Cennete Girecek Ilk Kadin!

Azra

New member
. Fâtıma bir gün Efendimiz (aleyhissalâtu vesselâm)a:

- Babacığım, kadınlardan cennete ilk önce girecek olan kimdir? diye merakla sordu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:

- Falan mahallede, falan evde oturan bir kadın var. Cennete ilk girecek kadın, işte o kadındır, buyurdular. Hz. Fâtıma anamız hayretle:

- Babacığım, o kadın cennete, benden de mi evvel girecek? diye tekrar sordu. Peygamber Efendimiz:

- Evet! Senden de evvel girecek." buyurdu. Ve şayet isterse, gidip o kadınla tanışabileceğini söyledi.

Hz. Fâtıma'nın o kadın hakkındaki merakı iyice artmıştı. Bu kadın ne yapıyor, nasıl bir amel işliyordu ki, cennete ilk olarak girmeyi hak ediyordu. Bir gün o kadınla görüşüp tanışmak ve onunla konuşmak için evinden çıktı. Kadının evini sora sora buldu ve kapısını tıklattı.

İçeriden yaşlı bir kadın: "Kim o?" diye seslendi. Hz. Fâtıma anamız da kendisini tanıtarak onunla görüşmek istediğini söyledi. Kadın, Peygamber kızının kendisiyle görüşmeye geldiğini duyunca çok sevindi. Kapıyı açmadan içeriden seslendi:

- Ey Resûlullah'ın kızı! Hoş geldin sefalar getirdin! Canım sana feda olsun! Aslında ben de sizinle görüşmeyi çok arzu ediyordum; fakat dışarı çıkmadığım için maalesef ziyaretinize de gelemedim. Şimdi sizin gelmeniz beni çok memnun etti. Fakat kocamdan izin almadan bugüne kadar ben kimseye kapı açmış değilim. Onun için sizden çok özür diliyorum. Ben sizin içeri girmeniz için bu akşam eşimden izin alayım ve yarın görüşelim, ne olur, yarın tekrar buyurun, dedi.

Bunun üzerine Hz. Fâtıma (r.anha) geri döndü. Akşam olunca kadın meseleyi anlatıp kocasından izin aldı. Ve ertesi gün, Hz. Fâtıma o kadınla görüşmek için tekrar geldi. Bu sefer yanında oğlu Hz. Hasan (ra) da vardı. Hz. Hasan o sıralar henüz küçük bir çocuk olduğu için rahat durmamış, annesi mecburen onu da yanında getirmek zorunda kalmıştı.

Kadının evine geldi ve kapısını çaldı. Tabiî kadın içeriden Hz. Hasan'ın sesini duymuştu. Hz. Fâtıma'nın yanında bir çocuk bulunduğunu fark edince çok üzüldü. Hz. Fâtıma'ya:

- Ey Fâtıma! Ben kocamdan yalnız sizin için izin almıştım. Çocuk için izin almadığımdan dolayı onu içeri alamam. Ne olur beni affedin. İsterseniz siz buyurun, çocuk dışarıda kalsın. İsterseniz yarın gelin; bu akşam onun için de izin alayım, dedi.

Hz. Fâtıma ikinci defa içeri giremeden geri döndü. Ve üçüncü gün tekrar kadına gitmek üzere çıktı. Hikmet-i ilâhî bu sefer Hz. Hüseyin'i (ra) de yanına almak zorunda kalmıştı. Tabiî kapıyı çaldığında, kadın Hz. Hüseyin'in de olduğunu öğrenince, Hz. Fâtıma yine dünkü durumla karşılaştı. Kadın kocasından onun için de izin alması gerektiğini söyledi.

Hz. Fâtıma (r.anha) dünkü günkü gibi hiç ısrar etmedi. Ve çocuklarıyla beraber mecburen geri dönmek zorunda kaldı. Bir sonraki gün, üçü birden gittiklerinde, kadın kocasından her üçü için de izin almıştı. Kapı açıldı ve içeri girdiler. Kadın binlerce özürler diledi, affını istedi ve Peygamber çocuklarını en güzel şekilde karşıladı ve ağırladı.

