Dil Meselesinin Üzerinde Durmak

azizdolu

New member
Dil Meselesinin Üzerinde Durmak
Atatürk’ün, ömrünün son yıllarında söylediği ve “öztürkçe”ciliğin çıkmaz yol olduğunu belirttiği bir konuşma metni okumuştum yıllar önce. “Çocuk, dil konusunda çıkmaz yola sapmışız.” gibilerden bir söz de bizzat Atatürk’e aitti. Mustafa Kemal’i, “Mustafa Kamal” diye yazmak bir hataydı çünkü. Ve hatanın neresinden dönülse kârdı. Bununla birlikte dilimizin Arapça, Farsça dil kurallarından, terkiplerinden kurtarılması da gerekiyordu. Bu açıdan baktığımızda ise Türkçemizin, üzerine yapışıp kalmış, eğreti elbise gibi sırıtan fazlalıklardan kurtulduğunu da söylememiz gerekiyor.
Atalarımızın kutsal bir gaye ile aldığı topraklar anamızın ak sütü kadar bizim ve helal ise, oralardan aldığımız değerler de bizim olmalı… İlim gibi, kelimeler gibi… Bunu derken gittiğimiz yerlerden tuvalet taşı, köpek maması alalım demiyoruz tabi ki. Ya da “binaenaleyh” gibisi-nden, ağız gargarası kelimeler mesela… Burada, bir kadın yumurtasının olağanüstü (harikulade) seçiciliğinde olduğu gibi, her bir şeyi ince eleyip sık dokuyarak; kılı kırk yararak almalıyız. Nasıl ki Macar ovalarına gidip de, kutuplara gitmediysek tıpkı onun gibi. Zira böyle yaptığımız takdirde, dilimiz için bir tehlike; bir sorun söz konusu olmayacaktır.
Eserlerinde öz be öz Türkçe kullanan halk ozanlarımızın nerede ise tamamı mahlâslarının sonunda “-î ” takısını kullanırken, siz bunu Türkçe değil diye atıp; yerine İngilizceden devşirme gibi duran “-sal ”ı koyarsanız, bunun anlamı güzelim Türkçemizi sala koyup, mezarlığın yolunu tutmakla eşdeğerdir. Bunu derken, eskil (arkaik) dönem Türkçesine ait olan yaşsıl (yaşıl, yeşil) sözcüğündeki “-sıl ” ekinden türetilmiş olan “-sal ” ekini kullanmayalım demiyoruz elbette. Ama bunu yaparken de, binlerce yıllık kültürümüzü, edebiyatımızı yok etmeden daha doğrusu budamadan yapmalıyız. Üstelik Türkçemizin eskil (arkaik) dönemi ile ilgili yapılan ve yapılmakta olan çalışmaları, araştırmaları halkın önüne koymadan; eğitim kurumlarında bunun eğitimini vermeden, hedefe nasıl ulaşacaksınız ki? Misal, liselerimizde bir Osmanlı Türkçesinin; bir Or-kun (Orhun), bir Uygur lehçesinin en azından seçmeli olarak okutulması gerekmez mi? Kimi kendini bilmezin çıkıp, Türk olmamakla suçladığı Osmanlı var ya cancağızlar, işte o Osmanlı’ nın sultanı II. Mehmet (Fatih) oturup, Uygur alfabesi ile metinler yazıyordu. Bugün o alfabe ile Türk değil deyip; dudak büktüğümüz Moğol Halkı “Ey tugan til, ey matur til; anam, atammıng öz tili… Köp meng aştum, sen küzel til arkılu…” gibilerden metinler yazıp, söylüyor. Kısacası Yavuz Bülent Bakiler Bey’in de dediği gibi “ Kim demiş vatanımız Edirne’den, Kars’a kadar?” di -ye… Turan eller bizi bekliyor, bizi çağırıyor. Yol uzun, gidemeyiz derseniz; onun da çaresi var. Ulusal kanallarımızdan birinde yayımlanan ve Prof. Dr. İsmail Kahraman Bey’in hazırlayıp, sun -duğu “Devr-i Âlem” adlı tarihî belgesel sunumunu (program) seyretmenizi öneririm. En azından ata yurdumuzdakiler ile gönülleriniz bir olur.
Türkçemizin son yıllardaki en büyük sıkıntısı, Batı dillerinden sökün edip gelen yabancı sözcüklerdir hiç şüphesiz. Bu sıkıntının çekilmesinde, Arapça ve Farsça sözcüklere alerjisi olan zevatın, Batı dilleri söz konusu olduğunda sus-pus olmaları da etkili olmaktadır. Zira basın-yayın organlarının ekseriyeti bu zevatın güdümündedir. Ve bu zevat da, göbeklerinden Batı’ya bağlıdır. Peki, çözüm nedir? Çözüm, okullarımızdaki Türkçe eğitiminin adam gibi verilmesidir. Sadi Hocaların, İshak Hocaların yerlerinin doldurulmaya çalışılmasıdır. Çünkü geleceğin gücü, geleneğin gücüne muhtaçtır. Dil ve tarih-coğrafya (yurt) bilinci hem yarınlarımızın güvencesi hem de milli benliğimizdir. Gazi Mustafa Kemal Bey’in de dediği gibi “Milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlere yem olurlar.” Üstelik bu milletlerin, en azından Yunus balığı vicdanına sahip olduğunu ve sizi getirip sahile bırakacağını düşünüyorsanız, çok safsınız demektir. Yani cancağızlar “Türk demek, Türkçe demektir. Ne mutlu Türk’üm diyene!” Peki, bu sözü kim söylemiş? Bunu da Gazi Mustafa Kemal!.. Serik–18.2.2008

Aziz Dolu
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks