Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Başörtüsü Meselesi Mıncıklanmamalıdır

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Başörtüsü Meselesi Mıncıklanmamalıdır

Mehmet Şevket Eygi

31.01.2008


MÜSLÜMANLAR on yıllar boyunca iki sloganın peşinde koştular: Ayasofya açılsın!.. Başörtüsü serbest bırakılsın!.. Şu günlerde artık Ayasofya unutulmuş vaziyette ama başörtüsü kavgası bütün şiddeti ile devam ediyor.
Çoğunluğun bu iki isteği yerinde midir? Elbette... Sağduyu ve vicdan sahibi kimseler bu iki isteğin de haklı ve yerinde olduğunu kabul eder.
Başörtüsü bir hak ve hürriyet meselesidir. Başlarını örten kız öğrencileri okullara ve üniversitelere sokmamak bir insan hakları ihlâlidir. Eşitlik prensibi çiğnenmektedir. Böyle bir yasak dünyanın hiçbir medenî ülkesinde yoktur. Sadece Fransa’da resmî liselerde yasaklanmıştır başörtüsü. O yasağı da nice Fransız aydını, politikacısı, gazetecisi tenkit etmiştir ve etmektedir.
Başörtüsü yasağı kaldırılırken bu kriz birtakım politik çıkarlara âlet edilmemelidir.
CHP lideri Baykal feryat ediyor. Lâiklik elden gidiyor... Cumhuriyet elden gidiyor... Şeriat geliyor... Bu feryatlar samimî midir? Bence değildir. Seçimleri kaybetmiştir, parti kazan gibi kaynamaktadır, kongre yaklaşmaktadır... Sayın Baykal’ın kendi şahsî hesapları kitapları vardır. Başörtüsü meselesini bu yönde kullanmak istemektedir. Sakın, kullanayım derken yüzüne gözüne bulaştırmasın...
MHP, başörtüsü kozunu AKP’nin elinden almak istiyor. Niçin?..
AKP, yaklaşan mahallî seçimlerde, bu sefer yüzde 50’nin üzerinde ezici bir zafer kazanmak için başörtüsünden yararlanmak istiyor.
Aslında başörtüsü meselesi çok geniş bir uzlaşma içinde halledilebilir. Bu uzlaşma bazılarının işine gelmiyor.
Dikkat buyurursanız, bazı lâikler başörtüsü meselesini insan hakları ve hukuk açısından ele almıyor, bin dereden su getiriyor. Başörtüsü serbest bırakılırsa memlekete şeriat gelirmiş... Acaba bu kuruntulara kendileri samimî bir şekilde inanıyorlar mı?İnanacak kadar ahmak ve salak olduklarını sanmam. Bir bildikleri var içlerinde...
İslâmî kesim içinde de başörtüsüne teferruattır diyerek meseleyi önemsememek, küçümsemek isteyenler göze çarpıyor.
Kışkırtma kışkırtma kışkırtma... Kışkırtılmış bazı üniversite öğrencileri “Başörtüsü serbest bırakılırsa, biz de fakültelere don ile gideriz...” mealinde beyanlarda bulunmuşlar. Ülkede bunca dinsizlik, densizlik ve donsuzluk varken, bunlar donla değil, donsuz gitseler ne olacak...
Başörtüsü bir hukuk ve insan hakları meselesidir. Bazı emekli ve onursal cüppeliler bu konuda taraf tutuyor, çok aşırı şekilde militanlık yapıyor. Bu doğru mudur?
Başörtüsü serbest bırakılırsa cumhuriyet tehlikeye girermiş... Bu iddiada gerçek payı var mıdır? Bence binde bir bile yoktur. Fransa’da bütün üniversite ve yüksek okullara isteyen Müslüman kızlar başlarını örterek gidebiliyor. Bu yüzden orada cumhuriyet tehlikede midir? Fransa’da özel liselerde, Katolik okullarında başörtüsü serbesttir. Orada Müslümanların özel İslâm lisesi açma hakkı vardır. Bu haklar ve hürriyetler Fransa Cumhuriyetini tehlikeye mi atıyor?
Propaganda ve savunma büyük bir sanat ve tekniktir. Başörtüsünün serbest bırakılmasını isteyenlerin bu konuda birtakım eksiklikleri bulunmaktadır.
Şu hususun üzerinde durmak gerekir:
Başörtüsü serbest bırakılırsa Türkiye Malezya’ya değil, medenî Avrupa ülkelerine benzeyecektir. Portekiz, İspanya, Fransa, Belçika, Almanya, İtalya, İsviçre ve diğerlerine...
Başörtüsü yüzünden Türkiye Arabistanlaşacak yaygaraları kopartanlar ancak böyle susturulur.
“Medenî, demokrat, ileri, hukuklu, gelişmiş ülkelerde başörtüsü serbesttir” başlıklı bir albüm çıkartılmalı, buna her ülkeden başörtülü üniversite öğrencilerinin fotoğrafları konulmalıdır. Meselâ; İngiliz veliahdı Prens Charles, Yusuf İslâm’ın (eski Cat Stevens) okuluna gitmiş, sınıfta başörtülü kızlarla birlikte sıraya oturmuş... Sorbonne’da başörtülü Müslüman kızlar... Oslo üniversitesinde başörtülüler... Bu albümden 100 binlerce nüsha basılıp dağıtılabilir. Bunu kim hazırlayacak, kim bastırıp dağıtacak?..
Mustafa Kemal Paşa’nın 1923’te verdiği bir beyanat var. Tesettürü övüyor.Bu da afiş haline getirilip her yere asılmalıdır.
Ülkenin her tarafı çarşaflı Zübeyde ananın, çarşaflı Latife hanımın, çarşaflı Halide Edib’in afişleri ile doldurulmalıdır.
Bin profesör, fikir adamı, aydın, yazar, seçkin kişi kısa bir beyannameye imza koymalı ve metin tam sayfa olarak günlük gazetelerde yayınlanmalıdır. Yayınlamayan gazeteler kınanmalı ve teşhir edilmelidir.
Başörtüsüne hürriyet meselesini hiçbir partinin, hizbin, kliğin kendi menfaatlerine ve nüfuzuna âlet etmesine meydan verilmemelidir.
Başörtüsünü din platformundan çıkartıp hukuk ve insan hakları platformuna koymalıyız.
Açıkça iddia ediyorum: Dünyanın hiçbir medenî, demokrat, ileri, hukuklu, çoğulcu ülkesinde böyle anti-demokratik bir yasak yoktur.
Başörtüsü sadece üniversitelerde değil, bütün kamusal alanda da serbest bırakılmalıdır.
Popülist dindar politikacıların başörtüsünü istismar etmesine imkân verilmemelidir. Yine popülist dinsiz politikacıların başörtüsünü olumsuz yönden istismar etmelerine de imkân tanınmamalıdır.
Bu konuda medenî dünya ne yapıyorsa, adil hukuk ne istiyorsa onlar yapılmalıdır, yani tesettür serbest bırakılmalıdır.
Dini imanı menfaat olan birtakım arivistlerin başörtüsünü kendi şahsî menfaat ve nüfuzlarına âlet etmeleri büyük bir belâ ve felâkettir.
Birtakım İslâmcıların başörtüsünü bir rant konusu olarak görmeleri ayrı bir belâdır.
İnadı bırakmalıyız. Birtakım güçler, “Eşarbın uçları çene altından fiyonk gibi bağlanırsa, biz başörtüsüne razı oluruz...” diyorlarsa, onların bu istekleri yerine getirilmeli ve müzmin krize mutlu bir son bulunmalıdır.
Başörtüsü konusundaki bütün ucuz edebiyatlara, şarlatanlıklara, soytarılıklara, popülizme, arivistçe entrikalara mutlaka son verilmelidir.
Dünya büyük bir malî ve iktisadî krize koşuyor. Bizim maliyemiz ve iktisadımız da alarm veriyor. Biz hâlâ başörtüsü kavgalarından medet umuyoruz. Efendiler, bütün medenî ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de başörtüsünü serbest bırakınız ve sonra işinize bakınız.
Fransa’da resmî liselerde başörtüsü yasak edilmişmiş... Bırakın bu kolay bahaneleri!.. Fransa bu konuda kötü bir istisnadır, dünyaya ve bize örnek olamaz.
Bugünkü iktidar millete, ülkeye, devlete, hukuka hizmet etmekle mükelleftir. Başörtüsüne serbestlik getirmek için çalışmak onun vazifelerinden biridir. Bu konuda halktan teşekkür ve minnet beklemesinler. Vazifelerini yapsınlar. Samimî ve ihlâslı mü’minler böyle şeylerin mükâfatını ve ücretini halktan değil, Haliktan bekler...
..........................
selametle...
 

