nurullah_01
New member
Yıldızlar gökzüzünü süslüyordu o gece, Elif'in kafasında binlerce soru vardı. Neydi amaçları
zalimlerin? Hiç düşünmüyorlarmıydı Allah'ın hesap soracağını, zulümlerinin sonunun hüsran olduğunu bilmiyorladı?
Elif bu soruları zihninden geçirirken hüzünlü gözlerle gökyüzünün o muhteşemliğini izliyordu.
Birden gözüne takılan parlak yıldızın yerini terkettiğini gördü. Hızla yaşlar boşaldı ağlamaya hazır gözlerinden. Oysa söz vermişdi kendine ağlamayacağına dair. Gözünden akan yaşlar başörtüsünü
ıslatıyordu. Gözyaşlarının sebebi okuluna alınmamayışıydı. O kendi özgürlükleriyle ilim tahsil etmek istiyordu. Faket zalimler bu isteği karşısında ondan asla veremiyeceği birşey istiyorlardı.
Başörtüsünü.
Nereye kadar dayanacağını artık bilmiyordu Elif. Ama bildiği ve onu ayakta tutan birşey vardı, o
bir mazlumdu ve Allah(cc) mazlumların yanındaydı. Elif ve Elif yürekliler bunu biliyorlardı ve bu umutla
zalimlere karşı direnme güçleri dahada artıyordu. Ve yine biliyorlardı Elif yürekliler zalimlere ağır gelenin ne olduğunu. Evet onlara ağır gelen gençliğin imanıydı. Ama elde edemeyeceklerdi zalimler
istediklerini. Bırakmayacaklardı Elif yürekliler davalarının peşini, direneceklerdi. Zalimlerin gözünde suçtu yaptıkları. Ama onlar ne diyorsa islam dini uyacaklardı suç olsada. Çünkü Allah onların yanındaydı.
Taşıdıkları edep timsali başörtüsünün farkındaydı umut dolu yürekleri. Kan ağlasada, sızlasada
kalpleri direneceklerdi, boyun eğmeyeceklerdi yapılan sonu gelmez zulümlere.
Zalim elbet birgün hesap verecek, er yada geç bu dünya dikenlerinden arınıp gül bahcesine dönecek.