Es seciminde kararsizlik...yardim ve yorumlarinizi

yorumlariniza sevinirim

aleyküm selam hoş geldin kardeş evlilikle ilk önce iki tarafında hazır olamsı gerekir görüşlerinde şimdiden bir sıkıntı yasanıyorsa bu sıkıntıyı aralarında anlasark çözmeleri gereklidir ileride sorunlar çıkmasın diye rabbim ikisininde gönlüne göre versin

Suffiyun' Alıntı:

Yâhu pazardan ayva mı alıyorsunuz...
Yok 157 cm 180 cm. Allah Allah...
Sevgi yoksa,evlenmek için evlenmek noktasında birşey diyemeyeceğim.
Gâye Allah(c.c) rızası ise,boya kiloya surete mi bakılır...
Bu noktada öneri istiyorsan hocam,diyebileceğim şudur ki,bu gibi şeyleri aşsın kardeşler,bunlar gereksiz,anlamsız şeyler.
Aile olup sevgi ile Allah(c.c) için yaşamak varken,
Yâni bu benim görüşüm,benim açımdan bakınca böyle,katılmayabilirsiniz.
Acizâne bir örnek...
Cevizi düşünün,biri der ki hmm bu cevizin kabuğu sağlam olmalı ki attım mı kafa yarsın...Biri der ki bu ceviz tâze olmalı ki yediğimde bana enerji versin.
Biri kabuğa bakıyor,biri öze bakıyor.
Benim bakabildiğim nokta bu,
Şimdi,bu arkadaş evlendiler diyelim,eşi kilo aldı,sevmeyecek mi onu ?
Bu nasıl sevgidir derim...
Selametle.

Genişletmek için tıkla ...

Kardes insanlar degisik yaratilmislar.
Insan vardir beyazdan hoslanir,insan vardir siyahdan hoslanir.
Zevkler ve renkler tartisilmaz demisler...
Benim asil demek istedigim,sizin verdiginiz misaller en güzeli ve öyle olmasi gerekir ama evlenmek niyetinde olan ve haramdan kurtulmak icin,hayatini düzene sokabilmek icin evlenmesi gerektigini bilen bu kisi kendi azgin nefsini bildiginden esininde harama bakmaktan koruyacak güzellikte olmasina önem veriyor.
Tabiki dindarlik en önemlisi ama bu kisinin seviyesi düsük diyelim.Dindarliga ve ahlaka önem verdigi kadar güzelligede önem veriyor.
Bu kisi harama bakma hastaligina yakalanmis.
Tövbe ediyor,birdaha yapmayacagina söz veriyor ama bunu birtürlü basaramiyor.Mutlaka evlenmesi gerektigini düsünüyor ama esi olacak kisi dindarlarin en dindarida olsa,iyi huylularin en iyi huylusuda olsa eger ikidebir Allaha isyan etmesine sebeb olan harama bakma hastaligindan koruyacak güzellikte degilse kendini ve esini mutsuz edecegine bekarligi tercih ediyor...
Onun icin kararsiz...
Kafa karisik...karar veremiyor,korkuyor...belkide evlilige hazir degil ama evlilikten baska caresi yok...üstelik herkes bir beklenti icinde,aileler ümitlendi...zor durum
Ne dersiniz???

AA KIZ İSTEMİYO BELKİ..istese zaten kabul ederdi.hemde evlilik boya posamı bakar.bir birlerini sevmişlerse ve anlaşmışlarsa evlensinler.bu kişi sizmisiniz...

evet doğru seven insan kabullenmiştir bi çok şeyi...

bence bu işten vazgeçilmeli.bu iş şüpheli iş. peygamberimiz"şüpheli işten sakınınız" demiş.
bir de şu varki ben eşler arasındaki eğitim farkına çok karşıyım.biri üniversite mezunu,diğeri ilkokul mezunu.bu hiç olmaz.çok yanlış.evlendiklerinde beyefendi hanımefendiye "diyecekki ben üniversite mezunuyum sen ilkokul mezunusun"ve bu da hanımefendiyi çok üzecek.
benim bir tanıdığım lise mezunuydu eşi üniversite mezunuydu.bu eğitim farkı yüzünden sorun yaşadılar.hatta bayan bir ara bu yüzden açıköğretim okumayı bile düşündü.eşine inat olsun diye.ama sonra vazgeçti.
azracım canım kankam burada sana katılamayacağım evlilik biraz da boya posa bakıyor günümüzde.
evlendiklerinde kız erkeğin yanında kısa durduğu için kendini kötü hissedecek,kompleks yaşayacak.erkek de istediği fiziksel özellikleri taşımayan eşiyle mutlu olamayacak diye düşünüyorum.
zaten onlar da bu yüzden kararsız kalmışlardır.kızın evde kalma korkusuyla evet deme ihtimali yüksektir.ama evlilik çok önemli bir iştir.acele karar verilmemelidir.eğer birbirlerini seviyorlarsa problem yoktur ancak en ufak bir şüpheleri varsa vazgeçmeleri gerekir.

Meşhur Kadı Şüreyh'e bir gün delikanlının biri gelerek, kendisiyle özel olarak görüşmek istediğini söyledi. Kadı Şüreyh bu delikanlının isteğini kırmadı ve onunla görüşmeyi kabul etti. O genç, evlenmek istediğini; fakat evleneceği kadının tahsil görmüş ve şehirli olmasını arzu ettiğini söyledi. Fakat, yine de bu konuda tavsiyelerde bulunmasını istedi.

Bunun üzerine Kadı Şüreyh, eş seçiminin önemli olduğunu, eş tercihinde bulunurken Resûlullah'ın bu konudaki tavsiyesinin "dindar olanının tercih edilmesi" biçiminde olduğunu söyledi. Ayrıca seçilen eşin, aile yapısının ve aileden gördüğü İslâm terbiyesinin de önemini belirterek, kendi başından geçen evliliği şöyle anlattı:

"Henüz gençtim ve evlenme vaktim de gelmişti. Bir gün Benî Mahzun kabilesinin çadırlarının önünden geçerken orada bir kız gördüm. Onu beğendim ve ona tâlip oldum. Kızın babası hakkımda kısa bir araştırma yaparak, benimle alâkalı malûmatı edindikten sonra, hemen razı oldu ve: "Bu hayırlı işi uzatmaya hiç gerek yok; bir an önce gerekli muameleyi bitirelim." dedi.

Çok kısa bir zaman içinde nikâh, düğün derken evlilik hayatına böylece girmiş olduk. Fakat çok geçmeden beni bir pişmanlık aldı. Çünkü "Aldığım bir köylü kızı; üstelik tahsil de görmemiş. Acaba ben bununla huzurlu bir şekilde geçinebilir miyim?" diye düşünüyor ve verdiğim böyle bir karardan dolayı da bazı tereddütler taşıyordum.

Bende böyle düşünceler hâsıl olduktan kısa bir süre sonra bir gün eşim bana şu sözleri söyledi:

"Efendi! Sen âlim ve şöhret sahibi bir kimse imişsin. Ben ise yaylalarda gezen, şehir hayatından pek anlamayan bir köylü kızıyım. Aslında sen kendi hayatına daha uygun bir evlilik yapabilir, ben de kendime göre bir hayat kurabilirdim. Lâkin takdir-i ilâhî böyle imiş. Kader bizim yolumuzu birleştirdi. Mevlâ Teâlâ Hazretleri, benim gibi tahsili olmayan bir köylü kızını, senin gibi şöhretli bir âlime nasip etti. Durum böyle olunca, şimdi sen bana benden istediklerini ve benim bilmediğim tarafları anlat ki, ben onlara dikkat edeyim de seni üzmeyeyim. Meselâ; senin evine benim sülâlemden kimler gelebilir? Senin akrabalarından kimleri misafirliğe alayım, kimleri kabul etmeyip onlara karşı soğuk davranarak eve gelmelerine mani olayım?" dedi.

Tabiî ben eşimden kendisinden hiç beklemediğim bir olgunlukla söylediği bu sözleri duyunca çok şaşırdım ve bu anlayışı karşısında onun hakkında düşündüklerimden dolayı pişman oldum. Onun bu sözleri üzerine ona dedim ki:

"Ey Hatun! Sen bana öyle şeyler söylüyorsun ki, şayet bu dediklerini hakkıyla yapabilirsen beni bahtiyar edersin." Dedikten sonra, evime kimlerin gelmesini arzu ettiğimi ve hangi şahısların gelmemesi gerektiğini, ondan beklentilerimin neler olduğunu uygun bir lisanla kendisine söyledim.

Eşim söylediklerimi harfiyen yerine getirdi; böylece son derece mutlu ve huzur içinde yaşadım. Bir zaman sonra fetva dairesinden eve döndüğümde evimizde bir misafir hanım vardı. Son derece mütesettire olan bu hanım misafirin kim olduğunu sorduğumda eşim, annesi olduğunu söyledi. Kayın validem olduğunu öğrenince ona karşı elimden gelen saygı ve hürmeti esirgemedim. En iyi şekilde ağırlamaya gayret gösterdim. Sohbet esnasında bir ara kayın validem bana:

- Oğlum! Hanımından bir şikâyetin var mı, ondan memnun musun? diye sordu. Ben:

- Allah sizden razı olsun, kızınızdan çok memnunum. Bu zamana kadar kendisinden hiç bir şikâyetim olmadı, diyerek memnuniyetimi izhar ettim. Bunun üzerine kayın validem şunları söyledi:

- Oğlum! Kızımdan tabiî ki memnun olacaksın. Çünkü biz onu cennette büyüttük. Resûlullah (sav) müslümanın evinin cennet olduğunu haber vermedi mi? İşte bizim evimiz de Resûlullah'ın bildirdiği gibi bir cennetti. Kızımıza Kur'an ahlâkından başka bir şey öğretmedik. Fakat sana tavsiyem şudur ki, yine de sen hanımının üzerindeki otoriteni eksik etme! Çünkü kadınlar iki sebepten hemen şımarıverirler. Birincisi, ona olan sevgini yüzüne söylediğinde, ikincisi ise, bir hayırlı evlat dünyaya getirdiklerinde...