Huzur_islamda

New member
Katılım
18 Ocak 2008
Mesajlar
123
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Rasulullah'a(sav) asiklar diyarindan..
70nq1.jpg



SANIRIM BU HERSEYI ANLATIYOR....
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
mustafa kemal paşa’nın 1923’te verdiği bir beyanat var. tesettürü övüyor.bu da afiş haline getirilip her yere asılmalıdır.
Ülkenin her tarafı çarşaflı zübeyde ananın, çarşaflı latife hanımın, çarşaflı halide edib’in afişleri ile doldurulmalıdır.

latife hanınmın çarşafsız resimleri ile donatılırsa memeleket ne olur???
Çuvallamazmısınız şefki bey???
Atatürk'ün mayolu kadınlarla yüzdüğü resimlere ne dersiniz???
 

Aisa

New member
Katılım
8 Kas 2007
Mesajlar
79
Tepkime puanı
10
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Baku
selamun aleykum

dogrusu bu basortusu niye devletlerimizi bu kadar rahatsiz ediyor bilmiyorum. onlara sorarsan "biz yeniden XIX yuzyila donmek istemiyoruz" veya "kapanmak radikal islam tarafdarlarina ait, sen iyi insan olun, kapanmak onemli degil" gibi laflar ishitirsin. ama unutuyorlar ki, onlarin soyledigi gibi ''XIX yuzyil"a donmemek icin dis gorunus degil, insanlarin dusuncesi onemli.
acikcasi A.Gul secildigi zaman ben onun okul ve universitelerde basortusune olan yasagi kaldiracagini dusunmustum. hatta bizim devlet'te (devlet baskaninin cok "modern" olmasina ragmen) boyle kanun sonuna kadar uygulanamadi. sizin insanlar neden bu yasaga karsi birseyler yapmiyorlar?
bu yasagi koyanlar anlamiyorlar ki, kizlarin, kadinlarin toplu halde ummilesmesine sebep oluyorlar. bu yuzden sizler kendi haklarinizi talep edin. Allah tum muslumanlara her seyin hayirlisini nasip etsin. Amin!
 

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
Başörtüsü, bir bez parçası mıdır? Elbette ki, değildir. Hiç kimse, başörtüsü'nün sadece bir bez parçası olduğunu kabul etmiyor. Başörtüsü yasağını savunanlar ve uygulayanlar da, başörtüsünü savunanlar ve başörtüsü uğruna mücadele verenler de, başörtüsünün bir bez parçası olmadığına inandıkları için yapıyorlar yaptıklarını.

Oysa Türkiye'deki bazı elitler ve bazı kesimler, bir yandan, başörtüsünün bir bez parçası olduğunu söylüyorlar; öte yandan da, başörtüsü yasağını inanılmaz gerekçelerle savunuyorlar. Bu, bir çelişki mi, tutarsızlık mı, yoksa başka bir şey mi? Ne peki?

Bence bu, bir çelişki ya da tutarsızlık değil, tam anlamıyla şark kurnazlığına büründürülen bir iki yüzlülüktür. İki yüzlülüktür; çünkü başörtüsüne karşı çıkanlar, bir bez parçası olduğu için başörtüsüne karşı çıkmadıklarını çok iyi biliyorlar. Bir bez parçası için bir ülkenin çeyrek asrı heba edilebilir miydi yoksa?

O hâlde, mesele bir bez parçası meselesi değildir. Başörtüsü, Türkiye'de başka şeylerin, daha başka temel varoluşsal meselelerin bir simgesidir.

