seyfullah putkýran
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 5,807
- Tepkime puanı
- 205
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ruhlar Aleminden
- Web sitesi
- www.tevhidyolu.net
BİD´AT NEDİR ?
Peygamberimiz (sav) buyuruyor: “ Her kim işimizde-dinimizde bir şey ihdas ederse ve o konuda bizim emrimiz yoksa, o merduttur.”(Buhari ve Müslim) Başka bir hadisi şerifte: “ işlerin ihdas edilenlerinden sakının, her yeni şey bid´attır ve her bid´at dalalettir.” (Ebu Davud ve Tirmizi)
İslam alimlerine göre bid´at:
1- Asrinin tek allemesi, zamanın biricik hücceti, sahihi müslimin şarihi el- imam el- hafız Ennevevi (ra) müslimin sahihinde diyorki : Peygamberimizin (KÜLLÜ BİD´ATİN) bu sözü ammı-mahsustur ki, bundan murad : Bid´atların çoğu demektir. Lüğat ehli ise şöyle dedi : Bid´at, herşeydirki geçmişte bir örneği amel edilmedi. Veya tersi geçmişte örneklerinin gayri amel edilen herşeydır bid´at.
Ve bid´at beş kısma ayrılır. ( Cild 6 sh.21)
İmam nevevi ayrıca Tehzibul-esma vellüğat kitabında şöyle diyor : Bid´at , banın kesresi ile şeriatta Peygamberin ( sa) zamanında olmayan yeni şeyleri ihdas etmek demektir. Bu iyi ve kötü iki kısma ayrılır.
Muhdesat muhdesetün çoğuludur. Bundan murad, şeriatta aslı olmayan şeyin ortaya konmasıdır. Buna şeriat örfünde bid´at denir. Fakat dinde aslı olan ve şeriatın delalet ettiği şeyler bid´at değildir.
Şeriat örfünde bid´at, lügati manadaki bid´atın hilafına mezmumdur. Örneği olmayan iyi- kötü herşeyin ihdasi bid´attır, dedi.
2- Hadisde Emirul-müminin böyle dedi. Buharinin şarihi ve küdretinin üstünlüğü hakkında icma olan el-hafız, Şeyhul- islam İbni Hacer el- Askalanı ise , Peygamberimizin zamanında olmayan herşeye bid´at diye isim verilir. Fakat bunda hasen olan var ve buna muhalif olan vardır.Yani gayri-hasen kabih olanı vardır , dedi.
3- Ebu Nuaym İbrahim el-Cüveyd den rivayet etti ve dediki ben işittim , İmam Şafi diyorki: Bid´at iki çeşittir.
Bidat-i mahmude, bid´at-i mezmume. Sünnete muvafık ( uygun) olanı övülmüştür, sünnete muhalif olanı ise, mezmumdur, yerilmiştir.
El- İmam el-Bayhaki İmam Şafinin ( ra) menakibinde şöyle rivayet ediyor: İmam Şafi dediki; muhdesat iki darbtır, iki kısımdır. Her hangi şeyki Kurana, sünnete, esere ve icmaa muhalif ihdas edildi ise, sapıklık olan bid´attır. Hayır adına ihdas edilen ve Kurana ve sünnete ters düşmeyen bidat hakkında ( bid´at- hasene olduğuna dair,) tek kişi için bile hilaf vaki değildir.
4- Sultanül- ulema el- İzzu ibnu abdisselam (ra ) EL-KAVAİD isimli kitabının sonunda şöyle diyor: “ Bid´at vacip, haram, mendub, mekruh ve mubah diye kısımlara ayrılır. Devamla şöyle dedi Bu konuda takip edilecek yol, bid´atı şeriatın temel kaidelerine arzetmektir. Eğer icap kaideleri arasına girerse vacip, tahrim kaideleri arasına girerse haram, nedb ise mendub, mekruh ise mekruh ve mubah kaideleri arasına girerse mubah olur. Şu zikrettiklerimizden anlaşılan o ki, bid´at mezkür taksımattan ibarettir.”
5- Allame İbnul- Esir Ennihaye kitabın da şöyle diyor : İki çeşit bid´at vardır. Bid´at-i huda, bid´at-i dalalet...
Allahın emrine, Resulünün emrine muhalıf olan şey, zemm ve inkar bölümüne girer. ALLAH (c.c.) ve Resulünün mendub kıldığı şeylerin umumunun altına girerse, övülen bölümüne girer.
6- El- Hafız İbnu Recep kendi yazdığı şerhinde şöyle dedi : Bid´attan murad, şeriatta aslı olmayan şeylerden ihdas edilenlerdir, Her ne kadar da lafzen bidat olsada... Yine şöyle dedi : Bu hadis mantuku ile şu husus üzerine delalet eder, şüphesız bütün amellerki şariin ( Allahın ve Peygamberin ) bu konuda emri yok, o ameller merduttur. Ve mefhumu ile, şu husus üzerine delalet ederse, şüphesiz bütün ameller ki, şariin emri vardır, o ameller geçerlidir.
Ey Müslüman kardeş !!! ALLAH (c.c.) adına bir bak.... Hiç istisna etmeden bid´atın bütün nevilerine şamildir (KÜLLÜ) kelimesi.SiPzler nerede, bu beyan edilen gerçekler nerede ? Ve
işte başta İmam Nevevi olmak üzere ismi mezkür bu imamların sözleri nerede? nerede? nerede?
İmam Nevevi diyorki, ( KÜLLÜ ) lafzı ammı-mahsustur. Yani hususi genelleme ifade eder. Onlarsa, dinde güzel bid´at diye, bir bid´at yoktur diyorlar... Müslümanların imamları ise, gördüğün gibi, başta İmam Şafi- nin mezhep sahiplerinden İmam-ı celil İmam Nevevi ne diyorlar?
KURANI KERİM
Kuranı kerim ise bid´at- ı hasenenin varlığını teyid ediyor. Tabaranı ( avsat kitabında ) Ebi Umameden (ra) rivayet ediyor : Dediki ALLAH (c.c.) size ramazan orucunu farz kıldı, gecesinde kıyamını farz kılmadı.Ramazan gecelerinin kıyamı, yani teravih namazını kılmak ol bir uygulamadır ki, sonradan ihdas ettiler. Beni İsrailden bir takım insanlar bid´atler ihdas ettiler. Fakat ALLAH (c.c.) onların ihdas ettikleri ibadeti değil, o ihdas edilen bid´atı tam manası ile yerine getirmeyip terkettikleri için ayıpladı. Allahu teala buyuruyor :” Bir bidat olarak Türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara bunu uyulması gerekli bir yaşama biçimi yazmadık. Ancak Allahın rızasını aramak için türettiler- ihdas ettiler ama buna da gerektiği gibi uymadılar...”(Hadid 27)
Senedinde Zekeriyya bin Ebi Meryem var. İbni hibban onu sıkalar arasında zikretti. Ve Darekutni şöyle dedi Değerli sahabe Ebu Umamenin istınbatı bu hükmü çıkarması sahihtir. Zira ayet, ALLAH (c.c.) RIZASINI
kazanmak için ihdas ettikleri ruhbaniyyetten dolayı ayıplamadı. Belki, hakkı ile riayet etmedikleri için ayıp-
ladı o ınsanları......
Bu ayetl-kerime, bid´at-ı hasenenin meşru olduğunu ifade ediyor ...Ayetin zahiri bunu ve sahabenin anlayışı bunu ifade ettiği gibi...
El- İmam El- Kurtubi camiul- ahkam kitabını cild: 2, sh: 86 de Bakara suresinin şu ayetinde:”(Allah)
GöPkleri ve yeri daha Pnice benzeri olmayan (benzersiz) bir şekilde yaratandir.”(Bakara:117)
Şöyle dedi : yaratıklardan sadır olan her bid´atın, şeriatta ya aslı vardır veya yoktur. Eğer aslı varsa, Allahın ve Peygamberin menduplarının umumunun içine dahil olur ve bid´at-i memduh olur.Eğer örnekleri mevcüt değilse, sehavet ve cömertliğin bir çeşidini ve marufu yapmak gibi...İşte bunun fiili
Pövülen fiillerdendir. Her ne kadar bu işi yapan kişi , ona sebket etmedi isede, hakikat budur...