son paragrafa hiç katılmıyorum ve bu foruma ikince kez ısrarla yazılmasını ŞİDDETLE KINIYORUM!

kınadıgınız tam olarak nedir? erkek otoritesinin üstün olması mı? yoksa kadınların şımarması mı? ayrıca ben bu evlilik konusu baktıgım zaman erkeğin cinsel arzuları oldugunu bunu durduramayıp günaha girdiği içinde bir an önce evlenmeyi düşündüğünü görüyorum. bu tamamiyle kendini düşünmek gibi geliyor bana. biraz cimrilik gibi gözüküyor. sadece kendini düşünme. kızın da ruh halini iyi etüt etmek gerek.

boy pos kilo yani kısacası fiziki görüntü ne kadar önemli? soruyorum size; gece geç saatlere kadar sohbetlerde güzel dinimizi anlattınız dinlediniz sonra eve geldiniz. evde sizi asık suratla sanki meyhaneden gelmişsiniz gibi karşılayacak bir eş mi istersiniz, yoksa yaptıgınız güzel işleri ödüllendiren sizi güler yüzle karşılayan bi eş mi?

Saygilarimla

güncelleme...

Allah yardım etsin kardeşim.Sen haklı olarak karşıdaki insandan beklentilerini sıralıyorsun ama bunlar sadece seninkiler daha bide aileninkiler var.Almanyadaki türk aileleri Ata erkil bir yapıya sahip bu yüzden anne ve babanın da beklentileri olacak eşinizden.Ve hiç ortam bilmeyen bir insanı oraya götüreceksiniz,anne ve babasından ayrılmış ve hiç bilmediği bir ülkeye yeni bir ailenin yanına gelen,kardeşimiz o kadar güçlü olmalıki önce kendi problemlerini aşsın ve sonrada sizlerin beklentisini yerine getirsin.Diyorsun ki kilo almasın kendine dikkat etsin,haklı olabilirsin ama buradaki sorunlarından gözü korkan kardeşimiz stres altında çareyi yemede içmede bulursa ne olacak.Strese giren bazı insanlar yemeden içmeden kesilir,bazılarıda yemeye odaklanır.Kilo alınca boşanacakmısınız.Bazı hanımlar hamilelik esnasında kilo alır o zaman ne olacak.Kardeşim sana tek tavsiyem öncelikle kendi nefsini terbiye etmelisin ki hanımın felç bile olsa harama yönelme.Nefsi ve bencil duygular içindesin şu an durmadan kendi isteklerinin tatmini çabasındasın.Böyle bir şey olamaz,önce sen,kendini o istediğin kriterleri hak edecek konuma getirmelisin ve o zaman anlayış,hoşgörü,yardımlaşma,sevgi,saygı, hepsi oluşur.Önce sen değişmelisin başka yolu yok bunun.Selam ve dua ile

evlilik sadece anı düşünerek yapılamaz. öncelikle eğitim farkı evlilik boyunca cok ortaya cıkacaktır. bugün bu problemi yasayan bir sürü tanıdıgım insan var. eger kararsızsanız ki öle gözüküyorsunuz, bence evlenince de bu kararsızlıklar birer soruna dönüşecek. kararsızca yapılan işlerden uzak durmalıyız.

evliliklerinin temelini mantıkla atanlar,bir gün yine aynı mantıkla bu yapıyı yıkabileceklerini unutmamak gerek, bu yüzden gelin, evliliğin temeli sevgi olsun, çünkü sevgiden daha sağlam başka bir şey yok.

FabioPaim_23' Alıntı:

kınadıgınız tam olarak nedir? erkek otoritesinin üstün olması mı? yoksa kadınların şımarması mı? ayrıca ben bu evlilik konusu baktıgım zaman erkeğin cinsel arzuları oldugunu bunu durduramayıp günaha girdiği içinde bir an önce evlenmeyi düşündüğünü görüyorum. bu tamamiyle kendini düşünmek gibi geliyor bana. biraz cimrilik gibi gözüküyor. sadece kendini düşünme. kızın da ruh halini iyi etüt etmek gerek.

boy pos kilo yani kısacası fiziki görüntü ne kadar önemli? soruyorum size; gece geç saatlere kadar sohbetlerde güzel dinimizi anlattınız dinlediniz sonra eve geldiniz. evde sizi asık suratla sanki meyhaneden gelmişsiniz gibi karşılayacak bir eş mi istersiniz, yoksa yaptıgınız güzel işleri ödüllendiren sizi güler yüzle karşılayan bi eş mi?

Genişletmek için tıkla ...

bu konunun benimle alakası olmadığı için son cümlelerinize bir şey demeyeceğim.
kınadığım yer ise daha önce de belirttiğim gibi son paragraftır.