Belâlara Duçar Olmak ve Temkinli Olmak Hakkında İmam Şafiî'nin Görüşü

Adamın birisi İmam Şafiî'ye:
"Ey Ebû Abdullah! Hangisi daha üstündür, kişinin temkinli olması mı yoksa belâlara duçar olması mı?" diye sorunca, şöyle cevap verdi:
"Belâlara duçar olunmadan temkinli olunmaz. Çünkü Allahu Teâlâ, Nuh'u, İbrahim'i, Musa'yı, İsa'yı ve Muhammed'i (Allah'ın salât ve selâmı üzerlerine olsun) belâlarla imtihan etmiştir. Kendileri sabrettikleri zaman, onları temkinli kılmıştır. Yoksa insan asla acılar çekmeyeceğini mi sanır?!"

Bir adam geldi ve Resulullah (s.a.v.)'a şöyle söyledi; "Ey Allahın Resulu ben seni çok seviyorum. "Cevab buyurdu Resulu Ekrem (s.a.v.) "eğer samimi isen sıkıntı ve musibetlere hazırlıklı ol!."

Yine aynı adam bir zaman sonra geldi ve şöyle dedi: "Ey Allahın Resulu. Muhakkak ben Allah'ı (celle celauhu) çok seviyorum." Resulullah (s.a.v.) bu adama bu seferde şöyle buyurdu: "O halde belalara karşı hazırlık yap!"

İddia makamı ispatla yükümlüdür düsturu gereği; sevgi ispat ister. Hele ki; Allah'ı (azze ve celle) sevdiğini söylediğin zaman O'ndan (celle celaluhu) gelen belalara eğer sabr edip ecrini sabr ile beklersen, iddianda samimi olduğun ispatlanmış olacaktır. Ama en ufak bir sıkıntıda; feryat figan edip halini çevrendekilere şikayet edeceksen, o halde sen iflah olmaz bir yalancısın. Dönüp tevbe ile istiğfar etmen gerekir.

"Kasem olsun ki asra, insan mutlak bir hüsranda; ancak o kimseler başka ki iman edip salih ameller işlediler ve hep hakka vasiyyetleştiler ve sabr'a vasiyyetleştiler!" ( Asr : 1 - 3 )