Hayatınızı bir düşünün..Her devresinde mutlaka bir hedefleriniz olmuştur.İlkokulu bitirmek, orta öğretim sınavlarını kazanmak, ardından üniversite, iyi bir meslek sahibi olmak, saygın taninan biri olmak, evlenmek ve çoluk çocuk sahibi olmak gibi bu liste uzar da gider.Bunların hiçbirinin gerçekleşeceğinin bir garantisi yoktur.Aslında sizin elinizde olan hiçbir şey de yoktur.Ancak Allah dilerse bunları size verebilir.Oysa kesin olarak gerçekleşecek ölüm için pek çoğumuz çok az hazırlık yapmışızdır.Örneğin üniversite sınavına çok iyi hazırlanan bir öğrenci sınavda kaydırma yapabilir veya sınavı kazanınca okula giderken yolda ölebilir.Ayni şekilde evlendikten sonra balayına giderken uçak kazası geçirebilir.Ama ölümün gerçekleşmesinde hiçbir şüphe yoktur.Ölümsüz olan hiçbir canlı yoktur.Ve ölüm sonsuz hayatımızın başlangıcıdır.Ve dünya sadece bir imtihan yeridir.Ve aslında en çok kokmamız gereken şey bu dünyada istediklerimize sahip olamamak değil sonsuz hayatımıza hazırlıksız olmaktır.Çünkü nekadar pişman olsak da artık çok geç olacaktır, hiçbir geri dönüş yoktur.Sonsuz hayaımız artık başlamıştır.Bu gerçeği kavrayan insanlar, ölümle birlikte dünyada güzel bir sonu ve ahirette güzel bir başlangıcı aynı anda yaşarlar. İnkar edenler ise kendilerine önceden haber verilen bu gerçeği göz ardı etmelerinin telafi edilemez pişmanlığı ile karşılaşırlar. Allah onlar için azap dilediği sürece her an bu pişmanlığı hisseder ve bundan kurtulmanın da hiçbir yolunu bulamazlar.
Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azap apansız size gelip çatmadan evvel. (Zümer Suresi, 54-55)
Karada ve denizde sizi gezdiren O'dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O'na 'gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)' olarak Allah'a dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız." "Ama (Allah) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra dönüşünüz Bizedir, Biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz. (Yunus Suresi, 22-23)
Der ki: "Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim." (Fecr Suresi, 24)
"... Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım." (Kehf Suresi, 42)
"... Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım," (Furkan Suresi, 27)
http://www.cehennemazabi.com/index.html
Azap size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip-dönün ve O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez. Rabbinizden, size indirilenin en güzeline uyun; siz hiç şuurunda değilken, azap apansız size gelip çatmadan evvel. (Zümer Suresi, 54-55)
Karada ve denizde sizi gezdiren O'dur. Öyle ki siz gemide bulunduğunuz zaman, onlar da güzel bir rüzgarla onu yüzdürürlerken ve (tam) bununla sevinmektelerken, ona çılgınca bir rüzgar gelip çatar ve her yandan dalgalar onları kuşatıverir; onlar artık bu (dalgalarla) gerçekten kuşatıldıklarını sanmışlarken, dinde O'na 'gönülden katıksız bağlılar (muhlisler)' olarak Allah'a dua etmeye başlarlar: "Andolsun eğer bundan bizi kurtaracak olursan, muhakkak Sana şükredenlerden olacağız." "Ama (Allah) onları kurtarınca, hemen haksız yere, yeryüzünde taşkınlığa koyulurlar. Ey insanlar, sizin taşkınlığınız, ancak kendi aleyhinizedir; (bu) dünya hayatının geçici metaıdır. Sonra dönüşünüz Bizedir, Biz de yaptıklarınızı size haber vereceğiz. (Yunus Suresi, 22-23)
Der ki: "Keşke hayatım için, (önceden bir şeyler) takdim edebilseydim." (Fecr Suresi, 24)
"... Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım." (Kehf Suresi, 42)
"... Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım," (Furkan Suresi, 27)
http://www.cehennemazabi.com/index.html