týlsým-ý muglak
New member
PALTO
Genç bir şair , Lamartine’den şiirlerini kontrol etmesini istemişti. Lamartine , şairi evine davet ederek şiirlerini gözden geçirdi ve oldukça ümitli buldu.
Lamartine , hava çok soğuk olmasına rağmen şairin zayıf giyinmiş olduğunu da fark etti. Genç şair fakir olduğu kadar da çelimsiz birisi idi. Lamartine , Ona bir miktar para vererek şiirlerini satın aldı. Şair sevinç içinde teşekkür ederek dışarı çıkarken , Lamartine arkasından seslendi :
-Paltonuzu burada unuttunuz!...
Şair hayretle :
-Benim paltom yok ki!... dedi.
Şiddetli kış ortalığı kasıp kavuruyordu. Lamartine yumuşak bir sesle şöyle dedi :
-Benim paltomu hâtıra olarak saklamak lûtfunda bulunmaz mısınız ?...
Şairin gözleri yaşarmıştı . Teşekkür ederek paltoyu aldı ve giydi.
YAKINLIK
Behlül Dânâ hazretlerine sorarlar :
-Ölünce seni nereye gömelim?...
Behlül şöyle cevap verir :
-Nereye isterseniz oraya gömün. Âhiret her yerden aynı uzaklıktadır.
DALKAVUK
Sokrat , asla hoşlanmadığı dalkavuk türü adamlardan biriyle konuştuktan sonra :
-Söylediğim bu kadar şeyden hiç olmazsa birine itiraz et be kardeşim!... Böylelikle iki kişi olduğumuzu anlayalım...
ORUCU PAYLAŞMAK
Ramazanın yaz mevsimine rastladığı bir sene , Borazan Tevfik , Erenköy’den trene biner. Oruç başına vurmuş , halsiz bir vaziyette , şişman da olduğundan hayli perişan... Bir yere ilişir. Tesadüfen karşısında da , eskiden beri tanıdığı Sâim ve Âbid isimli iki kardeş oturmaktalar. Biri sorar:
-Tevfik Bey , galiba oruç fena sarsıyor?...
Borazan şu cevabı verir :
-Ne yapayım , siz iki kardeş vazife taksimi yapmışsınız. Bana gelince hem sâim (oruçlu) , hem de âbid ( ibadet eden) olmak mecburiyetindeyim. Bu sıcakta kolay iş mi?...
Genç bir şair , Lamartine’den şiirlerini kontrol etmesini istemişti. Lamartine , şairi evine davet ederek şiirlerini gözden geçirdi ve oldukça ümitli buldu.
Lamartine , hava çok soğuk olmasına rağmen şairin zayıf giyinmiş olduğunu da fark etti. Genç şair fakir olduğu kadar da çelimsiz birisi idi. Lamartine , Ona bir miktar para vererek şiirlerini satın aldı. Şair sevinç içinde teşekkür ederek dışarı çıkarken , Lamartine arkasından seslendi :
-Paltonuzu burada unuttunuz!...
Şair hayretle :
-Benim paltom yok ki!... dedi.
Şiddetli kış ortalığı kasıp kavuruyordu. Lamartine yumuşak bir sesle şöyle dedi :
-Benim paltomu hâtıra olarak saklamak lûtfunda bulunmaz mısınız ?...
Şairin gözleri yaşarmıştı . Teşekkür ederek paltoyu aldı ve giydi.
YAKINLIK
Behlül Dânâ hazretlerine sorarlar :
-Ölünce seni nereye gömelim?...
Behlül şöyle cevap verir :
-Nereye isterseniz oraya gömün. Âhiret her yerden aynı uzaklıktadır.
DALKAVUK
Sokrat , asla hoşlanmadığı dalkavuk türü adamlardan biriyle konuştuktan sonra :
-Söylediğim bu kadar şeyden hiç olmazsa birine itiraz et be kardeşim!... Böylelikle iki kişi olduğumuzu anlayalım...
ORUCU PAYLAŞMAK
Ramazanın yaz mevsimine rastladığı bir sene , Borazan Tevfik , Erenköy’den trene biner. Oruç başına vurmuş , halsiz bir vaziyette , şişman da olduğundan hayli perişan... Bir yere ilişir. Tesadüfen karşısında da , eskiden beri tanıdığı Sâim ve Âbid isimli iki kardeş oturmaktalar. Biri sorar:
-Tevfik Bey , galiba oruç fena sarsıyor?...
Borazan şu cevabı verir :
-Ne yapayım , siz iki kardeş vazife taksimi yapmışsınız. Bana gelince hem sâim (oruçlu) , hem de âbid ( ibadet eden) olmak mecburiyetindeyim. Bu sıcakta kolay iş mi?...