Başörtüsüne "simge" diye karşı çıkanlar, başörtüsünü bir şeylerin simgesi olarak kabul ettikleri için karşı çıkıyorlar. Çünkü başörtüsü yasağını kimi zaman fanatikçe yöntemlerle ve söylemlerle savunanlar, başörtüsünün siyasî bir simge, kültürel bir simge, toplumsal bir simge, kısacası İslâm'ın bir simgesi olduğunu kabul ettikleri için karşı çıkıyorlar ve başörtüsü yasağını savunuyorlar .

İşte ikiyüzlülük dediğim olgu, tam da burada sırıtıveriyor: Çünkü "biz İslâm'a karşı değiliz, başörtüsüne karşıyız", diyorlar. En azından bazı kişilerin veya kesimlerin, "Biz, İslâm'a değil, başörtüsüne karşıyız" demeleri ve hemen ardından da ya irtica tehlikesinden sözetmeleri ya da "Türkiye'nin İslâmî bir yöne, İslâmî bir hayat tarzına kaydırıldığından" sözetmeleri, ikiyüzlülük değilse, nedir öyleyse?

Oysa meselenin püf noktası şudur: Başörtüsü yasağı, İslâmî taleplerin, iddiaların, tasavvurların, hayat tarzının, dünya görüşünün müslüman bir toplumun siyasî hayatından, kültürel hayatından, ekonomik hayatından, sosyal hayatından, entellektüel hayatından, sanat hayatından uzaklaştırılma çabalarının somutlaşmış, ete kemiğe bürünmüş bir göstergesidir.

Başörtüsü yasağını savunanlar, tam bir sömürgeci kafasıyla, köle zihniyetiyle, Türkiye'nin yeniden İslâm'a dayalı siyasî, kültürel ve düşünsel iddialara, kısacası bir medeniyet iddiasına sahiplenmesine karşı çıktıkları için bu yasağı savunuyorlar. Başörtüsü yasağı, meselenin sadece görünen yüzüdür; ama meselenin ilk bakışta görünmeyen, gizlenen gerçek yüzü budur. Başörtüsü yasağını savunanlar, başörtüsünün, İslâmî iddiaların bir göstergesi olduğuna inanmıyor olsalardı, başörtüsü yasağını, hem de bu kadar şiddetle ve şirret bir şekilde savunurlar mıydı?

Meseleye bu açıdan bakıldığı zaman, başörtüsü yasağının, aslında, Türkiye'nin bağımsızlığıyla ilgili bir mesele olduğunu görmekte zorlanmayız.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
latife hanınmın çarşafsız resimleri ile donatılırsa memeleket ne olur???
Çuvallamazmısınız şefki bey???
Atatürk'ün mayolu kadınlarla yüzdüğü resimlere ne dersiniz???


aslında ben çokta düşünmüyorum çuvalladığını..
senin dediklerini karşı taraf zaten yapıyor.. öenmli olan neyi nasıl savunduğumuzdur..

mesela, Atatürk'ün tesettür ile ilgili sözleri, Latife hanımın kapalı olduğunu fotoğraflar vs vs.. bunları biz, diğer senin dediğin fotoğraflar yokmuş gibi sunarsak e tabiki olmaz.. benim saydıklarım nedir? Atatürk başörtüsüne, karşı değildir.. bilakis bununla ilgili güzel ve olumlu beyanatları vardır.. "madem Atatürkçüyüz diyorsunuz, o zaman buyrun Atatürk'ü tam manasıyla tanıyalım.. düşünecesi neyse ona öre davranılsın" dersin..

onlar Atatürk'ün mayolu kadınlarla olan fotoğraflarını getiriyorsa, bizde beyanatlarını ve başörtülü Latife hanımın fotoğraflarını götürürüz, gösteririz.. onlarınki fotoğrafta bizimki fotomontaj mı?

ee iki farklı durumu da izah eden fotoğraflar var.. burda ya Atatürk denildiği gibi değil, yada bu fotoğraflar sahte..
ee, fotoğraflar sahte değil, Atatürk'e de sahtekar diyemeyeceklerine göre..
işte o zaman olayın aslında düşünce bazında olması gerektiğini göstermiş oluruz.. onlar bunu ret de edemezler..

yani, bence çuvallamamış ebu zerr kardeşim..

selametle..
 

