Bütün düya benim olsa gamım bitmezdir nedendir?

Uhud daðý

New member
Yemek yutmak değil, ağzı olup tatmak değil iş. Rahman namına almak, O’nun adıyla başlamak her nimete. O’nun namına vermek, sonunda da her şey için şükran dolu bir kalple Rabbine şükretmek yakışıyor insana. Görevi bu. Bu hayatın değeri hayatın kendisinden değil, hayatı hayat eden kıymet, O’nu verenden geliyor.

Dalgalar sahile vurup; “ben de varım” derler. Deniz; “haddini bil, sesin bendendir” der. Hayatı, hayatı verenden, hayatı yaratandan ayrı düşünemeyiz. O’ndan uzak bir hayat boşluğa, uçuruma bakan gözlerdir. Düşer de düşer en sefil noktaya kadar. Bu düşüşümüze sevinen sadece şeytandır. Her türlü ayartmalarına karşı yine bizi onun şerrinden kurtaracak olan Rahman’dır, Allah’tır. Hepimiz, herkes hayattan bir şeyler bekliyoruz. Ama hayatı veren bizden bu hayat için ne bekliyor, ne istiyor ya da ölümün hayattan beklediği ne? Bu sorulara cevap bulmalıyız. Niçin buradayız ki? Niçin yaşıyoruz, neden hayattayız? Bu soruları sormalıyız. Sormakla kalmamalı cevaplarını da aramalıyız. Kapımızı çalan her zevke, her lezzete parolayı, yani helal midir haram mıdır diye sormadan açmamalıyız. Sonradan başımıza ne işler açacağını bilmediğimiz davetsiz misafirleri içeriye almamalıyız. Ruhumuzu azaba sokmamalıyız.


Hz. Peygamber “Elinde fazladan bir kap yemeği yarına artan zengindir” diyor. Fakirlik ve zenginlik kavramına apayrı bir bakış açısı sunuyor.

Evet, en fakir insanın bile yüzlerce nimetin içinde yüzdüğü bir dünyada yaşıyoruz. Sahip olduğumuz nimetleri saymaya kalksak saatler sürer. Nimtler kimin, gönderen kim? Bu nimetleri gerçekten nimet eden ne? Evet, nimeti nimet eden, onu kıymetlendiren o nimetin sahibi, Münim-i Hakiki olan Allah, vicdanımızın en ince yerlerine dokunduruyor, hissettiriyor hep: “Bu nimetlerin hiçbirini sen yapamazsın, sen yaratamazsın. Hava, toprak, su benim, güneş de benim. Gördüğün, baktığın, tattığın her nimet hep benim. Takdirini, şükrünü bekliyorum” diye sesleniyor içimizden.

Bütün güzellikleri hiç yoktan önüme seren, sermekle kalmayıp zenginliğini, cömertliğini gösteren, neden hoşlandığımı bilen, her bir nimetin en ince ayarını gören, gözeten, sesleri, renkleri, her şeyi benim için bana göre düzenleyen Allah’ım. Senin huzurunda, Senin dünyana, Senden habersiz el uzatmamdaki kusurumdan, cehlimden, hicabımdan Sana sığınıyorum. Bu büyük hatamın telafisi için kendim ve tüm insanlar adına Senden af dileniyorum. Hata bizden, af Senden. Senin affın her zaman geçerli. Biliyorum bütün dünya benim olsa, öte dünya benim olmayınca gamım kederim geçmeyecek, biliyorum. Bile bile aldanıyorum, bile bile kapılıyorum. Tek şansım var biricik sığınağım var. O da Sensin, Rahmansın, Rabbimsin. Sonsuz af ve merhamet sahibisin. Ben kendime Senin kadar merhametli değilim, hiç kimseye karşı da değilim. Hiç kimse Senin kadar yarattıklarına merhametli olamaz. Çünkü Sen erhamürrahiminsin.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks