AŞKA DAİR
Allah’ın kullarına bahşeylediği en büyük nimetlerden ve emanetlerden biri de aşktır. Çünkü diğer emanetlerin manasının ve değerinin anlaşılabilmesi için gereklidir AŞK..
Aşk kazanmaktır; önce Cenâb-ı Mevlamız’ı, Resulü’nü, sonra; sahabeyi, Allah dostlarını, sonra kendimizi, sonra herkesi; her insanı ve her canlıyı…
Aşkın küçük kardeşinin adıdır Sevda!
Dertlerinin derdini etrafında değil kendinde bulduğunda ve kendini keşfettiğinde, benlik dağını aşıp “biz” köprüsünden geçerek “O ” na ulaştığında AŞK olacaktır onun adı da…
Çünkü aşk; sabır ilacını yüzü buluşturmadan içmek, acıyı bal eylemektir.
Gölgeye kaçmadan güneşi, şemsiye açmadan yağmuru, pencereyi kapatmadan fırtınayı sevmektir.
Sevda, engin maviliklerde nazlı uçuşları ile yaradılışlarının güzelliğini sergileyen kelebek kanatlarındaki nakışların büyüsüne kapılmaktır…
Aşk; güle inat, güle sevdalılara inat, kayaları delerek boynunu dimdik uzatan bir kır çiçeği edasıdır.
Karlara, kışa inat, buzların arasından baharı müjdeleyen kardelenlerin azmidir.
Sevda; tarladaki buğday başaklarının elele tutuşarak rüzgârla dans etmeleri, hasat mevsimine kadar özgürlüklerinin tadını alabilme mutluluğudur.
Aşk, istiridye kabuğunun içindeki incinin saflığı ve beyazlığıdır.Kırkikindi yağmurlarının tek rengine rağmen alaim-i semanın[gökkuşağı] yedi rengini yeryüzüne boca etmsine eş; yedi renkli yüreğimizin gözlerimizdeki tek rengin- gözyaşının renginin- adıdır sevda…
Yunus (a.s.)’yı karnında taşıyan balığın aldığı emre itaatidir. Ebabil kuşlarının fil ordusuna karşı kazandığı zaferdir.
Aşk; Hatemü-l Enbiya’yı gönüller sultanını ve O’nun ashabını düşmanlarından koruyan örümceğin ağları ile ördüğü perdede gizlidir.
Aşk; gönül ile gözü, akıl ile iradeyi “hüve” (O) çizgisinde birlikte yürütebilme inancı ve O’na (c.c.) ulaşma arzusudur.
Allah’ın kullarına bahşeylediği en büyük nimetlerden ve emanetlerden biri de aşktır. Çünkü diğer emanetlerin manasının ve değerinin anlaşılabilmesi için gereklidir AŞK..
Aşk kazanmaktır; önce Cenâb-ı Mevlamız’ı, Resulü’nü, sonra; sahabeyi, Allah dostlarını, sonra kendimizi, sonra herkesi; her insanı ve her canlıyı…
Aşkın küçük kardeşinin adıdır Sevda!
Dertlerinin derdini etrafında değil kendinde bulduğunda ve kendini keşfettiğinde, benlik dağını aşıp “biz” köprüsünden geçerek “O ” na ulaştığında AŞK olacaktır onun adı da…
Çünkü aşk; sabır ilacını yüzü buluşturmadan içmek, acıyı bal eylemektir.
Gölgeye kaçmadan güneşi, şemsiye açmadan yağmuru, pencereyi kapatmadan fırtınayı sevmektir.
Sevda, engin maviliklerde nazlı uçuşları ile yaradılışlarının güzelliğini sergileyen kelebek kanatlarındaki nakışların büyüsüne kapılmaktır…
Aşk; güle inat, güle sevdalılara inat, kayaları delerek boynunu dimdik uzatan bir kır çiçeği edasıdır.
Karlara, kışa inat, buzların arasından baharı müjdeleyen kardelenlerin azmidir.
Sevda; tarladaki buğday başaklarının elele tutuşarak rüzgârla dans etmeleri, hasat mevsimine kadar özgürlüklerinin tadını alabilme mutluluğudur.
Aşk, istiridye kabuğunun içindeki incinin saflığı ve beyazlığıdır.Kırkikindi yağmurlarının tek rengine rağmen alaim-i semanın[gökkuşağı] yedi rengini yeryüzüne boca etmsine eş; yedi renkli yüreğimizin gözlerimizdeki tek rengin- gözyaşının renginin- adıdır sevda…
Yunus (a.s.)’yı karnında taşıyan balığın aldığı emre itaatidir. Ebabil kuşlarının fil ordusuna karşı kazandığı zaferdir.
Aşk; Hatemü-l Enbiya’yı gönüller sultanını ve O’nun ashabını düşmanlarından koruyan örümceğin ağları ile ördüğü perdede gizlidir.
Aşk; gönül ile gözü, akıl ile iradeyi “hüve” (O) çizgisinde birlikte yürütebilme inancı ve O’na (c.c.) ulaşma arzusudur.