Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ashab-i Kehf'ten Ibretler

tuana

New member
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Ashab-ı Kehf

Kehf suresinin 9 ilâ 26. ayetleri arasında, sureye de adını veren Ashab-ı Kehf kıssası anlatılır. Kehf, mağara demektir. Bu kıssada iman ettikleri ve bu imanlarını açıklayıp, insanlara tevhidi anlattıkları için zulme uğrayan, bu zulümden kaçmak için bir mağaraya sığınan ve mağarada uzun yıllar uyuyan, daha sonra Allah’ın kudretiyle yeniden uyandırılan ve insanlara Allah’ın kuvvet ve kudretini gösterdikten sonra yeniden mağarada vefat eden gençler anlatılır.

Rivayetlere göre bu ayetlerin nüzul sebebi yahudilerin Kureyş müşriklerine, Rasulullah’ı zor durumda bırakmak için sordukları, “Ashab-ı Kehf kimdir?” sorusuna verilen cevaptır.

Kıssada bu gençlerin nerede, hangi yıllarda yaşadığı, belli olmadığı gibi kaç kişi oldukları, hatta mağarada kaç yıl kaldıkları bile tam belli değildir.

İbretler:
1- İnsanlar Ashab-ı Kehf kıssasını çok garip, ilginç, harikulede bir hadise olarak görürler. Allahu Teala insanlara gösterdiği diğer ayet ve deliller yanında Ashab-ı Kehf kıssasının daha az hayret edilecek bir ayet olduğunu ifade ederek kıssaya başlamıştır. Gerçekten insanlar her an Allah’u Teala’nın pek çok ayetiyle karşılaşıyor, harikulade hadiselere şahitlik ediyor.

İnsanın doğumu, uykusu, hayatı, kuru toprağın binlerce, milyonlarca çeşit bitki, çiçek, mevya bitirmesi, milyonlarca canlıyı beslemesi, bir gülün açması, etrafa koku saçması ve benzeri pek çok hadise görebilenler için büyük ayetlerdir. Kur’an’ın bizzat kendisi ise insana en büyük ayet ve delildir.

2- Allahu Teala, kendi yoluna samimiyetle bağlananlara lütfundan ilim ve irfan verir. Bu sayede insan hakkıyla Allah’ı tanır ve O’na iman eder.

3- İmanları için fedakârlığa katlananlar ahirette bunun karşılığını gördükleri gibi, onların attıkları tohumlar da muhakkak neşvü nema bulacaktır. Ashab-ı Kehf’in davasının kuvvet bulması yüzyılları bulmuştur ama sonunda hak galip gelmiştir.

Bu süre Muhammed ümmeti için çok daha kısadır. Bu da Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’in hürmetinedir. Ama muhakkak imanın gereğini yapmak gerekmekte.

4- Ashab-ı Kehf’in sayıları, yerleri, zamanları üzerinde tartışmamak ve bunları öğrenmek için yahudi ve hristiyan kaynaklarına müracaat etmek lüzumsuz bir iştir. Önemli olan kıssanın anlatıldığı manayı anlayabilmektir.

5- Allah’ın izni olmadan hiçbir şeyin olmayacağını hatırdan çıkarmamalı ve bir şey yapacağımızı ifade ederken bu hususu dilimizle de ifade etmeliyiz.

“Allah izin verirse yarın şu işi yapacağım.”, “İnşaallah bugün oraya gelirim.” gibi ifadeler kullanılmalıdır.

Ancak şu da unutulmamalı ki “İnşaallah, Allah izin verirse” lafızları verdiğimiz sözleri tutmama mazereti olarak göstermemelidir. İnşaallah lafzını kullandım diye verdiği randevuya zamanında gelmemek, borcunu vaktinde ödememek meşru olamaz. “Allah izin verirse” ifadesi aslında söz niteliği taşır. Gafletle “Allah izin verirse, inşaallah” lafızlarını kullanmadan veya bu sözleri hatırda tutmadan çeşitli sözler verilir, bir iş yapmaya azmedilirse, hatırlayınca hemen istiğfar etmeli ve Allah’ın dilemesi olmadan hiçbir şey olmayacağını hatırlamalıdır.

Allah en doğrusunu bilendir.
 
Üst Alt