ANNE BABA BIZ SUÇLUYUZ!
“Hayir!”li “Yasak!”li Din
Sen bana “hayir” demenin dinini vermissin ey anam babam! Ben senin kizinim. Bana gösterdigin yol, önerdiklerin, beni onlarla donattigin deger, ahlak ve yasam biçimi sudur: Gitme, yapma, görme, söyleme, kavrama, hissetme, yazma, okuma!.. Hayir hayir, hayir!.. Böylece senin tüm söylediklerin “Hayir”dan ibaret! Ben “Evet” dininin izindeyim ki, bana ne yapmam, ne okumam ve ne kavramam gerektigini gösterip ögretsin.
Bir yazarin deyimiyle; “Hayir’i, evetinden fazla olan dine yaziklar olsun!” Ve ben senden bir tek “Evet” isitmemisim!
“Okumak” için Olan Bir Kitap!
Anam Babam, büyügüm!..
Senin inandigin Kur’an ne için geldi? Ben hem Kur’an’da ne oldugunu bilmiyor, hem de içeriginden habersizim. Hem sen de habersizsin. Iste bu nedenle kafir ile ben ve sen ders arkadasiyiz! Sonuçta benim onunla bir isim yok! Çünkü, okunmak için gelmeyen bir kitap neye yarayacak? Oysa sen Kur’an’i; gözüne sinene sürüyor, çocugunun kundagina, onun bunun koluna ilistiriyor, hastanin yastiginin ucuna koyuyorsun.
Gördügüm kadariyla sen bu kitabi söyle kulaniyorsun: Evinden çiktiginda ondan birkaç ayet okuyor ve kilidine üflüyorsun! Ben güçlü ve ileri teknigin ürünü bir kilidi alir, kapima takarak kapimi kapatarim ve üfürüge ihtiyaç duymam! Sen korunman ve selametin için ondan bir nüshayi ceketinin astarina diktiriyorsun. Veya kendi boynuna asiyorsun. Ben gider parami bastirir uzman bir doktora muayene olur, ilacimi alirim. Bu nedenle “senin” Kur’an’ina ihtiyacim yok!
Sen “seçme” “kararlilik” “amel” “yargi” “kavrama” ve “düsünme” yerine Kur’an’dan bunlari edinme yerine onunla “istihare” ediyorsun! Oysa bu saydiklarim insanin isi, insanin deger ve ayricaligidir. Oysa sen Kitaba; bir kelime oyunbazligi, bir çikar araci, bir piyango kitabi türünden bakiyorsun!
Ben, zihinsel egitim, bilgi ve arastirmayla uzmanlara dahilere ilim adamlarina danismayla aklimi kullaniyorum. Mantigimla düsünüyorum. Ben Kur’an’i hidayet ve yol gösterici olarakonda yazilanlari düsünüp algilamak için, hayattaki iyiyi kötüyü ve düzgün yolu ayirdetmek için okurum.
Bunu istihareyle yapmam! Gözlerimi açar, metnine bakar ve konuyu arastiririm. (s.33-34)
----------
Kur’an Okunan Kitaptir
Demek istiyorum ki:
Evet, Sen Kur’an diyorsun, ama hangi Kur’an? Cehaletin elinde teberrük edilip kutsanan bir nesne olan Kur’an mi?
Cinayetin mizraklarinin ucundaki Kur’an mi?
Yoksa çeyrek yüzyildan daha az bir sürede çölün daginik ve düsman kabilelerini birlestirerek dünyanin egemen güçlerini -Bizans,Pers- çökerten, insanligin kaderini ele geçire, devrimci yapisiyla insanlik tarihinde yepyeni bir medeniyet ve kültür meydana getiren bir kitap olarak Kur’an mi?
Kur’an, Allah’in adiyla baslayip “nas” (halk)’in adiyla sona eren bir Kitap!
Asumani bir kitaptir ama, bugünkü bir çok müminin inandiginin, imansizlarin kiyas edisinin aksine daha çok dogaya-yere- yönelik bir kitaptir. Daha çok hayata, bilgiye, izzet, güç, ilerleme, kemal ve cihad’a yönelik! Yaklasik yetmis suresinin adinin insani ilgilendiren konulardan alan bir kitap! Yaklasik otuz suresinin adini maddi fenomenlerden alirken yalnizca iki suresinin adini ibadetlerden alan bir kitap!
Tebligcisi ümmi olan bir kitap! Bizzat Kur’an’in kendi deyimiyle ne kitabi ne de din imani bilmeyen bir peygamber; mürekkebe; kalem ve yazdiklarina and içti. Cihad ayetleri ibadet ayetlerinden fazla olan bir kitap! Ilk mesaji okumak olan ve Allah’in ögretmekle iftihar ettigi bir kitap! Insan’a kalemle ögretilmistir! Okuma ve yazmanin yaygin olmadigi bedevi bir toplumda kalem okuma ve yazma...
Bu kitap “dostunun cehaleti” ve “düsmanin hilesiyle” yapraklari açildigi günden beri, yapraklari masrafli olmayta basladi. “Metni” terkedilip “cildi” revaç buldugundan beri adi “okumak” anlamina gelen bu kitap “okunmaz” oldu. Kutsama, teberrük ve mal kazanma isleri gördü. Toplumsal, ruhsal ve düsünsel konu ve dertlerin cevabi bu kitapta aranmadigindan beri; onda soguk alginligi, romatizma türünden bedensel hastaliklarin sifasi aranir oldu. Uyanikken terkedip, yatarken baslarinin üzerine asarak uyuduklarindan beri görüyorsun ki ölülerin hizmetine sunulmakta, ölüp gitmislerin ruhlarina ithaf edilmekte ve sesi yalnizca mezarliklarda duyulmaktadir.
Aydin baci ve kardesim! Onu hayattan uzaklastirmak; etkisini toplumdan silmek, sedasini “cihad” sahnesinden ve “içtihad” çevresinden unutturmak için ne kadar çaba harcadiklarini bilemezsin!
Derler ki; Bismillah’in “be” harfine gizli olan hikmetleri tefsir etmeye ömür yetmez. Derler ki; Kur’an’in yetmis “özü” vardir. Her “özün” yetmis “ö”zü” vardir. Bu böyle sürer gider! “Kur’an’a yaklasimaz!” “Kur’an Anlasilmaz!” anlamini yüklemislerdir. Yani Kur’an’i açip, okuyup düsünerek ondan bir seyler kavrayan mahkumdur. Kur’an’dan kavradiklarini açiklayan kimseler kuskuyla karsilanir. Onlarin söyledikleri hemen rededilir.
Derler ki; “Kur’an’in gerçek ve nesnel anlami imamlarin (ve evliyalarin) nezdindindedir. Bu da özel ve gizli kitaplarda oldugundan kimse ondan haberdar degildir. Bu sir Peygamber (s) ailesindeydi. Sonra elden ele geçti ve en son seyyidlere geçti. Bundan hareketle Kur’an bir muamma ve gizem kitabi oldugu, beserin onu kavramasinin mümkün olmadigi kanisina varilmis!
...
Benim aydin dostum! Bütün bunlar su anlama geliyor: “Düsman, Kur’an’dan korkuyor.” Ama nasil? Düsmanin bu korkusu; senin hayat, kurtulus, uyaniklik, bilinç ve yaraticilik konusunda bu kitaptan mutmain olmandan ve onu kavramandandir!
Aydin Dostum bu kitap; Okumanin, Düsünmenin, aydinlanmanin, kavramanin, bilnçlenmenin, yol bulmanin (hidayet),ayaga kalkmanin (kiyam), amel etmenin kitabi olan Kur’an’dir!
Kur’an izleyicilerine insani sorumlulugu adina önerdigi yükümlülügü ve seçebilirliligi Furkan’i verir.
---
Kur’an kutsal rafindan egitim, ögretim ve düsünme saikiyle inince, onlara; Ahiret’teki kurtulusun bu dünyadaki kurtulusa bagli oldugunu, cennet yolunun, özgürlük, izzet, uyaniklik, bilgi ve bilinçten geçtigini, bu dünyada zillet üzre ölenin orada zillet üzere kalkacagini, burda akli kör olanin orada kör kalkacagini ögretti. Ve Islam’da Allah’a yaklasmanin yolu “Akletmekten” geçer. (sf.87)
Ali Şeriati
Anne Baba Biz Suçluyuz adı ile türkçeye çevrilen kitaptan alıntıdır.
