T
Tanyeri
Guest
Muhabbetin husumete dönüştüğü bir hayatın kıskacı içindeyiz. Duygular harab olmuş, emeller elemlere gömülmüştür. Ümidimiz için hürriyetimizi feda ettik. Zira harabe olmuş gölgelerin korkunç kâbusu bir günah musluğu olmuştur. Nefret akan, kin akan, öfke akan çeşme. Âlem uğradığı bu felaketlerden muzdarip, yorgun ‘ve durgundur. (Âleme dem tutanlar gaybubet etmiş. O ümitli bakışlar yok artık.)
Afrika yeni bir haneye gebe. Gözler o ufka doğru dikilmiş. Asırlardır terkedilmiş, hafızalarda ekvator ormanlarının vahşi hayvanlarıyla yaşayan, Asya’ya nispeten genç kıta, yeni bir oluşa göğüs germişe benziyor. İnsanı “geniş soluklu”, mert ve fıtri... Tek kusuru cahil oluşu, o da kendi cürmü değil.
Yeni bir hamleye niyetli görünen insanlık, bir gölge varlık olmaktan çıkmıştır. O yeni bir ufkun fecrine yaslanmıştır.
Yeni bir kımıldanıştan öte, yeni bir doğruluşun ihtişamını sunmaktadır. Karanlık sinelerin yosunlarına veda!.. Nurani simaların bakışlarına göç var. Kıtaları saran göç. Afrikalının, Asyalının, Amerikalının göçü. Kendine dönüşün, ebede meyledişin ve kemale erişin şeref bahş eden göçü.
Sudanlının göğsüne çarpan demir parmaklıklar nikâhını kaldırmış. Engeller serap bezminde. İnce bir gönül arzusunun dağları feryada getiren kudreti çatlıyor artık. İsmaillerin topukların da beliren sızıntılar âlemi mest edecektir.
Başa dönüş, yani hayatı yeniden tanzim gerek. Kıyam da rükû’a varmak, secdeye hazırlık içindir. Yani toprağa, asla, vecdle rucu’ için. Dünyanın ziynetine niyetli değiliz. Bize hedef ukba’dır: Değişen gölgelerin değişmeyen edebi asıllarına talibiz. Bu ulvi ruhun oluşturduğu hasbi vicdan ayağa kalkmak üzeredir. Emareler, fecrimize aksetmiştir.
A. Özer-1979 Sızıntı
Afrika yeni bir haneye gebe. Gözler o ufka doğru dikilmiş. Asırlardır terkedilmiş, hafızalarda ekvator ormanlarının vahşi hayvanlarıyla yaşayan, Asya’ya nispeten genç kıta, yeni bir oluşa göğüs germişe benziyor. İnsanı “geniş soluklu”, mert ve fıtri... Tek kusuru cahil oluşu, o da kendi cürmü değil.
Yeni bir hamleye niyetli görünen insanlık, bir gölge varlık olmaktan çıkmıştır. O yeni bir ufkun fecrine yaslanmıştır.
Yeni bir kımıldanıştan öte, yeni bir doğruluşun ihtişamını sunmaktadır. Karanlık sinelerin yosunlarına veda!.. Nurani simaların bakışlarına göç var. Kıtaları saran göç. Afrikalının, Asyalının, Amerikalının göçü. Kendine dönüşün, ebede meyledişin ve kemale erişin şeref bahş eden göçü.
Sudanlının göğsüne çarpan demir parmaklıklar nikâhını kaldırmış. Engeller serap bezminde. İnce bir gönül arzusunun dağları feryada getiren kudreti çatlıyor artık. İsmaillerin topukların da beliren sızıntılar âlemi mest edecektir.
Başa dönüş, yani hayatı yeniden tanzim gerek. Kıyam da rükû’a varmak, secdeye hazırlık içindir. Yani toprağa, asla, vecdle rucu’ için. Dünyanın ziynetine niyetli değiliz. Bize hedef ukba’dır: Değişen gölgelerin değişmeyen edebi asıllarına talibiz. Bu ulvi ruhun oluşturduğu hasbi vicdan ayağa kalkmak üzeredir. Emareler, fecrimize aksetmiştir.
A. Özer-1979 Sızıntı