İnsanların en hayırlısı ve peygamberlerin efendisine ait nur, Amine
Hatuna geçti. O, yakında doğacaktır, diye dört bir yana seslendi.
Melekler düğünü şenlikle karşılar, kurtlar, kuşlar birbirine müjde
verip tebrikleşirken üzülen biri vardı; lanetlenmiş bir mahluk...
İblis. Peygamberimiz anne karnına düşünce İblis, öyle üzüldü öyle
üzüldü ki gamdan simsiyah olan yüzü ile dağ, deniz demeden dolaştı
durdu. Nihayet bitkin ve ümitsiz bir halde Ebu Kubeys dağının dibine
çöktü ve feryatlarla evlatlarını yanına çağırdı:
-Ey oğullarım, dedi. Biz, bundan sonra iflah olmayız. Sonumuz geldi.
Zira canlı-cansız her şeyin Peygamberi olan Abdullahın oğlu Muhammed,
anne rahmine düştü. O, Peygamber olunca putları kırarak, zulmü yıkıp,
adaleti getirecek, dünyayı mescidlerle donatıp imanı yayacak, küfrü
yok edecek, hayırlı işler yapacak, iyiliği emredecek, yolunda
gidenler saadete erecektir.
İblis, hüngür hüngür ağlayarak şeytanlara anlatmaya devam ediyordu:
-O'nun ümmeti yiyip içmeye besmele ile başlar ve bitirirler.
Birbirlerine nasihat eder, emri maruf ve nehyi münkeri bırakmazlar.
Bu şartlarda onları doğru yoldan saptırma şansımız kalmamıştır,
diyerek saçını başını yolmaya başladı.
Bir şaytan:
-Ey efendimiz, kendinizi bu kadar hırpalamayın. Vaziyet o kadar
ümitsiz değil. Adem Peygamberden bu güne kadar insanları nasıl
aldattıksa yine öyle çalışır ve Ümmeti Muhammedi de yoldan çıkarırız
diye görüş belirtti.
Baş şeytan İblis:
-Hayır! dedi, az evvel saydığım meziyetleri sebebi ile siz onlara
yaklaşamaz kendilerini aldatamazsınız. Çünkü bu ümmetin mensupları
kendi dindaşlarını herhangi bir yalnış hareketlerini gördüklerinde
ikaz eder ve doğru yola çekerler.
Az evvelki şeytan:
-Fakat efendimiz, diye tekrar söza başladı. Fakat biz, onlara
cimrilik çekememezlik, birbirlerinin malına mülküne sahdırma ve
benzeri kötü duydu ve arzular aşılarız. Böylece onlar da bizim
avcumuzda istediğimiz gibi hareket ederler...
Bu sözler, İblisi rahatlattı. Oğullarına teşekkür etti. Ümitle
dağıldılar.
Abdullah'la Amine'nin düğünlerinin olduğu ertesi sabah bütün putların
yüz üstü yere düştüğü; tahtların devrildiği görüldü...
Hatuna geçti. O, yakında doğacaktır, diye dört bir yana seslendi.
Melekler düğünü şenlikle karşılar, kurtlar, kuşlar birbirine müjde
verip tebrikleşirken üzülen biri vardı; lanetlenmiş bir mahluk...
İblis. Peygamberimiz anne karnına düşünce İblis, öyle üzüldü öyle
üzüldü ki gamdan simsiyah olan yüzü ile dağ, deniz demeden dolaştı
durdu. Nihayet bitkin ve ümitsiz bir halde Ebu Kubeys dağının dibine
çöktü ve feryatlarla evlatlarını yanına çağırdı:
-Ey oğullarım, dedi. Biz, bundan sonra iflah olmayız. Sonumuz geldi.
Zira canlı-cansız her şeyin Peygamberi olan Abdullahın oğlu Muhammed,
anne rahmine düştü. O, Peygamber olunca putları kırarak, zulmü yıkıp,
adaleti getirecek, dünyayı mescidlerle donatıp imanı yayacak, küfrü
yok edecek, hayırlı işler yapacak, iyiliği emredecek, yolunda
gidenler saadete erecektir.
İblis, hüngür hüngür ağlayarak şeytanlara anlatmaya devam ediyordu:
-O'nun ümmeti yiyip içmeye besmele ile başlar ve bitirirler.
Birbirlerine nasihat eder, emri maruf ve nehyi münkeri bırakmazlar.
Bu şartlarda onları doğru yoldan saptırma şansımız kalmamıştır,
diyerek saçını başını yolmaya başladı.
Bir şaytan:
-Ey efendimiz, kendinizi bu kadar hırpalamayın. Vaziyet o kadar
ümitsiz değil. Adem Peygamberden bu güne kadar insanları nasıl
aldattıksa yine öyle çalışır ve Ümmeti Muhammedi de yoldan çıkarırız
diye görüş belirtti.
Baş şeytan İblis:
-Hayır! dedi, az evvel saydığım meziyetleri sebebi ile siz onlara
yaklaşamaz kendilerini aldatamazsınız. Çünkü bu ümmetin mensupları
kendi dindaşlarını herhangi bir yalnış hareketlerini gördüklerinde
ikaz eder ve doğru yola çekerler.
Az evvelki şeytan:
-Fakat efendimiz, diye tekrar söza başladı. Fakat biz, onlara
cimrilik çekememezlik, birbirlerinin malına mülküne sahdırma ve
benzeri kötü duydu ve arzular aşılarız. Böylece onlar da bizim
avcumuzda istediğimiz gibi hareket ederler...
Bu sözler, İblisi rahatlattı. Oğullarına teşekkür etti. Ümitle
dağıldılar.
Abdullah'la Amine'nin düğünlerinin olduğu ertesi sabah bütün putların
yüz üstü yere düştüğü; tahtların devrildiği görüldü...