Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Doğum Günüm

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Alıntıdır!

“Doğum Günüm”



Etrafımdaki Müslümanların pür telaş koşuşturdukları, cemaatlerdeki,tarikatlardaki,vakıf ve derneklerdeki kardeşlerimin birbiriyle yarıştıkları günler.



Evet, Örneğim,Önderim

Senin bilmem kaçıncı “doğum gününü” en iyi organizasyonla kim kutlayacak yarışı,telaşı.



…. Cemaatinden kardeşlerim bin tane kırmızı gülü Seni temsilen dağıtacaklarmış.Buna sebeb; Hani Sen miraca çıkarken terlemişsin ve o terinden dünyaya düşen bir damladan oluşan kırmızı güller varya onun anısına. 30 Mart Cuma günü bu cemaat mensubu kardeşlerim hepsi evlerinde birer doğum günü pastası masaya getirilip üzerinde tek mumla Seni yadedeceklermiş.Böylece çocuklarının akıllarına Seni kazıyacaklarmış.Yine o gün tüm öğünlerde masaya bir tabakta Senin için koyup,tabağına bir adet kırmızı gül bırakacaklarmış.Tabağının yanındaki su dolu bardakta Senin içinmiş.



….Cemaatindeki kardeşlerimse dev bir organizasyonla bu güne kadar “eşi-menendi” görülmemiş bir hatim kampanyası başlatmışlar.Bilmem kaç bin adet hatmi şerifi Senin ruhuna hediye edeceklermiş.Yanı sıra bir o kadarda salavatı şerifte yine Senin içinmiş.”Biz diğer cemaatler gibi maddiyata (gül,misvak vb.) yönelik değil,manevi hediye sunacağız Efendimize” diye övünüyorlar.



….Vakfının Senin Doğum Günün için düşündükleri ise bir sünneti yeniden diriltip,canlandırmak (!) amacıyla (bunca hengamede aklım karıştı sayısını unuttum) bilmem kaç bin tane misvak dağıtacaklarmış.



Ahhh Sevgili,Kutlu Elçi !

Anlayacağın biz Seni, Senden ve Senin “Anam ,babam sana feda olsun Ya Rasulullah” diyen ve bunu yaşamıyla ispat eden ashabından daha çok seviyoruz!

Bir kerecik Sen kendi doğum gününü kutlamazken,Sen’in Refiki Alâ’ya ulaşmandan sonra geride kalan ashabın ardın sıra, Sana doğum gününde hiç hatimler göndermezken, mumlu,yaş pastalı, “Yaş Gününü” kutlamazken,kucak kucak kırmızı güller,düzinelerce misvaklar dağıtmazken, binlerce salavat getirip Sana hediye etmezken,

Bizler Senin 20 Ağustos 570 mi 20 Nisan 571 mi olduğu bile ihtilaflı doğum gününü ilahilerle,coşkuyla,güllerle,misvaklarla … doyasıya kutluyoruz. Anlayacağın,Kandil Mesajları,iletiler,telefonlar gırla gidiyor.



Evet, Canım Örneğim(sav) !

Ben tüm bu kutlamalar arasında yapayalnız hissediyorum kendimi. Katılamıyorum, kutlayamıyorum, eğlenemiyorum(!). Mahzun,garip,hüzünle daralan yüreğim elimde, aza koyuyorum dolmuyor,çoğa koyuyorum almıyor.



Velhasıl-ı kelâm ,beni Sen anlarsın düşüncesiyle Seni Senle konuşmayı,özlemimi,hasretimi Seninle gidermeyi düşündüğümde sadrımın genişlediğini,acımın sağaldığını hissettim.

Kur’an da Rabbim Seni “en güzel örnek” olarak sunuyor. Anlıyorum ki Seni örnek almalıyım. Ayak izlerini takip etmeliyim.Siyer,Tarih,Hadis kitaplarına yöneliyorum."Kutlu Doğum" sebebiyle düzenlenen Konferanslara kulak veriyorum.



-Terinin gül koktuğu yazıyor. Ne yapayım ben bazen ter kokuyorum.Gidermek için vücut temizliğime önem verip,yıkanıyorum.Elimde değil benim terim gül kokmuyor.