Hz. Fâtıma içeriden gelen sese göre kadının gayet yaşlı bir nine olduğunu zannetmişti. Fakat bir de baktı ki, kapıyı açıp kendisini karşılayan kadın hem çok genç, hem de çok güzel bir hanımdı. Hz. Fâtıma hayretle sordu:

- Sizinle dışarıdan konuşurken sesiniz çok değişik geliyordu. Oysa sesiniz hiç de öyle değilmiş, bu nasıl oluyor? dedi. Kadın:

- Sizinle konuşurken sesim dışarı çıktığı için sesimi yabancı bir erkek duyar da günaha girerim, diye ağzıma küçük bir taş parçası alarak konuşuyordum. Şimdi ise o taşı çıkardım, dedi.

Hz. Fâtıma (radıyallahu anhâ), bu cennetlik kadının sözlerinden dolayı çok memnun olmuştu. Nâmahremden sesini bile böylesine sakınan, kocasına da böylesine itaat eden bu kadının, neden cennete evvelâ gireceğini anladı. Onunla bir müddet sohbet ettiler. Bazı konuları konuştular. Bir ara kadın Hz. Fâtıma'ya:

- Ey Resûlullah'ın kızı! Acaba ben kocama karşı vazifemi ifa etmiş oluyor muyum? Onun bendeki hakları sebebiyle Allah Teâlâ kocama itaatsizlikten dolayı beni hesaba çeker mi? Bundan korkuyorum… dedi. (!)

Hz. Fâtıma bu suali tebessümle karşıladı ve babasının yani Peygamber Efendimizin müjdesini kendisine bildirdi:

- Hayır! Sen bilakis babamın, "cennete ilk girecek kadın" diye müjdelediği kimsesin, dedi.

Hz. Fâtıma (r.anha), Resûlullah'ın cennetle müjdelediği bu mübarek kadınla bir müddet daha sohbet ettikten sonra müsade istedi ve oradan ayrıldı.
 
aahhh ah nerde bu kadın nerde biz keşke bizde onlar gibi olsak herhalde bu yaşayışımıza göre biz cenneti çok zor görürüz
 
kıssa çok hoşuma gitti bunu bugün gördüğüm herkeze anlatacağım allah senden razı olsun kıssaların devamını bekliyorum
 
gıybetle alakalı bildiğiniz kıssalar varsa yazabilirmisiniz bu cuma sohbet konumuz o da ne kadar güzel şey anlata bilirsek o kadar iyi olur
 
kıssa çok hoşuma gitti bunu bugün gördüğüm herkeze anlatacağım allah senden razı olsun kıssaların devamını bekliyorum

bir gün bir zata bir adam gelir ve derki dün falanca zenginin evindeydim senin hakkında hiç iyi konuşmadı, bu sefer mübarek döner o adam o sana ne ikram etti der? oda zenginin türlü türlü güzel yemekler sunduğunu söyleyince , mübarek bakar adama, o kadar yemeği midende tuttunda , bu hakkımda söyelenen kötü sözleri tutamadınmı der...
 
kimin neolucağı belli mi hesap gününde belli olacak herşey
ayrıca evden çıkmayan birisinin insanlığın hayrına ne gibi bir katkısı olabilir tartışılır
 
Cennete Girecek Ilk Kadin!
ne güzel böylesine tertemiz yaşamak ama yinede dışarısıyla da bağlantı kurup dinimizi gereği gibi yaşamayı tercih ederim.
 
aahhh ah nerde bu kadın nerde biz keşke bizde onlar gibi olsak herhalde bu yaşayışımıza göre biz cenneti çok zor görürüz

Kardeşim bizler ne yaptığımız amellerin karşılığı olarak nede yaşantımızla cenneti hak edebiliriz.i.Orayı sadece Allah(c.c) ın rahmet ve merhameti ile umarız.Şayet amelimizin karşılığı gibi bir beklenti içerisine girersek yaptığımız amel Allahu alim bir dakikada aldığımız nefeslerin karşılığı bile olamaz.Ama şunuda hiç unutmayalım O nun rahmet ve merhametinden ancak kafirler ümidini keser.Ümidsizliğe düşmek bizlere yasaktır.Bunu hiç akıldan çıkarmayalım.
 