Beyan edilen yukarıdaki sözü, Hz. Ömerin sözü teyid ediyor :” Bu cemaatle teravih namazı ne güzel bid´ attır. Hayırlı fiillerden olduğu için, bu şekilde memduh olan, yani övülen bid´atlar sahasına girmiş oluyor.
Her ne kadar da Peygamberimiz o namazı kıldıysada, onu terk etti ve devam etmedi. Teravih için insanları toplamadı. Hz. Ömerin ( ra) buna devam etmesi ve insanları toplaması ve mendub kılması bidattır, fakat bid´at-ı mahmude ve memduhedir. Her nekadarda ALLAH (c.c.) ve Resulünün zemm ve inkar sahasına dahil olanlara muhalif olsada...
Peygamberimizin bu hıtabı ve başka sözünün manası budur densede, ben derimki, Peygamberimizin hutbesindeki bu sözünün manası, yani işlerin en kötüsü muhdes olanıdır, her muhdes olan bid´attır ve her
bid´at sapıklıktır. Sözü ile şunu murad ediyor : Her hangi bir şeyki, kitaba ve sünnete muvafık değil, veyahut amellerine uygun değil, o bidattır. Bunu en güzel şekilde Peygamberimizin şu sözü beyan edip ortaya koyuyor :” Her kim İslamda bir sünnet-yol koyarsa, o sünnette güzel sünnet olursa, onun sevabı ve ondan sonra onunla amel edenin sevabı o kimse için olur, hiç birinin ücreti eksik olmaz. Ve her kimde İslamda kötü sünneti-yolu koyarsa, onun günahı ve ondan sonra onunla amel edenlerin günahı hiçbirinin alacağı günahlar eksik olmadan o kimsenin olur.”
İşte bu bidatın bid´at-ı kabiha ve bid´at-ı hasene olduğuna işaret eder. Bu babın aslı budur. Tevfik ve ismet ALLAH (c.c.) ´ tandır ve O´ndan başka Rab yoktur.
Şunlarda Peygamberimizin vefatından sonra sahabe ve tabiinin yaptığı fiillerden örneklerdir:
1- Kuranı kerimin toplanması.
2- Makam-ı İbrahimin beytullahtan ayrılması.
3- Cuma günü birinci ezanın ziyade edilmesi.
4- Hz. Alinin Peygamberimize salat ve selam getirilmesi konusunda salat-selamı öğretmesi.
5- İbni Mesudun teşehhüdde ( esselamu aleyna min rabbina ) ilavesini yapması.
6- Abdullah bin Ömerin teşehhüdten önce besmeleyi ziyade etmesi.
7- Abdullah İbni Ömerin, (Lebbeyke sadeyke......)duasındaki ilave ve ziyadesi.
Bunlar ve bunlara benziyen bir çok şeyleri sahabe, tabiin, ulema ve bu ümmetin faziletli kişileri ihdas ettiler ve ihdas ettiklerini güzel gördüler bid´atı-hasene . ....ki bunların hiçbiri Peygamberimizin zamanında ibadetler arasında yoktu......
Şimdi bu konuda sözünüz ne?
Bunlar şimdi bid´at ehli ve sapık insanlarmıydı, yoksa ne idi ? Eğer davanızda doğru iseniz, ilmi olarak bize cevap veriniz...
Bu yazı , bid´at-ı haseneyi inkar edenlere reddiyedir.Her kimki dinde bid´at-ı hasene diye isimlenecek bir şey yoktur derse, o kimsenin bu sözüne, ümmetin alimlerinin balyoz gibi sözlerni çarpın... Çünkü bunların gayesi müslümanların arasını bölmek ve aralarında fitne ateşini yakmaktır. Halbusaki bugün daha çok muhtaç olduğumuz şey, ümmetin birliğidir ve dağılmamasıdır.
Hamd alemlerin Rabbi ALLAH´ a aittir.
Peygamberimiz (sav) buyuruyor: “ Her kim işimizde-dinimizde bir şey ihdas ederse ve o konuda bizim emrimiz yoksa, o merduttur.”(Buhari ve Müslim) Başka bir hadisi şerifte: “ işlerin ihdas edilenlerinden sakının, her yeni şey bid´attır ve her bid´at dalalettir.” (Ebu Davud ve Tirmizi)
İslam alimlerine göre bid´at:
1- Asrinin tek allemesi, zamanın biricik hücceti, sahihi müslimin şarihi el- imam el- hafız Ennevevi (ra) müslimin sahihinde diyorki : Peygamberimizin (KÜLLÜ BİD´ATİN) bu sözü ammı-mahsustur ki, bundan murad : Bid´atların çoğu demektir. Lüğat ehli ise şöyle dedi : Bid´at, herşeydirki geçmişte bir örneği amel edilmedi. Veya tersi geçmişte örneklerinin gayri amel edilen herşeydır bid´at.
Ve bid´at beş kısma ayrılır. ( Cild 6 sh.21)
İmam nevevi ayrıca Tehzibul-esma vellüğat kitabında şöyle diyor : Bid´at , banın kesresi ile şeriatta Peygamberin ( sa) zamanında olmayan yeni şeyleri ihdas etmek demektir. Bu iyi ve kötü iki kısma ayrılır.
Muhdesat muhdesetün çoğuludur. Bundan murad, şeriatta aslı olmayan şeyin ortaya konmasıdır. Buna şeriat örfünde bid´at denir. Fakat dinde aslı olan ve şeriatın delalet ettiği şeyler bid´at değildir.
Şeriat örfünde bid´at, lügati manadaki bid´atın hilafına mezmumdur. Örneği olmayan iyi- kötü herşeyin ihdasi bid´attır, dedi.
2- Hadisde Emirul-müminin böyle dedi. Buharinin şarihi ve küdretinin üstünlüğü hakkında icma olan el-hafız, Şeyhul- islam İbni Hacer el- Askalanı ise , Peygamberimizin zamanında olmayan herşeye bid´at diye isim verilir. Fakat bunda hasen olan var ve buna muhalif olan vardır.Yani gayri-hasen kabih olanı vardır , dedi.
3- Ebu Nuaym İbrahim el-Cüveyd den rivayet etti ve dediki ben işittim , İmam Şafi diyorki: Bid´at iki çeşittir.
Bidat-i mahmude, bid´at-i mezmume. Sünnete muvafık ( uygun) olanı övülmüştür, sünnete muhalif olanı ise, mezmumdur, yerilmiştir.
El- İmam el-Bayhaki İmam Şafinin ( ra) menakibinde şöyle rivayet ediyor: İmam Şafi dediki; muhdesat iki darbtır, iki kısımdır. Her hangi şeyki Kurana, sünnete, esere ve icmaa muhalif ihdas edildi ise, sapıklık olan bid´attır. Hayır adına ihdas edilen ve Kurana ve sünnete ters düşmeyen bidat hakkında ( bid´at- hasene olduğuna dair,) tek kişi için bile hilaf vaki değildir.
4- Sultanül- ulema el- İzzu ibnu abdisselam (ra ) EL-KAVAİD isimli kitabının sonunda şöyle diyor: “ Bid´at vacip, haram, mendub, mekruh ve mubah diye kısımlara ayrılır. Devamla şöyle dedi Bu konuda takip edilecek yol, bid´atı şeriatın temel kaidelerine arzetmektir. Eğer icap kaideleri arasına girerse vacip, tahrim kaideleri arasına girerse haram, nedb ise mendub, mekruh ise mekruh ve mubah kaideleri arasına girerse mubah olur. Şu zikrettiklerimizden anlaşılan o ki, bid´at mezkür taksımattan ibarettir.”
5- Allame İbnul- Esir Ennihaye kitabın da şöyle diyor : İki çeşit bid´at vardır. Bid´at-i huda, bid´at-i dalalet...
Allahın emrine, Resulünün emrine muhalıf olan şey, zemm ve inkar bölümüne girer. ALLAH (c.c.) ve Resulünün mendub kıldığı şeylerin umumunun altına girerse, övülen bölümüne girer.
6- El- Hafız İbnu Recep kendi yazdığı şerhinde şöyle dedi : Bid´attan murad, şeriatta aslı olmayan şeylerden ihdas edilenlerdir, Her ne kadar da lafzen bidat olsada... Yine şöyle dedi : Bu hadis mantuku ile şu husus üzerine delalet eder, şüphesız bütün amellerki şariin ( Allahın ve Peygamberin ) bu konuda emri yok, o ameller merduttur. Ve mefhumu ile, şu husus üzerine delalet ederse, şüphesiz bütün ameller ki, şariin emri vardır, o ameller geçerlidir.
Ey Müslüman kardeş !!! ALLAH (c.c.) adına bir bak.... Hiç istisna etmeden bid´atın bütün nevilerine şamildir (KÜLLÜ) kelimesi.SiPzler nerede, bu beyan edilen gerçekler nerede ? Ve
işte başta İmam Nevevi olmak üzere ismi mezkür bu imamların sözleri nerede? nerede? nerede?
İmam Nevevi diyorki, ( KÜLLÜ ) lafzı ammı-mahsustur. Yani hususi genelleme ifade eder. Onlarsa, dinde güzel bid´at diye, bir bid´at yoktur diyorlar... Müslümanların imamları ise, gördüğün gibi, başta İmam Şafi- nin mezhep sahiplerinden İmam-ı celil İmam Nevevi ne diyorlar?
KURANI KERİM
Kuranı kerim ise bid´at- ı hasenenin varlığını teyid ediyor. Tabaranı ( avsat kitabında ) Ebi Umameden (ra) rivayet ediyor : Dediki ALLAH (c.c.) size ramazan orucunu farz kıldı, gecesinde kıyamını farz kılmadı.Ramazan gecelerinin kıyamı, yani teravih namazını kılmak ol bir uygulamadır ki, sonradan ihdas ettiler. Beni İsrailden bir takım insanlar bid´atler ihdas ettiler. Fakat ALLAH (c.c.) onların ihdas ettikleri ibadeti değil, o ihdas edilen bid´atı tam manası ile yerine getirmeyip terkettikleri için ayıpladı. Allahu teala buyuruyor :” Bir bidat olarak Türettikleri ruhbanlığı ise, biz onlara bunu uyulması gerekli bir yaşama biçimi yazmadık. Ancak Allahın rızasını aramak için türettiler- ihdas ettiler ama buna da gerektiği gibi uymadılar...”(Hadid 27)
Senedinde Zekeriyya bin Ebi Meryem var. İbni hibban onu sıkalar arasında zikretti. Ve Darekutni şöyle dedi Değerli sahabe Ebu Umamenin istınbatı bu hükmü çıkarması sahihtir. Zira ayet, ALLAH (c.c.) RIZASINI
kazanmak için ihdas ettikleri ruhbaniyyetten dolayı ayıplamadı. Belki, hakkı ile riayet etmedikleri için ayıp-
ladı o ınsanları......
Bu ayetl-kerime, bid´at-ı hasenenin meşru olduğunu ifade ediyor ...Ayetin zahiri bunu ve sahabenin anlayışı bunu ifade ettiği gibi...
El- İmam El- Kurtubi camiul- ahkam kitabını cild: 2, sh: 86 de Bakara suresinin şu ayetinde:”(Allah)
GöPkleri ve yeri daha Pnice benzeri olmayan (benzersiz) bir şekilde yaratandir.”(Bakara:117)
Şöyle dedi : yaratıklardan sadır olan her bid´atın, şeriatta ya aslı vardır veya yoktur. Eğer aslı varsa, Allahın ve Peygamberin menduplarının umumunun içine dahil olur ve bid´at-i memduh olur.Eğer örnekleri mevcüt değilse, sehavet ve cömertliğin bir çeşidini ve marufu yapmak gibi...İşte bunun fiili
Pövülen fiillerdendir. Her ne kadar bu işi yapan kişi , ona sebket etmedi isede, hakikat budur...
Beyan edilen yukarıdaki sözü, Hz. Ömerin sözü teyid ediyor :” Bu cemaatle teravih namazı ne güzel bid´ attır. Hayırlı fiillerden olduğu için, bu şekilde memduh olan, yani övülen bid´atlar sahasına girmiş oluyor.
Her ne kadar da Peygamberimiz o namazı kıldıysada, onu terk etti ve devam etmedi. Teravih için insanları toplamadı. Hz. Ömerin ( ra) buna devam etmesi ve insanları toplaması ve mendub kılması bidattır, fakat bid´at-ı mahmude ve memduhedir. Her nekadarda ALLAH (c.c.) ve Resulünün zemm ve inkar sahasına dahil olanlara muhalif olsada...
Peygamberimizin bu hıtabı ve başka sözünün manası budur densede, ben derimki, Peygamberimizin hutbesindeki bu sözünün manası, yani işlerin en kötüsü muhdes olanıdır, her muhdes olan bid´attır ve her
bid´at sapıklıktır. Sözü ile şunu murad ediyor : Her hangi bir şeyki, kitaba ve sünnete muvafık değil, veyahut amellerine uygun değil, o bidattır. Bunu en güzel şekilde Peygamberimizin şu sözü beyan edip ortaya koyuyor :” Her kim İslamda bir sünnet-yol koyarsa, o sünnette güzel sünnet olursa, onun sevabı ve ondan sonra onunla amel edenin sevabı o kimse için olur, hiç birinin ücreti eksik olmaz. Ve her kimde İslamda kötü sünneti-yolu koyarsa, onun günahı ve ondan sonra onunla amel edenlerin günahı hiçbirinin alacağı günahlar eksik olmadan o kimsenin olur.”
İşte bu bidatın bid´at-ı kabiha ve bid´at-ı hasene olduğuna işaret eder. Bu babın aslı budur. Tevfik ve ismet ALLAH (c.c.) ´ tandır ve O´ndan başka Rab yoktur.
Şunlarda Peygamberimizin vefatından sonra sahabe ve tabiinin yaptığı fiillerden örneklerdir:
1- Kuranı kerimin toplanması.
2- Makam-ı İbrahimin beytullahtan ayrılması.
3- Cuma günü birinci ezanın ziyade edilmesi.
4- Hz. Alinin Peygamberimize salat ve selam getirilmesi konusunda salat-selamı öğretmesi.
5- İbni Mesudun teşehhüdde ( esselamu aleyna min rabbina ) ilavesini yapması.
6- Abdullah bin Ömerin teşehhüdten önce besmeleyi ziyade etmesi.
7- Abdullah İbni Ömerin, (Lebbeyke sadeyke......)duasındaki ilave ve ziyadesi.
Bunlar ve bunlara benziyen bir çok şeyleri sahabe, tabiin, ulema ve bu ümmetin faziletli kişileri ihdas ettiler ve ihdas ettiklerini güzel gördüler bid´atı-hasene . ....ki bunların hiçbiri Peygamberimizin zamanında ibadetler arasında yoktu......
Şimdi bu konuda sözünüz ne?
Bunlar şimdi bid´at ehli ve sapık insanlarmıydı, yoksa ne idi ? Eğer davanızda doğru iseniz, ilmi olarak bize cevap veriniz...
Bu yazı , bid´at-ı haseneyi inkar edenlere reddiyedir.Her kimki dinde bid´at-ı hasene diye isimlenecek bir şey yoktur derse, o kimsenin bu sözüne, ümmetin alimlerinin balyoz gibi sözlerni çarpın... Çünkü bunların gayesi müslümanların arasını bölmek ve aralarında fitne ateşini yakmaktır. Halbusaki bugün daha çok muhtaç olduğumuz şey, ümmetin birliğidir ve dağılmamasıdır.
Hamd alemlerin Rabbi ALLAH´ a aittir.