebedlere kadar devam edecek olan ruhun için, hep yeni yeni şeref ve mansıblar ara! Kazandığın şerefleri kaybetmemeyi de bir lâhza hatırdan çıkarma!
Bir toplumda, çirkinler ve çirkinliklerin boy atıp gelişmesi üzerinde durulmuyor, güzeller ve güzellikler şakîler gibi takip ediliyor, hakikat ve fazilet âşıkları hakaret görüp tazyîke uğruyor, lâahlâkilik rahatlıkla her yere girebiliyorsa, o ülkede fazilet için yaşayanlara yerin altı üstünden daha hayırlıdır.
Fazilet, insanların takdir edip, hayvanların hoşlanmadığı; rezîlet de, insanların ürperip uzaklaştıkları, hayvanların ise umursamadan yapageldiği davranışlar cümlesindendir.
Din, millet, vatan, namus ve devlet gibi yüksek mefhumlara duyulan şiddetli muhabbet, civanmert ruhların işidir. Onlar, bu yüksek hakikatleri çiğnemez, çiğnetmez; gerektiğinde tereddüt göstermeden bunlar uğrunda seve seve ruhlarını feda ederler. Bu durumdan mahrum olan talihsizler ise buna dîvanelik derler.
Fazilet, bazı durum ve şartlara göre, zarara sebebiyet verse de yine fazilettir. Onu hakîr görüp ondan pişmanlık duymak her zaman haksızlıktır. Fazilet yüzünden gelen zararlar yine faziletle defedilmeye çalışılmalıdır.
Fazilet, hak edilen hürmete ehemmiyet vermeme, gurur ise hak etmediği yerlerde dahi hürmet bekleme ruh haletidir. Fazilet söylerken, gurur benliğin bağrına sığınır ve ızdırapla dinler...
Geçmişteki büyüklerimizi hayırla yâd etmek onların hakkı, bizim için de bir kadirşinaslık ifadesidir. Zira onlar, millete asalet kazandıran birer kök gibidirler; onları çürütmeye çalışmak, milleti şerefli mazisinden ürkütüp uzaklaştırmak demektir.
Haklı şöhretleri takdir ve onları saygı ile yâd edenler, birgün mutlaka hürmetle yâd edilirler. Şöhretleri tenkit ve düşürmekle meşhur olmak isteyenler ise pek fena bir şöhret kazanırlar...
Kendini bilmek basîret, kendini görmek ise körlüktür. Kendini bilen hem Hakk'a hem de halka yaklaşır, kendini gören ise benliğinden başka herşeyden uzaklaşır.
Geçmişe ait hataları değerlendirip onlardan istifade etmek ve geçmişteki insanları bir ölçüde affedip onlarla meşgul olmamak akıllıca bir davranış, gereksiz yere mazi ve mazidekileri karalamak ise bir ahmaklıktır.