Eski Başkan Ali Bardakoğlu'nun Mirası
Artık bazı camilerde kiliselerdekine benzer oturaklar bulunduruluyor. Camilerde giderek artan ve büyük tartışmalara neden olan "sandelye alışkanlığı"nın değiştirilmesi konusunda bir ilerleme sağlanamazken, Anadolu'nun farklı şehirlerinden gelen haberler işin daha ilerilere taşındığını ortaya koyuyor. Artık sandelyelerle de yetinmeyen bazı cami yöneticileri, camilere kiliselerdekinin neredeyse aynısı olan tahta sıralar ve setler koymuş durumda.
Din alimlerinin "Yerde oturma sorunu olmadıkça sandalyede namaz kılınmaz" şeklindeki fetvalarına rağmen halen bazı camilerde sandelye ya da tahtadan oturak ve sıra yapılması soru işaretlerine neden oldu.
KİLİSEYİ ANDIRAN GÖRÜNTÜ
Son olarak, İstanbul'un Pendik İlçesinde bulunan Veli Baba Camii'nde 2 Eylül Pazar günü çekilen aşağıdaki fotoğraf karesi akıllara kiliseleri getirdi. Caminin arka kısmına konan tahtadan sıra ve hemen önüne konan engel kiliselerdeki oturaklara birebir benziyor. Kiliseden tek farkı ise yerde halıların bulunması. Camideki görüntü, durumu üzüntüyle karşılayan Müslümanların "Camiler birgün kiliselere benzeyecek" korkusunu haklı çıkaracak cinsten.
DİYANET UYARMIŞTI
Ayrıca, Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu, hasta ve engellilerin dahi, namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmalarının uygun olduğunu açıklaması da işe yaramadı.
"Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) nasıl namaz kılacağını soran hasta bir sahabeye 'Namazını ayakta kıl. Eğer gücün yetmezse oturarak, buna da gücün yetmezse yan üzere kıl' (Buhari, Taksiru'As-Salat, 19) buyurmuştur.
AYAKTA KILMA EN SON ÇARE
Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapar. Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişi namaza ayakta başlar, secdeden sonra namazını oturarak tamamlar. Ayakta durmaya ve rüku yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar rükudan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak ima ile eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir. Namazını tabure, sandalye ve benzeri şeyler üzerinde kılan müminin ileri sürdüğü mazeretleri kendisini vicdanen rahatlatacak boyutta olmalıdır. Namazı asli şekline uygun olarak kılmaya engel olmayacak hafif bedeni rahatsızlıklar, bu konuda meşru mazeret olarak görülmemelidir. Özellikle üzerinde namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılması, cami doku ve kültürüyle bağdaşmamaktadır."
Dünya Bülteni
Artık bazı camilerde kiliselerdekine benzer oturaklar bulunduruluyor. Camilerde giderek artan ve büyük tartışmalara neden olan "sandelye alışkanlığı"nın değiştirilmesi konusunda bir ilerleme sağlanamazken, Anadolu'nun farklı şehirlerinden gelen haberler işin daha ilerilere taşındığını ortaya koyuyor. Artık sandelyelerle de yetinmeyen bazı cami yöneticileri, camilere kiliselerdekinin neredeyse aynısı olan tahta sıralar ve setler koymuş durumda.
Din alimlerinin "Yerde oturma sorunu olmadıkça sandalyede namaz kılınmaz" şeklindeki fetvalarına rağmen halen bazı camilerde sandelye ya da tahtadan oturak ve sıra yapılması soru işaretlerine neden oldu.
KİLİSEYİ ANDIRAN GÖRÜNTÜ
Son olarak, İstanbul'un Pendik İlçesinde bulunan Veli Baba Camii'nde 2 Eylül Pazar günü çekilen aşağıdaki fotoğraf karesi akıllara kiliseleri getirdi. Caminin arka kısmına konan tahtadan sıra ve hemen önüne konan engel kiliselerdeki oturaklara birebir benziyor. Kiliseden tek farkı ise yerde halıların bulunması. Camideki görüntü, durumu üzüntüyle karşılayan Müslümanların "Camiler birgün kiliselere benzeyecek" korkusunu haklı çıkaracak cinsten.
DİYANET UYARMIŞTI
Ayrıca, Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu, hasta ve engellilerin dahi, namazlarını sandalyede değil, yere oturarak kılmalarının uygun olduğunu açıklaması da işe yaramadı.
"Namazı normal şekli ile ayakta kılmaya gücü yetmeyen kimse için asıl olan, namazını oturarak kılmaktır. Böyle bir kişi namazını kendi durumuna göre diz çökerek veya bağdaş kurarak yahut ayaklarını yana ya da kıbleye doğru uzatarak kılar. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) nasıl namaz kılacağını soran hasta bir sahabeye 'Namazını ayakta kıl. Eğer gücün yetmezse oturarak, buna da gücün yetmezse yan üzere kıl' (Buhari, Taksiru'As-Salat, 19) buyurmuştur.
AYAKTA KILMA EN SON ÇARE
Ayakta durabilen ve yere oturabildiği halde secde edemeyen kimse namaza ayakta başlar, rükudan sonra yere oturarak secdeleri ima ile yapar. Ayakta durabildiği halde oturduktan sonra ayağa kalkamayan kişi namaza ayakta başlar, secdeden sonra namazını oturarak tamamlar. Ayakta durmaya ve rüku yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar rükudan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak ima ile eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak rüku ve secdeleri ima ile yerine getirir. Namazını tabure, sandalye ve benzeri şeyler üzerinde kılan müminin ileri sürdüğü mazeretleri kendisini vicdanen rahatlatacak boyutta olmalıdır. Namazı asli şekline uygun olarak kılmaya engel olmayacak hafif bedeni rahatsızlıklar, bu konuda meşru mazeret olarak görülmemelidir. Özellikle üzerinde namaz kılmak amacı ile camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılması, cami doku ve kültürüyle bağdaşmamaktadır."
Dünya Bülteni