"Amerikan çağı sona erdi!”
Irak ve Afganistan’da yaşanan hayal kırıklığı sonrası sık sık tekrarlandığı için bu iddia alışıldık gelebilir. Ancak bu kez durum biraz farklı. Çünkü söyleyen herhangi biri değil.
Dünya’nın dört bir yanında “Amerikan imparatorluğunun” ne zaman düşüşe geçeceği merakla bekleniyor. Daha doğrusu, Amerika’nın şiddetle donanan politik tercihlerinden rahatsız olanlar için Amerikan imparatorluğunun düşüşe geçmesi en büyük temennilerden. Bu temenniler öyle bir hal almaya başladı ki artık yorumlar bunun üzerine kurulu.
Temenni ya da değil. Irak ve Afganistan’da Amerika’nın karşı karşıya kaldığı durum artık kimi gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor. Üstelik bu gerçekleri Amerika’nın önde gelen düşünce kuruluşlarının başındakiler de ifade ediyor.
CFR Başkanı Haass: “Artık bitti”
Amerikan çağının sona erdiğini ABD'deki etkili düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Richard Haass dile getirdi. Haass’a göre, Orta Doğu'da Amerikan egemenliği çağı sona erdi ve yeni bir çağ başladı. Haass, saygın Amerikan dergisi Foreign Affairs'te yayımlanan "Yeni Ortadoğu" başlıklı yazısında, Amerika'nın Avrupa'ya benzer, barışçı, müreffeh ve demokratik bir Orta Doğu rüyasının sona erdiği yorumunda bulundu.
1990'lı yıllarda Kuveyt'in kurtarılışının, Arap yarımadasına uzanan Amerikan askeri varlığının ve Bill Clinton başkanlığı döneminde İsrail-Filistin anlaşmazlığına aktif çözüm arayışının, ABD'nin bölgedeki öncü rolünü ortaya koyduğunu belirten Haass, bununla birlikte çöküşün Irak'ın Mart 2003'teki işgaliyle başladığını yazdı.
Çöküşü hızlandıran sebepler
O zamandan bu yana Irak'ın bir iç savaş sembolü haline geldiği ve Beyaz Saray tarafından reddedilmesine rağmen, artık bazı Amerikan medya organlarının bu deyimi kullanmaktan çekinmediği bir ortamda, Sünni ve Şiiler arasındaki gerilimin artık Irak sınırlarını aştığını, zaten teröristlerinin Ortadoğu'da önemli ölçüde bir anti-Amerikanizm zemini bulduğunu belirten Haass, İsrail-Filistin anlaşmazlığının iyice batağa saplanması ve Amerikalıların bu durumu düze çıkarmaktaki yetersizliğinin Ortadoğu'da Amerikan çöküşünü hızlandırdığını ifade etti.
Başka ülkelere nazaran Amerikan nüfuzunun bölgede hala etkili olduğunu savunan Haass, ABD'nin bundan böyle Filistin meselesini, İran konusunda direnme kapasitesini ortaya koyan Çin ve Rusya'yı ile AB'yi hesaba katarak ele alması gerekeceğine işaret etti.
Daha önce Todd söylemişti
Amerikan imparatorluğunun çöküş sürecine girdiği daha önce de dile getirilmişti. Ünlü Fransız yazar Emmanuel Todd “İmparatorluk Sonrası: Amerikan Düzeninin Çöküşü” adlı kitabında, uzun dönemli değişimleri ele alarak yaptığı analiz sonucu Amerikan imparatorluğunun sonunun geldiğini duyurmuştu. Todd, 1979 yılında yazdığı Sovyetler ile ilgili kitabı ile Sovyetlerin en güçlü döneminde yıkılacağını iddia etmiş ve Sovyetler 10 yıl sonra dağılma sürecine girmişti. Todd, analizlerinde siyasi, ekonomik, sosyal ve politik göstergeleri temel alıyor.
http://www.iyibilgi.com/?s=dunya&id=9529
Irak ve Afganistan’da yaşanan hayal kırıklığı sonrası sık sık tekrarlandığı için bu iddia alışıldık gelebilir. Ancak bu kez durum biraz farklı. Çünkü söyleyen herhangi biri değil.