-Senin sesin herkesten gür çıkarmış,boyunda herkesten uzunmuş. Ama ben ses rengimi seçemem ki! İnce yada kalın olması benim elimde değil.Hem cinsinizde değilim.Yani bayan olmam hasebiyle, sizinki kadar gür çıkamaz sesim.Üstelikte boyumda herkesten uzun değil.



-Sarık sarar,cüppe giyermişsiniz.Sakalınız varmış.Bunlar sünnetmiş.Acaba baş örtüm yerine sarıkmı sarsam,pardösü yerine cüppemi giysem?Sakalım çıkmaz takma sakal mı edinsem?



-Sizin büyük abdestiniz necis değilmiş.Haya ediyorum ancak yazmak zorundayım.Tüm ciddi kaynaklarda naklediliyor:”gücünüz kırk erkeğe bedelmiş” Bu şıkta da kaybettim örnekliğinizi.



-Parmağınızın bir hareketi ayı yarar,nurunuz gözü kör eder,yüzünüze bakılamazmış.Göz bebeklerini yakarmış bakanların.Siz ölmemişsiniz,Allah şuan bile sizi doyuruyormuş. Başınızın üzerinde bulut dolaşır gölge eder , kalbinizi melekler iki kez yarıp zemzemle mi, nurla mı ne yıkayıp temizlemişler. Ne yapayım benim böyle marifetlerim yok,o zaman sizi örnek almam,sizi izlemem de mümkün görünmüyor.



-Sana “bir kadın kocasının tüm vücudu yara bere irin içinde olsa,diliyle bu yaraları irinleri yalasa temizlese yinede hakkını ödeyemez” dedirtiyorlar. Sahi, Sen böyle bir şey söyleyebilirmisin?



-Geldiğin çağdaki diri diri toprağa gömülen kız çocuklarının,yetim kızların,15. kuma olup boşanamayan,evli olamayan kadınların hamisi olan,mirasta adı bile anılmazken Allah’tan aldığın emirle hak verileceğini emreden Peygamberim.”Uğursuzluk; kadında, evde ve attadır” demediğinden kesin emin olduğum gibi kadınları aşağılayan,horlayan,mazlum konumuna düşüren tüm uydurulmuş rivayetlerden de beri olduğundan eminim el-Emin Peygamberim.



Tüm bunları Furkan’a vuruyor ve Muhammedi’n Kur’an’ın da arıyorum doğrusunu. Biliyorum ki Seni ;en iyi,en doğru Kur’an anlatır bana .

Rabbim ;

- Peygamber olarak doğruluk rehberi bir insan gönderdiğini (isra/94), Sakınmamız ve merhamete uğramamız için uyarmak üzere aramızdan biri olarak( Sen ) Rabbimizden bize haber getirince neden şaşırdığımızı (Araf-59/63) Yiyip, içip,sokakta gezdiğini ( Furkan-7/8) söylüyor.



- Allah’ın nurundan Senin,Senin nurundan da tüm kaitatın yaratıldığını, ilk ve son Peygamber olduğunu,Adem'in bile gühanına Seni aracı kılarak “Yüzün Suyu” hürmetine dua (!) edip af edildiğine cevaben Rabbim Sana şöyle söylemeni emrediyor”Ben Peygamberlerin ilki değilim.Benim ve sizin başınıza geleni bilmem.Ben ancak bana vahyolunana uyarım.Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.(Ahkaf-9).Bende ancak sizin gibi bir insanım,bana vahiy geliyor.(Kehf-110,Fusilet-6)



-Yaşadığın çağ dursun,şimdi bile görüp,gözettiğin,yiyip içtiğine,aramızda dolaştığına,hadislerin doğru veya yanlışlığını çağımızdaki bazı “dostlarınla” istişare ettiğini söyleyenlere karşılık Rabbim yine Sana bize söylemeni emirle;

“Görülmeyeni bileydim daha çok iyilik yapardım ve bana kötülük gelmezdi.Ben sadece inanan bir milleti uyaran,müjdeleyen bir peygamberim.(Araf-188)” Şüphesiz sende öleceksin,onlarda ölecek.(Zumer-30)”

Dostlarından, Senin terbiyenden, eğitiminden geçmiş Hz.Ebubekir(r.a) da vefatında hani demişti ya “Kim Muhammed’e tapmışsa Muhammed ölmüştür. Kim de Allah’a tapmışsa Allah ezeli ve ebedidir”



-Şefaatının çoğu büyük günahkarlar içinmiş! Rabbimiz buna inananlar için şu cevabı verdirtiyor Sana; “Allah’ın onların tevbelerini kabul veya azap etmesiyle senin bir ilgin yoktur.Çünkü onlar zalimdirler.Allah dilediğini bağışlar dilediğine azap eder..(Ali İmran-128/129) “Deki; Benim size iyilik yapmaya da, zarar vermeye de gücüm yoktur.(Cin-21)” “Deki;Süphanallah! Ben Peygamber olan bir insandan başka bir şeymiyim? (isra-93)”



-Senin için “Biz O’nu nasıl örnek alırız.O günah işlememek üzere,özel yaratılmış,bizim gibi bir insan değil “diyorlar. İyi ama Rabbim seni elçi seçmesindeki sebebi “Şüphesiz Sen büyük bir ahlak üzeresin” onun için elçi seçildin diyor.Yani Haşa torpille değil. Bu da gösteriyor ki doğuştan tüm insanların fıtratlarına kodlanmış dürüstlük,doğruluk melekelerini Sen kendi iradenle ,çabanla,muhteşem ahlaka doğru bir süreç geliştirmişsin. Yani hicretin esnasında düşmanlarının bile güvenip değerli mallarını emanet ettikleri el-Emin’sin.



Hah işte, bizim içinde örnekliğin bu noktada başlıyor. Yani ; AHLAK'ın ! Senin sarığını-cübbeni, nalınını-bohçanı ,sakalını- saçını örnek alırsak günümüzdeki gibi Seni anmalarımızda, anlamaya değil kılla-tüyle uğraştığımızdan “kıldan-tüyden” gündemlere dönüşür.Bizi değişime,inşaya götürmez, zillet içinde bocalar dururuz.Nitekim öylede oluyor.



Sonuç olarak; Günde en az kırk kere “Rabbim bizi dosdoğru yola ilet” diye dua ettiğim, namazlarımda selam verip,esenlik,rahmet,bereket dilediğim kardeşlerimi etkinlik adı altında yaptıkları eylemlerden ötürü küçümsemiyor,alay etmiyor,kin duymuyor,”öteki” addetmiyorum.

Korkuyorum; malum ölülerimiz için yaptığımız "yedinci gün,kırkıncı gün,elliikinci gecesi" anmalarımızda var bizim.Bir gün gelip ya Seni şimdikinden daha çok severde "doğum gününü" kutlamalarımıza , bu günleri,geceleride eklersek endişesi taşıyorum.Endişelerim yersiz değil, iki Kurban Bayramıdır bir cemaatten kardeşlerimin para toplayıp Senin adına Kurban keseceklerini söylediklerini bizzat kulaklarımla duydum. Hatta , Senin, "şefaatına nail "olabilmem için benimde katkımı istemişlerdi.



Tüm bunları alay konusu etmiyorum, ancak Kur’an ve Senin hakiki sünnetine uymayan bu durumlarda daha bir içten “Rabbim! Bizi dosdoğru yola ilet” dualarıyla yakarıyorum.



Allah’ın kulu ve elçisi olan Sevgili Peygamberim,örneğim,önderim!

Benim için Kadir gecesi Rabbimin katında kadrimi,kıymetimi arttıran gün yada gecedir.Vahiyle gerçek manada tanıştığım “Maide’nin” başına oturduğum Gündür Kadir Gecem.

Efendim, Senin değil benim doğum günümü kutluyorum.Tıpkı Kadir Gecemi kutladığım gibi.

Dünyaya gözümü açtığım gün değil, gerçek manada Seni tanıyıp, getirdiğin vahye teslim olup, kalbimin, ruhumun, beynimin, vicdanımın dirildiği gündür benim doğum günüm.



Kur’an’ın Muhammed’ini tanıtan,sevdiren,örnek kılan Rabbe hamdolsun.



“Doğum Günüm” Kutlu Olsun…



Selam ve muhabbed ola..



(duaekseni)
 
Üst Alt