Evrimciler, bütün canlıların tek bir hücrenin zamanla değişmesi sonucunda meydana geldiğini ileri sürerler.Ve Bu tek hücrenin de cansız maddelerden teşekkül ettiği iddia edilir.
Bu iddia için mevcut fosiller ortaya konarak birçok ara formların bulunduğu gösterilmelidir. Aksi halde bu görüşün ilmi olduğu kabul edilemez. Halbuki mevcut fosiller, bir yaratıcının varlığını kabul eden düşünceyi tasdik eder mahiyettedir. Basit bir canlıdan yüksek yapılı organizmaya doğru gelişmeyi gösteren hiçbir fosil delili yoktur. Çünkü kompleks hayat birdenbire ortaya çıkmıştır.
Şayet evrim doğru ise, bugün yaşayan organizmalarda bu devreleri niçin görmüyoruz? Yeni yapıların ve yeni organların ortaya çıkması gerekmez miydi ?
Evrimcilerin bir dayanağı da şudur: Çeşitli canlılar, kromozom üzerindeki genlerin ani değişiklikleriyle (mutasyonlarla) olmuştur.
‘Revier Text in Biology’ isimli eserde Hell ve Lesser adlı iki bilim adamı bu görüşü şöylece çürütüyorlar:
“Lamarck’ın teorisi iflas etti. Darwin’in teorisi kabul edilebilir birşey değil. De Vries’in teorisi olan mutasyonun ise üzerinde durulmağa bile değmez. Zira, hayvanların ve nebatların şekillerini değiştirerek onları bugünkü hale getiren bir mutasyon mu, yoksa çeşitli mutasyonlar mı; tespit etmek mümkün değil...” (Darwin ve Tekamül Nazariyesi, Ali Gürbüz, sh:70).
DARWİN'İN İZAH EDEMEDİĞİ GERÇEKLER...
C.Darwin Doğal Seleksiyon: Doğal Ayıklama’ dan söz ederek, “Hayatta çevreye en fazla uyabilen ve en güçlü olan kalır, güçsüz ölür, silinip gider” diyor. Fakat; Mamut, Dinazor gibi dev hayvanların nesli tükenirken daha kuvvetsiz nice canlıların yaşamlarını sürdürdüklerinin izahını yapamıyor.
Onun diğer bir iddiası: “Yüzlerce sene köpeklerin kuyruğunu kesmeğe devam ederseniz, sonunda evrim gereği kuyruksuz köpek yavruları doğmağa başlar...”
Darwin, bunu söylerken;
Müslümanların 15 asırdır ve Yahudilerin beşbin yıldır çocuklarını sünnet ettirdikleri halde hala sünnetli çocuklar doğmağa başlamadığını acaba bilmiyor muydu?
(Weismann isimli bir doktor, yirmi nesil boyunca farelerin kuyruğunu kesmiş, buna rağmen; 21. nesil olarak doğan farenin kuyruğu aynen öncekiler kadar büyümüştür).
Darwin, “İnsandaki körbağırsak lüzumsuzdur. İnsanın, sığır olduğu devirde sahip bulunduğu işkembenin bir kalıntısıdır. Zamanla tamamen yok olup gidecektir” derken; bugün hala körbağırsağın aynen yaşadığını ve hazmı kolaylaştırmak hususunda çok önemli yararlar sağladığını nereden bilecekti ?!....
...Fransa’da kilise hakimiyetine karşı yapılan büyük ihtilalin etkisinde kalmış bir dinsiz olan İngiliz Yahudisi C.Darwin;
-Allah yerine, doğayı ilah saymak,
-İnsanın eşref-i mahlukat olduğunu unutturup, onu hayvan derekesine düşürmek;
-Dolayısıyla; materyalist, her türlü ahlaki değerlerden uzak, başıboş ve sorumsuz bir toplum ve dünya kurmak istemiş;
daha doğrusu, İslam’ın din-dünya ve hayat görüşünü yıkmak istemiştir...
İslam’a-Kur’an’a, yaradılışa ve Yaratan’a koşan insanların yolları üzerine bundan daha aldatıcı ve şaşırtıcı bir işaret levhası konamazdı herhalde!..
Dünyaya hakim olmanın en güzel örneğini göstermiş ve yeniden hakim olma atılımına geçmiş bir inanç ve hayat sistemine mani olabilme çılgınlığının bundan daha açık bir tezahürü nasıl olabilirdi ?...