Hazreti fatma çok merak etmişti

Hazreti fatma çok merak etmişti

Hazreti Fatıma çok merak etmişti:
Hazreti Fatıma çok merak etmişti:
-Benden de mi evvel girecek babacığım? diye sordu.
Hazreti Peygamberimiz:
Senden de evvel girecek. İstersen git de bir tanış. O zaman sen de neden önce onun gireceğini öğrenirsin, buyurdular.
Hazreti Fatıma'nın o kadın hakkındaki merakı iyice artmıştı. Bir gün kadının evini sora sora buldu, kapısını çaldı. İçerden ihtiyar bir kadın sesi duyuldu:

-Kim o?
Hazreti Fatıma, kendisini tanıtıp görüşmek istediğini söylediğinde kadın:

-Canım sana feda ey Allah Resulünün kızı sizinle çok görüşmek arzu ederdim. Fakat dışarı çıkmadığım için ziyaretinize gelemedim. Kocamdan izin almadan size kapıyı açamayacağım. Sizden çok özür dilerim. Yarın gelirseniz içeri girmeniz için izin alır kapıyı açarım, görüşürüz, dedi.

Hazreti Fatıma geri gitti, kadın da meseleyi anlatıp kocasından izin aldı. İkinci gün kadınla görüşeceğine emin olarak gelen Hazreti Fatıma yanına Hazreti

Hasan'ı da alarak geldi. Kadının kapısını çalarak geldiğini bildirdi. Fakat kadın Hazreti Fatıma'nın yanınada bir çocuk bulunduğunun farkına varmıştı. Hazreti Fatıma'ya:

-Yanınızda bir de çocuk var. Ben yalnız sizin için izin almıştım. İçeri siz girebilirsiniz, fakat çocuk dışarıda kalır. İsterseniz yarın gelin onun için de izin alayım, beraber içeri girersiniz, dedi.

Hazreti Fatıma ikinci defa içeri giremeden geri döndü. üçüncü gün yanına Hazreti Hüseyin'i de alarak gitmişti. Kapıda yine aynı durumla karşılaşarak

Hüseyin'i içeri alamayınca geri dönmek zorunda kaldı. dördüncü gün hep birden gittiklerinde kadın kocasından hepsi için izin almıştı. İçeri girdiler. Hazreti

Fatıma bir de baktı ki, içerden kendisini karşılayan dışarda sesinden tanıdığı kadın değil. Genç ve güzel bir kadın... Hayretle sordu:

-Sizinle dışardan konuşurken sesiniz başka idi, şimdi başka, bu nasıl oluyor? dedi.

Kadın:

-Sizinle konuşurken sesim dışarı çıkmakta idi. Ben de sesimi yabancı erkek duyar da günaha girerim diye ağzıma taş parçası alarak konuşuyordum. Şimdi ise o taşı çıkardım, dedi.

Hazreti Fatıma'nın gözleri yaşarmıştı. Babasının neden cennete evvela bu kadının gireceğini söylediğini anladı.

Kadın Hazreti Fatıma (r.a.)'ya:

-Ey Allah Resulünün kızı! Acaba ben kocama karşı vazifemi ifa etmiş oluyormuyum? Allah beni kocama itaatsizlikten dolayı hesaba çeker diye korkuyorum, dedi.

Hazreti Fatıma babasının müjdesini bildirdi:

-Hayır! Sen bilakis babamın cennete ilk girecek kadın diye müjdelediği birisin. Hiçbir kadın sizin yaptığınızın onda birini bile yapamaz, dedi.
Ve cennete ilk girecek olan kadınla bir hayli sohbet ettikten sonra müsade isteyerek oradan ayrıldı.
 
Öyledir öyledir. Allah(c.c.) resulunun evladı, Kuran'ı kerimde temizlendiği belirtilen ve müminler tarafından sevilmesi emredilen Ehlibeyt'ten olan

Hz. Fatıma 2.sefer geldiğinde de yalnız gelirdi. Kendisi için izin alındığını bildiği için. Hadi oldu diyelim 3. seferde kendisinle birlikte Hz.Hasan için izin alındığını bildiği için Hz.Huseyn'i de getirmezdi.

Resulun Sünnetini bir başkasından öğrenecekte değildi Hz.Fatıma

Bu kıssaların amacının ibret almak oldugunu düşünebilirsiniz ama ben işin arkasında cok daha farklı planlar oldugunu düşünüyorum.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks