Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ceza nedeni: aorskaya: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a ve Sünnet'e Aykırı Tutum

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Post: Kaza Namazları
User: aorskaya
Infraction: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a ve Sünnet'e Aykırı Tutum
Points: 2

Administrative Note:

Message to User:

Original Post:
şimdi de dinimizin gereklerini yerine getirmede kuranın yerini, yani öncelik ve ölçüm kaynağı, hakem yada hakim kaynak olmasını gösteren ayete değinelim.

ANKEBUT (29) – 51

أَوَلَمْ يَكْفِهِمْ أَنَّا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلَى عَلَيْهِمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرَى لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

E ve lem yekfihim ennâ enzelnâ aleykel kitâbe yutlâ aleyhim, inne fî zâlike le rahmeten ve zikrâ li kavmin yu’minûn(yu’minûne).

İmam İskender Ali Mihr : Onlara okunmakta olan Kitab'ı, sana nasıl indirdiğimiz kendilerine kâfi gelmedi mi? Muhakkak ki mü'min olan bir kavim için bunda elbette rahmet ve zikir vardır.

Diyanet İşleri : Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.

Adem Uğur : Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.
Ahmed Hulusi : Kendilerine bildirilen O BİLGİ'yi sana inzâl etmiş olmamız, onlara yeterli gelmedi mi? Muhakkak ki bunda iman eden topluma elbette bir rahmet ve öğüt vardır.
Ahmet Tekin : Sana indirdiğimiz, kendilerine okunmakta olan kitap, Kur’ân onlara yetmiyor mu? Elbette iman eden bir kavim için Kuran’da rahmet, öğüt ve ibretler vardır.

Ali Bulaç : Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.


Bu ayete göre kuranla yetinmezsek onun hükümleri dışında yada onun hükümlerine aykırı hareket edersek ondaki rahmeti, öğüdü almazsak sonumuzun hüsran olacağını bilmemiz gerekir.

KURANIN HERŞEYDEN ÖNCE GELDİĞİNİ, HERŞEYDE ONUN REFERANS ALINMASI GEREKTİĞİNİ GÖSTEREN AYETLERDEN BİRKAÇ ÖRNEK:
5 / MÂİDE – 48

وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ مِنَ الْكِتَابِ وَمُهَيْمِنًا عَلَيْهِ فَاحْكُم بَيْنَهُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ وَلاَ تَتَّبِعْ أَهْوَاءهُمْ عَمَّا جَاءكَ مِنَ الْحَقِّ لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا وَلَوْ شَاء اللّهُ لَجَعَلَكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَلَكِن لِّيَبْلُوَكُمْ فِي مَآ آتَاكُم فَاسْتَبِقُوا الخَيْرَاتِ إِلَى الله مَرْجِعُكُمْ جَمِيعًا فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ

Ve enzelnâ ileykel kitâbe bil hakkı musaddıkan limâ beyne yedeyhi minel kitâbi ve muheyminen aleyhi fahkum beynehum bimâ enzelallâhu ve lâ tettebi’ ehvâehum ammâ câeke minel hakk(hakkı) li kullin cealnâ minkum şir’aten ve minhâcâ(minhâcen) ve lev şâallâhu le cealekum ummeten vâhıdeten ve lâkin li yebluvekum fî mâ âtâkum festebikûl hayrât(hayrâti) ilâllâhi merciukum cemîan fe yunebbiukum bimâ kuntum fîhi tahtelifûn(tahtelifûne).

İmam İskender Ali Mihr : Ve (Ey Muhammed) sana ellerindeki kitapları tasdik edici (doğrulayıcı) ve onu koruyucu olarak bu Kitab'ı hakk ile indirdik. Artık onların aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana Hakk'tan gelenden ayrılıp da onların hevâlarına uyma. Sizden hepiniz için (tek) bir şeriat, ve açık bir yol belirlemiştik. Ve Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak bu sizi, verdikleri ile denemek içindir. O halde hayırlarda yarışın! Sizin hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyleri, size haber verecek.

Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve sana da, önceki kitabı gerçekleyen ve ona, emin bir tanık olan kitabı, gerçek olarak indirdik. Artık aralarında, Allah'ın indirdiğine göre hüküm ver ve sana gelen gerçekten dönüp onların isteklerine uyma. Sizden her birerinize bir şeriat, bir yol tâyin ettik ve Allah dileseydi bir ümmet yapardı sizi, fakat size verdiği hükümler hususunda sizi sınamaktadır, siz de hayırlı işlerde yarışın artık ve hepinizin dönüp varacağı yer, Allah tapısıdır ve o, haklarında ayrılığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

Adem Uğur : Sana da, daha önceki kitabı doğrulamak ve onu korumak üzere hak olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) gönderdik. Artık aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet; sana gelen gerçeği bırakıp da onların arzularına uyma. (Ey ümmetler!) Her birinize bir şerîat ve bir yol verdik. Allah dileseydi sizleri bir tek ümmet yapardı; fakat size verdiğinde (yol ve şerîatlerde) sizi denemek için (böyle yaptı). Öyleyse iyi işlerde birbirinizle yarışın. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Artık size, üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri(n gerçek tarafını) O haber verecektir.

2 / BAKARA – 136

قُولُواْ آمَنَّا بِاللّهِ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَى وَعِيسَى وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ

Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne).

İmam İskender Ali Mihr : Deyin ki: “Biz Allah'a, bize indirilenlere, İbrâhîm (as.)'a, İsmail (as.)'a, İshak (as.)'a, Yâkub (as.) ve torunlarına indirilenlere, Musa (as.) ve İsa (as.)'ya verilenlere ve (diğer) nebîlere, Rab'leri tarafından verilenlere (sahife, kitap ve vahiylere) îmân ettik. Onların arasından hiçbirini ayırmayız (fark gözetmeyiz). Ve biz, O'na teslim olanlarız.”

Abdulbaki Gölpınarlı : Deyin ki: Allah'a, bize indirilen kitaba, İbrahîm'e İsmâîl'e, İshak'a, Yakup'a, Yakup'un oğullarına indirilenlere, Mûsâ'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık, onların hiçbirini öbüründen ayırt etmeyiz ve biz, Allah'a teslîm olanlarız.

Ahmet Varol : 'Biz Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Ya'kub'a onların soylarından gelen diğer peygamberlere indirilene; Musa'ya ve İsa'ya verilene ve bütün peygamberlere Rableri katından verilenlere iman ettik. Onların aralarında bir ayırım yapmayız. Biz O'na (Allah'a) teslim olanlarız' deyin.

Ali Bulaç : Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiç birini diğerinden ayırdetmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız."


ŞİMDİ DİKKAT! KURANA RAĞMEN HALA HADİS_SÜNNET PEŞİNDE KOŞUP, UYDURUK OLUP OLMADIĞINI TAM BİLMEDEN, KURANA TERS UYGULAMA YAPANLARIN DURUMU ANLATILIYOR.

31 / LOKMÂN – 21

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَا أَنزَلَ اللَّهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ آبَاءنَا أَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ إِلَى عَذَابِ السَّعِيرِ

Ve izâ kîle lehumuttebiû mâ enzelallâhu kâlû bel nettebiu mâ vecednâ aleyhi âbâenâ, e ve lev kâneş şeytânu yed’ûhum ilâ azâbis saîr(saîri).

Diyanet İşleri : Kendilerine, “Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Şeytan, kendilerini cehennem azabına çağırıyor olsa da mı?

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve onlara, Allah ne indirdiyse ona uyun dendi mi hayır derler, biz, atalarımızı neye uymuş bulduysak ona uyarız; ya Şeytan, onları yakıp kavuran azâba çağırıyorduysa.



47 / MUHAMMED – 9

ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ كَرِهُوا مَا أَنزَلَ اللَّهُ فَأَحْبَطَ أَعْمَالَهُمْ

Zâlike bi ennehum kerihû mâ enzelallâhu fe ahbeta a’mâlehum.