“Hayir!”li “Yasak!”li Din
Sen bana “hayir” demenin dinini vermissin ey anam babam! Ben senin kizinim. Bana gösterdigin yol, önerdiklerin, beni onlarla donattigin deger, ahlak ve yasam biçimi sudur: Gitme, yapma, görme, söyleme, kavrama, hissetme, yazma, okuma!.. Hayir hayir, hayir!.. Böylece senin tüm söylediklerin “Hayir”dan ibaret! Ben “Evet” dininin izindeyim ki, bana ne yapmam, ne okumam ve ne kavramam gerektigini gösterip ögretsin.
Bir yazarin deyimiyle; “Hayir’i, evetinden fazla olan dine yaziklar olsun!” Ve ben senden bir tek “Evet” isitmemisim!
“Okumak” için Olan Bir Kitap!
Anam Babam, büyügüm!..
Senin inandigin Kur’an ne için geldi? Ben hem Kur’an’da ne oldugunu bilmiyor, hem de içeriginden habersizim. Hem sen de habersizsin. Iste bu nedenle kafir ile ben ve sen ders arkadasiyiz! Sonuçta benim onunla bir isim yok! Çünkü, okunmak için gelmeyen bir kitap neye yarayacak? Oysa sen Kur’an’i; gözüne sinene sürüyor, çocugunun kundagina, onun bunun koluna ilistiriyor, hastanin yastiginin ucuna koyuyorsun.
Gördügüm kadariyla sen bu kitabi söyle kulaniyorsun: Evinden çiktiginda ondan birkaç ayet okuyor ve kilidine üflüyorsun! Ben güçlü ve ileri teknigin ürünü bir kilidi alir, kapima takarak kapimi kapatarim ve üfürüge ihtiyaç duymam! Sen korunman ve selametin için ondan bir nüshayi ceketinin astarina diktiriyorsun. Veya kendi boynuna asiyorsun. Ben gider parami bastirir uzman bir doktora muayene olur, ilacimi alirim. Bu nedenle “senin” Kur’an’ina ihtiyacim yok!
Sen “seçme” “kararlilik” “amel” “yargi” “kavrama” ve “düsünme” yerine Kur’an’dan bunlari edinme yerine onunla “istihare” ediyorsun! Oysa bu saydiklarim insanin isi, insanin deger ve ayricaligidir. Oysa sen Kitaba; bir kelime oyunbazligi, bir çikar araci, bir piyango kitabi türünden bakiyorsun!
Ben, zihinsel egitim, bilgi ve arastirmayla uzmanlara dahilere ilim adamlarina danismayla aklimi kullaniyorum. Mantigimla düsünüyorum. Ben Kur’an’i hidayet ve yol gösterici olarakonda yazilanlari düsünüp algilamak için, hayattaki iyiyi kötüyü ve düzgün yolu ayirdetmek için okurum.
Bunu istihareyle yapmam! Gözlerimi açar, metnine bakar ve konuyu arastiririm. (s.33-34)
----------
Kur’an Okunan Kitaptir
Demek istiyorum ki:
Evet, Sen Kur’an diyorsun, ama hangi Kur’an? Cehaletin elinde teberrük edilip kutsanan bir nesne olan Kur’an mi?
Cinayetin mizraklarinin ucundaki Kur’an mi?
Yoksa çeyrek yüzyildan daha az bir sürede çölün daginik ve düsman kabilelerini birlestirerek dünyanin egemen güçlerini -Bizans,Pers- çökerten, insanligin kaderini ele geçire, devrimci yapisiyla insanlik tarihinde yepyeni bir medeniyet ve kültür meydana getiren bir kitap olarak Kur’an mi?
Kur’an, Allah’in adiyla baslayip “nas” (halk)’in adiyla sona eren bir Kitap!
Asumani bir kitaptir ama, bugünkü bir çok müminin inandiginin, imansizlarin kiyas edisinin aksine daha çok dogaya-yere- yönelik bir kitaptir. Daha çok hayata, bilgiye, izzet, güç, ilerleme, kemal ve cihad’a yönelik! Yaklasik yetmis suresinin adinin insani ilgilendiren konulardan alan bir kitap! Yaklasik otuz suresinin adini maddi fenomenlerden alirken yalnizca iki suresinin adini ibadetlerden alan bir kitap!
