seyfullah putkýran
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 5,807
- Tepkime puanı
- 205
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ruhlar Aleminden
- Web sitesi
- www.tevhidyolu.net
En kıymettar âletleri en kıymetsiz şeylerde sarf edip nefsine zulmettin.” Üstad bu cümlede nefse zulümden bahsediyor. Nefse zulüm olur mu, olursa nasıl olur?
Zulüm başkasının hukukuna tecavüzdür. Başlıca şu üç şekilde kendini gösterir:
1-Allah’ın hukukuna tecavüz.
2- İnsanların hukukuna tecavüz.
3-Nefsin hukukuna tecavüz.
İnsan, tek Allah’a iman ve sadece O’na ibadet etmekle mükelleftir. İnancında bazı şeyleri Allah yerine ikame ederek veya amelinde başka şeyleri gözeterek hareket ederse şirke düşer. Şirk ise ayetin ifadesiyle “büyük bir zulümdür.” (Lokman, 13) Sevdiğini Allah sever gibi sevmek, korktuğundan Allah’tan korkar gibi korkmak, hayatını ve bekasını Allah’tan başkasının elinde bilmek hep birer şirk örneğidir. İnsanlığın ekserisi, açık veya gizli şirkten kendini kurtaramamıştır.
Başkasının gıybetini yapmak, aleyhinde söz taşımak veya malını çalmak gibi durumlar zulmün ikinci çeşidine birer örnektir.
Günahlara dalmak, Allahın verdiği aza ve aletleri, duygu ve hisleri yaratılış gayesine aykırı kullanmak ise nefse zulumdür. Nefis denilince insanın zatı anlaşılır. Yani ruh ve bedenin ikisine birden nefis (zat) denilir. Nefsimizi ve malımızı Allah’a satmamızla ilgili ayette de nefis bu manada kullanılmıştır.
O halde, bir insan; organlarını, duygularına, aklını kalbini yanlış yerlerde kullandığı taktirde zulme girmiş olur. Çünkü, adalet ancak her hak sahibine hakkını vermekle tahakkuk eder. Bu aletlerin hakkı onları Allah’ın razı oluğu gibi kullanmak ve onlarla ebedî bir saadet kazanmaktır. Aksi yola giderek cehennemini hazırlayan kişi nefsine zulmetmiş demektir.
“Kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, nefsine zulmetmiş olur” (Talak, 1) ayeti, zulmün bu üçüncü çeşidi ile ilgilidir. Haramlar yasaklanmıştır ve bunlara giren kimse Allah’ın koyduğu sınırı aşmış olur. İnsan bunun cevazını çekeceğinden, böyle yapmakla nefsine zulmetmiş olur.
Mideye haram lokma sokmak, dili küfürde kullanmak, aklı malayaniyatla, yani ne dünyaya- ne ahirete yaramayan şeylerle meşgul etmek, hayalen hep günah peşinde koşmak gibi durumlar nefse zulmetmekle alakalıdır. Allah bu aletleri böyle aşağı, adi gayeler için yaratmamıştır. Bu açıdan baktığımızda, insanların çoğunun zulüm içinde olduğunu görürüz.
Sözgelimi, içki içen bir aile reisi;
-Allahın yasağını çiğneyerek hukukullaha tecavüz,
-Ailesinin nafakasından keserek ve nahoş kokularla onları rahatsız ederek insanların hukukuna tecavüz,
-Aklını iptal ederek kendi nefsine tecavüz etmiş olur.
Zulüm başkasının hukukuna tecavüzdür. Başlıca şu üç şekilde kendini gösterir:
1-Allah’ın hukukuna tecavüz.
2- İnsanların hukukuna tecavüz.
3-Nefsin hukukuna tecavüz.
İnsan, tek Allah’a iman ve sadece O’na ibadet etmekle mükelleftir. İnancında bazı şeyleri Allah yerine ikame ederek veya amelinde başka şeyleri gözeterek hareket ederse şirke düşer. Şirk ise ayetin ifadesiyle “büyük bir zulümdür.” (Lokman, 13) Sevdiğini Allah sever gibi sevmek, korktuğundan Allah’tan korkar gibi korkmak, hayatını ve bekasını Allah’tan başkasının elinde bilmek hep birer şirk örneğidir. İnsanlığın ekserisi, açık veya gizli şirkten kendini kurtaramamıştır.
Başkasının gıybetini yapmak, aleyhinde söz taşımak veya malını çalmak gibi durumlar zulmün ikinci çeşidine birer örnektir.
Günahlara dalmak, Allahın verdiği aza ve aletleri, duygu ve hisleri yaratılış gayesine aykırı kullanmak ise nefse zulumdür. Nefis denilince insanın zatı anlaşılır. Yani ruh ve bedenin ikisine birden nefis (zat) denilir. Nefsimizi ve malımızı Allah’a satmamızla ilgili ayette de nefis bu manada kullanılmıştır.
O halde, bir insan; organlarını, duygularına, aklını kalbini yanlış yerlerde kullandığı taktirde zulme girmiş olur. Çünkü, adalet ancak her hak sahibine hakkını vermekle tahakkuk eder. Bu aletlerin hakkı onları Allah’ın razı oluğu gibi kullanmak ve onlarla ebedî bir saadet kazanmaktır. Aksi yola giderek cehennemini hazırlayan kişi nefsine zulmetmiş demektir.
“Kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, nefsine zulmetmiş olur” (Talak, 1) ayeti, zulmün bu üçüncü çeşidi ile ilgilidir. Haramlar yasaklanmıştır ve bunlara giren kimse Allah’ın koyduğu sınırı aşmış olur. İnsan bunun cevazını çekeceğinden, böyle yapmakla nefsine zulmetmiş olur.
Mideye haram lokma sokmak, dili küfürde kullanmak, aklı malayaniyatla, yani ne dünyaya- ne ahirete yaramayan şeylerle meşgul etmek, hayalen hep günah peşinde koşmak gibi durumlar nefse zulmetmekle alakalıdır. Allah bu aletleri böyle aşağı, adi gayeler için yaratmamıştır. Bu açıdan baktığımızda, insanların çoğunun zulüm içinde olduğunu görürüz.
Sözgelimi, içki içen bir aile reisi;
-Allahın yasağını çiğneyerek hukukullaha tecavüz,
-Ailesinin nafakasından keserek ve nahoş kokularla onları rahatsız ederek insanların hukukuna tecavüz,
-Aklını iptal ederek kendi nefsine tecavüz etmiş olur.