İmam İskender Ali Mihr : Bu, onların Allah'ın indirdiği şeyi kerih görmeleri sebebiyledir. Böylece (Allah) onların amellerini boşa çıkardı.

Diyanet İşleri : Bu, Allah’ın indirdiğini beğenmemeleri, bu sebeple de Allah’ın onların amellerini boşa çıkarmasındandır.

Abdulbaki Gölpınarlı : Bu da, Allah'ın indirdiğine hoşlanmadıklarındandır, artık o da, yaptıklarını

VE HALA ANLAŞILAMAMIŞSA HADİS_SÜNNET DİYE KURANI GERİ PLANA ATANLARDAN HADİS-SÜNNET SAHİBİ BİZZAT NASIL ŞİKAYETTE BULUNUYOR:

25 / FURKÂN – 30

وَقَالَ الرَّسُولُ يَا رَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا

Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ(mehcûran).

İmam İskender Ali Mihr : Ve resûl: “Ey Rabbim! Muhakkak ki benim kavmim, bu Kur'ân'dan ayrıldı (Kur'ân'ı terketti).” dedi.

Diyanet İşleri : Peygamber, “Ey Rabbim! Kavmim şu Kur’an’ı terk edilmiş bir şey hâline getirdi” dedi.

Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Peygamber, yâ Rabbi dedi, bu kavmim, şu Kur'ân'ı ihmâl etti, terkedilmiş bir hale getirdi.

Adem Uğur : Peygamber der ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkettiler.

Ahmed Hulusi : Rasûl (hakikatini OKUyan) dedi ki: "Yâ Rab! Muhakkak ki halkım şu Kurân'ı (hakikatinin gereğini yaşamayı) terk etti (bedensel zevklerine döndü)!"

Ahmet Tekin : Allah’ın Rasulü:'Ey Rabbim, benim kavmim, benim ümmetim, yakışıksız sözler söyleyerek bu Kur’ân’ı gözden çıkarılmış, terkedilmiş hale getirdi' dedi.
Ahmet Varol : Peygamber dedi ki: 'Ey Rabbim! Doğrusu kavmim şu Kur'an'ı terkedilmiş halde bıraktılar.'

Ali Bulaç : Ve elçi dedi ki: "Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar."

Ali Fikri Yavuz : Peygamber de (o gün şöyle) demekte: “- Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’ân’ı metrûk bıraktılar (ondan yüz çevirdiler).


Şimdi sevgili kardeşlerim, lütfen aklımızı kullanalım ve bir Müslüman bilinciyle düşünerek hareket edelim. Kitap terk edilir yada geri plana bırakılırsa yani öncelik başka kaynaklara verilirse çok büyük dini yanlışlara düşmemiz ve Allah korusun şimdiki ve sonraki hayatımızı perişan etmiş oluruz. O halde “HERŞEYDEN ÖNCE KURAN” felsefemiz olmalıdır.

Şimdi, Sizde Kur'an ilminin zerresi varsa "yühafizun" kelimesinin anlamının "vakitle" hiç bir alakası olmadığını anlarsınız.
Sizde zerre kadar idrak varsa, tam 17 çeviride olmayan "vakit" kelimesi üzere münazara kurmazsınız.
Sizde zerre kadar izan varsa, bu ilimle Ehli Sünnet'te hata aramazsınız.
Ama maalesef, münazara da manzara da ortada. Ama Siz biraz farklısınız galiba...

Sevgili kardeşlerim, ben size “zerre kadar … varsa” şunu kabul edin falan demeyeceğim. Bütün bunlardan sonra dahi lütfen aklınızı kullanın, düşünün ve kendiniz sonuca varın. Bütün bunlara rağmen hala Kuranı geri plana atıp, önceliği başka kaynaklara vererek uygulama yapmayı düşünüyorsanız, Doğruyu görmeniz için Allah’a dua etmekten başka bir şey elimden gelmez.
Allah’ım yanlışa düşmekten sana sığınırım, beni yanılgılardan koru, senin doğru yolunda doğrulukla giderek ölmemi nasip eyle…
 
Üst Alt