asiprens

New member
Katılım
16 Ocak 2008
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
allah razı olsun kardeş baş örtüsünü gericilik diye tanımlayan herkes yobazdır bunların vicdanı yok birde özgürlükten bahsederler özgürlükmü bu türbanı sorun haline getirenlerin geçmişlerine baktığımızda hepsinin ninelerinin başları örtülüydü allah bunların fitne fesatlıklarından müslümanları korusun amin...
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
onlar atatürk'ün mayolu kadınlarla olan fotoğraflarını getiriyorsa, bizde beyanatlarını ve başörtülü latife hanımın fotoğraflarını götürürüz, gösteririz.. onlarınki fotoğrafta bizimki fotomontaj mı?

Tam da çuvalladığınız yer burası...
Çünkü, Atatürk'e ait ilk fotoğraflar değil sonraki fotoğraflar, Atatürk'ün düşüncelerini, hayat görüşünü ifade eder, türkçe ezanı, türkçe ibadeti ifade eder...Yani bugün Atatürkçü olalım diyorsanız, o zaman türkçe ezan okumaya şimdiden başlayın ancak varırsınız 1932'ye...Nutuktan sonradır Atatürkçü düşünce, Atatürkçülükten bahs ediyorsanız, mayolu hatunlarla plajda yüzmeyde ihmal etmiyeceksiniz, hakeza rakı-leblebiyi de, yani anladınız mı sittin sene arapça fatiha ile generaller size inanmaz, atatürk büstü önünde secde etseniz bile...

atatürk başörtüsüne, karşı değildir.. bilakis bununla ilgili güzel ve olumlu beyanatları vardır.. "madem atatürkçüyüz diyorsunuz, o zaman buyrun atatürk'ü tam manasıyla tanıyalım.. düşünecesi neyse ona öre davranılsın" dersin..

yani nasıl çuvalladığınızı anlamak için medenibilgileri okumanız gerek...İsmet İnönünü eşinin Atatürk döneminde Çankaya'da nasıl bir kıyafette olduğunu görmeniz gerek ki çuvallamayasınız...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Tam da çuvalladığınız yer burası...
Çünkü, Atatürk'e ait ilk fotoğraflar değil sonraki fotoğraflar, Atatürk'ün düşüncelerini, hayat görüşünü ifade eder, türkçe ezanı, türkçe ibadeti ifade eder...Yani bugün Atatürkçü olalım diyorsanız, o zaman türkçe ezan okumaya şimdiden başlayın ancak varırsınız 1932'ye...Nutuktan sonradır Atatürkçü düşünce, Atatürkçülükten bahs ediyorsanız, mayolu hatunlarla plajda yüzmeyde ihmal etmiyeceksiniz, hakeza rakı-leblebiyi de, yani anladınız mı sittin sene arapça fatiha ile generaller size inanmaz, atatürk büstü önünde secde etseniz bile......

ebu zerr sen anlamıyorsun sanırım.. Atatürk'çü olunması lazım dememiş, pilajda bilmem ne yapılsın da dememiş.. onlar senin hus-u kuruntun(kurduğun mantık).. bak, Atatürk'ün beyanatı ya da Latife hanımın fotoğrafları varsa, ki var, onları sende sun demiş.. ki gayet doğal.. sen olayı niye çekiyorsun..
sen sunduğun zaman sana bunlar yalan demeyecekler, e Atatürk sonradan zihniyetini gösterdi deseler bu kez Atatürk'e SAHTEKAR demiş olacaklar.. onlar Atatürk'e ait herşeyi önümüze getiriyor.. aksi durumları bizde götürürüz. olay bu.. amma çektin sağa sola..

katılmıyorsanda, alternatifin varsa sende sun okuyalım..!!


yani nasıl çuvalladığınızı anlamak için medenibilgileri okumanız gerek...İsmet İnönünü eşinin Atatürk döneminde Çankaya'da nasıl bir kıyafette olduğunu görmeniz gerek ki çuvallamayasınız...

eyvAllah.. inşaAllah daha çok okuruz..

zaten şevket eygide yazısında gülük gülistanlıktı o zamanlar.. her yer türban Kuran ezan dememiş..

selametle..
 
Üst Alt