Dünya’nın dört bir yanında “Amerikan imparatorluğunun” ne zaman düşüşe geçeceği merakla bekleniyor. Daha doğrusu, Amerika’nın şiddetle donanan politik tercihlerinden rahatsız olanlar için Amerikan imparatorluğunun düşüşe geçmesi en büyük temennilerden. Bu temenniler öyle bir hal almaya başladı ki artık yorumlar bunun üzerine kurulu.
Temenni ya da değil. Irak ve Afganistan’da Amerika’nın karşı karşıya kaldığı durum artık kimi gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor. Üstelik bu gerçekleri Amerika’nın önde gelen düşünce kuruluşlarının başındakiler de ifade ediyor.
CFR Başkanı Haass: “Artık bitti”
Amerikan çağının sona erdiğini ABD'deki etkili düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi (CFR) Başkanı Richard Haass dile getirdi. Haass’a göre, Orta Doğu'da Amerikan egemenliği çağı sona erdi ve yeni bir çağ başladı. Haass, saygın Amerikan dergisi Foreign Affairs'te yayımlanan "Yeni Ortadoğu" başlıklı yazısında, Amerika'nın Avrupa'ya benzer, barışçı, müreffeh ve demokratik bir Orta Doğu rüyasının sona erdiği yorumunda bulundu.
1990'lı yıllarda Kuveyt'in kurtarılışının, Arap yarımadasına uzanan Amerikan askeri varlığının ve Bill Clinton başkanlığı döneminde İsrail-Filistin anlaşmazlığına aktif çözüm arayışının, ABD'nin bölgedeki öncü rolünü ortaya koyduğunu belirten Haass, bununla birlikte çöküşün Irak'ın Mart 2003'teki işgaliyle başladığını yazdı.
Çöküşü hızlandıran sebepler
O zamandan bu yana Irak'ın bir iç savaş sembolü haline geldiği ve Beyaz Saray tarafından reddedilmesine rağmen, artık bazı Amerikan medya organlarının bu deyimi kullanmaktan çekinmediği bir ortamda, Sünni ve Şiiler arasındaki gerilimin artık Irak sınırlarını aştığını, zaten teröristlerinin Ortadoğu'da önemli ölçüde bir anti-Amerikanizm zemini bulduğunu belirten Haass, İsrail-Filistin anlaşmazlığının iyice batağa saplanması ve Amerikalıların bu durumu düze çıkarmaktaki yetersizliğinin Ortadoğu'da Amerikan çöküşünü hızlandırdığını ifade etti.
Başka ülkelere nazaran Amerikan nüfuzunun bölgede hala etkili olduğunu savunan Haass, ABD'nin bundan böyle Filistin meselesini, İran konusunda direnme kapasitesini ortaya koyan Çin ve Rusya'yı ile AB'yi hesaba katarak ele alması gerekeceğine işaret etti.
Daha önce Todd söylemişti
Amerikan imparatorluğunun çöküş sürecine girdiği daha önce de dile getirilmişti. Ünlü Fransız yazar Emmanuel Todd “İmparatorluk Sonrası: Amerikan Düzeninin Çöküşü” adlı kitabında, uzun dönemli değişimleri ele alarak yaptığı analiz sonucu Amerikan imparatorluğunun sonunun geldiğini duyurmuştu. Todd, 1979 yılında yazdığı Sovyetler ile ilgili kitabı ile Sovyetlerin en güçlü döneminde yıkılacağını iddia etmiş ve Sovyetler 10 yıl sonra dağılma sürecine girmişti. Todd, analizlerinde siyasi, ekonomik, sosyal ve politik göstergeleri temel alıyor.
http://www.iyibilgi.com/?s=dunya&id=9529