AŞK,I İLAHİ Mİ, ZEVKİ ŞEHEVİ Mİ ?
Selamlar
sufi mülhidlerin ikide bir ağızlarında geveledikleri, şirlerinde anlatmaya çalıştıkları, zırlayıp durdukları, iddia ettikleri bir ''ilahi aşk'' masalı vardır. Bunun iç yüzünü bilmeyenlerde bunların gerçekten Allaha aşık olduğunu zannederler.
Kaldıki Allaha karşı ''aşk'' kelimesini kullanmak bile başlı başına bir cinayettir.Aşk kelimesi arapçada erkek veya kadının birbirine karşı duyduğu şehevi bir meyl,in ifadesi olarak kullanılır
Peki Kuranı batıni tevillerle tahrif eden, şeriatı ''kabuk'' olarak nitelendirip kapı dışarı atan, ağızlarını doldura doldura Allaha küfredenlerin Allaha aşık (sevgi diyelim) olmaları mümkünmü?
Peki onlar kime aşık?
Onlar zanlarından uydurdukları, vahdeti vücudda ifadesini bulan,sayısız şekillerde yansıyan yani görünen uyduruk bir tanrıya aşıklardır. işte bu yansımalardan biride kadındır.
son evliya olduğunu yumurtlayan muhiddin arabi, bakın bu aşkını nasıl anlatıyor
''Erkek kadinin kendini, yani muhabbetteki vuslatin gayesini diledi. Asli olan rabbine asik oldu. su halde tanri kendi sekli olan kimseyi sevmekle beraber onada kadini sevdirdi. O halde erkegin aski hem kendine, hem kendisinin parçasi olan kadina, hemde tanriya oldu.
Erkek kadini sevdigi için birlesmek istedi
Unsurlardan ibaret olan bu yaratilis suretinde, nikahtan daha büyük vuslat yoktur.bundan dolayi sehvet duygusu vücudun bütün zerrelerine yayilir
Su halde erkegin tanriya olan aski, kadinda daha tam kamil olur. Bu duruma göre tanri,erkek ve kadin olmak üzere bir üçlük meydana geldi İbrahim sarmış. tasavvuf ve islam
Şimdide celaleddin ruminin hocası şemsi tebrizden
''Semsi tebrizinin kimya adinda bir karisi vardi. birgün çems hazretlerine kizip meram baglarina gitti. Sems, medresenin kadinlarina isaretle haydi gidin kimya hatunu buraya getirin dedi. bunu üzerine kadinlardan bir gurup onu aramaya hazirlandiginda, rumi semsin yanina girdi, Sems sahane bir çadirda oturmus, kimya hatun ile oynasiyordu.Rumi bunu görünce hayrette kaldi. onu aramaya giden kadinlar henüz gelmemislerdi. rumi disari çikti. Bu kari kocanin oynasmalarina mani olmak için medresede asagi yukari dolasti.
Sonra sems içeri gel diye çagirdi. rumi içeri girdigi vakit semsten baskasini göremedi. bunun sirrini sordu ve kimya nereye gitti dedi. Sems yüce tanri bizi o kadar severki istedigimiz sekilde yanimiza gelir. Su anda kimya seklinde geldi
Celaleddin vatandaş. vahiyden kültüre,
Gelin şimdide hindu sufi ahmed el farukiden okuyalım
Bu tarikat edep(sizlik)lerine devamim sirasinda, zahir ismine mazhar olam serefine erdim. Hemde tam manasi ile her seyden ayri bir manada. Okadrki bütün esyada bu tecelliyi gördüm
Özellikle kadinlarin seklinde. hatta ayri ayri her organlarinda. Bu kadinlara o kadar aram oldumki anlatamam. bu iste muzdarip bir duruma düstüm.
bu tanrinin öyle bir yansimasidirki, yalniz kadinlarda olmustur. Baska bir mahalde yansidigi olmamistir
Hasili su gibi eridim bu kadinlarin elinde. su gibi eriyip aktim mektubat 1.mektub
ALLAH KAFİRLERİN SÖZLERİNDEN MÜNEZZEHTİR.