Selam ve dua ile.
Bu iddia için mevcut fosiller ortaya konarak birçok ara formların bulunduğu gösterilmelidir. Aksi halde bu görüşün ilmi olduğu kabul edilemez. Halbuki mevcut fosiller, bir yaratıcının varlığını kabul eden düşünceyi tasdik eder mahiyettedir. Basit bir canlıdan yüksek yapılı organizmaya doğru gelişmeyi gösteren hiçbir fosil delili yoktur. Çünkü kompleks hayat birdenbire ortaya çıkmıştır.
Şayet evrim doğru ise, bugün yaşayan organizmalarda bu devreleri niçin görmüyoruz? Yeni yapıların ve yeni organların ortaya çıkması gerekmez miydi ?
Evrimcilerin bir dayanağı da şudur: Çeşitli canlılar, kromozom üzerindeki genlerin ani değişiklikleriyle (mutasyonlarla) olmuştur.
‘Revier Text in Biology’ isimli eserde Hell ve Lesser adlı iki bilim adamı bu görüşü şöylece çürütüyorlar:
“Lamarck’ın teorisi iflas etti. Darwin’in teorisi kabul edilebilir birşey değil. De Vries’in teorisi olan mutasyonun ise üzerinde durulmağa bile değmez. Zira, hayvanların ve nebatların şekillerini değiştirerek onları bugünkü hale getiren bir mutasyon mu, yoksa çeşitli mutasyonlar mı; tespit etmek mümkün değil...” (Darwin ve Tekamül Nazariyesi, Ali Gürbüz, sh:70).
DARWİN'İN İZAH EDEMEDİĞİ GERÇEKLER...
C.Darwin Doğal Seleksiyon: Doğal Ayıklama’ dan söz ederek, “Hayatta çevreye en fazla uyabilen ve en güçlü olan kalır, güçsüz ölür, silinip gider” diyor. Fakat; Mamut, Dinazor gibi dev hayvanların nesli tükenirken daha kuvvetsiz nice canlıların yaşamlarını sürdürdüklerinin izahını yapamıyor.
Onun diğer bir iddiası: “Yüzlerce sene köpeklerin kuyruğunu kesmeğe devam ederseniz, sonunda evrim gereği kuyruksuz köpek yavruları doğmağa başlar...”
Darwin, bunu söylerken;
Müslümanların 15 asırdır ve Yahudilerin beşbin yıldır çocuklarını sünnet ettirdikleri halde hala sünnetli çocuklar doğmağa başlamadığını acaba bilmiyor muydu?
(Weismann isimli bir doktor, yirmi nesil boyunca farelerin kuyruğunu kesmiş, buna rağmen; 21. nesil olarak doğan farenin kuyruğu aynen öncekiler kadar büyümüştür).
Darwin, “İnsandaki körbağırsak lüzumsuzdur. İnsanın, sığır olduğu devirde sahip bulunduğu işkembenin bir kalıntısıdır. Zamanla tamamen yok olup gidecektir” derken; bugün hala körbağırsağın aynen yaşadığını ve hazmı kolaylaştırmak hususunda çok önemli yararlar sağladığını nereden bilecekti ?!....
...Fransa’da kilise hakimiyetine karşı yapılan büyük ihtilalin etkisinde kalmış bir dinsiz olan İngiliz Yahudisi C.Darwin;
-Allah yerine, doğayı ilah saymak,
-İnsanın eşref-i mahlukat olduğunu unutturup, onu hayvan derekesine düşürmek;
-Dolayısıyla; materyalist, her türlü ahlaki değerlerden uzak, başıboş ve sorumsuz bir toplum ve dünya kurmak istemiş;
daha doğrusu, İslam’ın din-dünya ve hayat görüşünü yıkmak istemiştir...
İslam’a-Kur’an’a, yaradılışa ve Yaratan’a koşan insanların yolları üzerine bundan daha aldatıcı ve şaşırtıcı bir işaret levhası konamazdı herhalde!..
Dünyaya hakim olmanın en güzel örneğini göstermiş ve yeniden hakim olma atılımına geçmiş bir inanç ve hayat sistemine mani olabilme çılgınlığının bundan daha açık bir tezahürü nasıl olabilirdi ?...
Selam ve dua ile.