Tebligcisi ümmi olan bir kitap! Bizzat Kur’an’in kendi deyimiyle ne kitabi ne de din imani bilmeyen bir peygamber; mürekkebe; kalem ve yazdiklarina and içti. Cihad ayetleri ibadet ayetlerinden fazla olan bir kitap! Ilk mesaji okumak olan ve Allah’in ögretmekle iftihar ettigi bir kitap! Insan’a kalemle ögretilmistir! Okuma ve yazmanin yaygin olmadigi bedevi bir toplumda kalem okuma ve yazma...
Bu kitap “dostunun cehaleti” ve “düsmanin hilesiyle” yapraklari açildigi günden beri, yapraklari masrafli olmayta basladi. “Metni” terkedilip “cildi” revaç buldugundan beri adi “okumak” anlamina gelen bu kitap “okunmaz” oldu. Kutsama, teberrük ve mal kazanma isleri gördü. Toplumsal, ruhsal ve düsünsel konu ve dertlerin cevabi bu kitapta aranmadigindan beri; onda soguk alginligi, romatizma türünden bedensel hastaliklarin sifasi aranir oldu. Uyanikken terkedip, yatarken baslarinin üzerine asarak uyuduklarindan beri görüyorsun ki ölülerin hizmetine sunulmakta, ölüp gitmislerin ruhlarina ithaf edilmekte ve sesi yalnizca mezarliklarda duyulmaktadir.
Aydin baci ve kardesim! Onu hayattan uzaklastirmak; etkisini toplumdan silmek, sedasini “cihad” sahnesinden ve “içtihad” çevresinden unutturmak için ne kadar çaba harcadiklarini bilemezsin!
Derler ki; Bismillah’in “be” harfine gizli olan hikmetleri tefsir etmeye ömür yetmez. Derler ki; Kur’an’in yetmis “özü” vardir. Her “özün” yetmis “ö”zü” vardir. Bu böyle sürer gider! “Kur’an’a yaklasimaz!” “Kur’an Anlasilmaz!” anlamini yüklemislerdir. Yani Kur’an’i açip, okuyup düsünerek ondan bir seyler kavrayan mahkumdur. Kur’an’dan kavradiklarini açiklayan kimseler kuskuyla karsilanir. Onlarin söyledikleri hemen rededilir.
Derler ki; “Kur’an’in gerçek ve nesnel anlami imamlarin (ve evliyalarin) nezdindindedir. Bu da özel ve gizli kitaplarda oldugundan kimse ondan haberdar degildir. Bu sir Peygamber (s) ailesindeydi. Sonra elden ele geçti ve en son seyyidlere geçti. Bundan hareketle Kur’an bir muamma ve gizem kitabi oldugu, beserin onu kavramasinin mümkün olmadigi kanisina varilmis!
...
Benim aydin dostum! Bütün bunlar su anlama geliyor: “Düsman, Kur’an’dan korkuyor.” Ama nasil? Düsmanin bu korkusu; senin hayat, kurtulus, uyaniklik, bilinç ve yaraticilik konusunda bu kitaptan mutmain olmandan ve onu kavramandandir!
Aydin Dostum bu kitap; Okumanin, Düsünmenin, aydinlanmanin, kavramanin, bilnçlenmenin, yol bulmanin (hidayet),ayaga kalkmanin (kiyam), amel etmenin kitabi olan Kur’an’dir!
Kur’an izleyicilerine insani sorumlulugu adina önerdigi yükümlülügü ve seçebilirliligi Furkan’i verir.
---
Kur’an kutsal rafindan egitim, ögretim ve düsünme saikiyle inince, onlara; Ahiret’teki kurtulusun bu dünyadaki kurtulusa bagli oldugunu, cennet yolunun, özgürlük, izzet, uyaniklik, bilgi ve bilinçten geçtigini, bu dünyada zillet üzre ölenin orada zillet üzere kalkacagini, burda akli kör olanin orada kör kalkacagini ögretti. Ve Islam’da Allah’a yaklasmanin yolu “Akletmekten” geçer. (sf.87)
Ali Şeriati
Anne Baba Biz Suçluyuz adı ile türkçeye çevrilen kitaptan alıntıdır.