Selamlar
sufi mülhidlerin ikide bir ağızlarında geveledikleri, şirlerinde anlatmaya çalıştıkları, zırlayıp durdukları, iddia ettikleri bir ''ilahi aşk'' masalı vardır. Bunun iç yüzünü bilmeyenlerde bunların gerçekten Allaha aşık olduğunu zannederler.
Kaldıki Allaha karşı ''aşk'' kelimesini kullanmak bile başlı başına bir cinayettir.Aşk kelimesi arapçada erkek veya kadının birbirine karşı duyduğu şehevi bir meyl,in ifadesi olarak kullanılır
Peki Kuranı batıni tevillerle tahrif eden, şeriatı ''kabuk'' olarak nitelendirip kapı dışarı atan, ağızlarını doldura doldura Allaha küfredenlerin Allaha aşık (sevgi diyelim) olmaları mümkünmü?
Peki onlar kime aşık?
Onlar zanlarından uydurdukları, vahdeti vücudda ifadesini bulan,sayısız şekillerde yansıyan yani görünen uyduruk bir tanrıya aşıklardır. işte bu yansımalardan biride kadındır.
son evliya olduğunu yumurtlayan muhiddin arabi, bakın bu aşkını nasıl anlatıyor
''Erkek kadinin kendini, yani muhabbetteki vuslatin gayesini diledi. Asli olan rabbine asik oldu. su halde tanri kendi sekli olan kimseyi sevmekle beraber onada kadini sevdirdi. O halde erkegin aski hem kendine, hem kendisinin parçasi olan kadina, hemde tanriya oldu.
Erkek kadini sevdigi için birlesmek istedi
Unsurlardan ibaret olan bu yaratilis suretinde, nikahtan daha büyük vuslat yoktur.bundan dolayi sehvet duygusu vücudun bütün zerrelerine yayilir
Su halde erkegin tanriya olan aski, kadinda daha tam kamil olur. Bu duruma göre tanri,erkek ve kadin olmak üzere bir üçlük meydana geldi İbrahim sarmış. tasavvuf ve islam
Şimdide celaleddin ruminin hocası şemsi tebrizden
''Semsi tebrizinin kimya adinda bir karisi vardi. birgün çems hazretlerine kizip meram baglarina gitti. Sems, medresenin kadinlarina isaretle haydi gidin kimya hatunu buraya getirin dedi. bunu üzerine kadinlardan bir gurup onu aramaya hazirlandiginda, rumi semsin yanina girdi, Sems sahane bir çadirda oturmus, kimya hatun ile oynasiyordu.Rumi bunu görünce hayrette kaldi. onu aramaya giden kadinlar henüz gelmemislerdi. rumi disari çikti. Bu kari kocanin oynasmalarina mani olmak için medresede asagi yukari dolasti.
Sonra sems içeri gel diye çagirdi. rumi içeri girdigi vakit semsten baskasini göremedi. bunun sirrini sordu ve kimya nereye gitti dedi. Sems yüce tanri bizi o kadar severki istedigimiz sekilde yanimiza gelir. Su anda kimya seklinde geldi
Celaleddin vatandaş. vahiyden kültüre,
Gelin şimdide hindu sufi ahmed el farukiden okuyalım
Bu tarikat edep(sizlik)lerine devamim sirasinda, zahir ismine mazhar olam serefine erdim. Hemde tam manasi ile her seyden ayri bir manada. Okadrki bütün esyada bu tecelliyi gördüm
Özellikle kadinlarin seklinde. hatta ayri ayri her organlarinda. Bu kadinlara o kadar aram oldumki anlatamam. bu iste muzdarip bir duruma düstüm.
bu tanrinin öyle bir yansimasidirki, yalniz kadinlarda olmustur. Baska bir mahalde yansidigi olmamistir
Hasili su gibi eridim bu kadinlarin elinde. su gibi eriyip aktim mektubat 1.mektub
ALLAH KAFİRLERİN SÖZLERİNDEN MÜNEZZEHTİR.