Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah'ın varlığının delilleri nelerdir?

Hicran Þairi

New member
Katılım
9 Nis 2005
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah'ın varlığının delilleri nelerdir?

Bir harf kâtibini, bir iğne ustasını bildirdiği gibi, bu varlık alemindeki her mahluk da kendisini yaratanı çok cihetle bildirir ve gösterir. Bunun içindir ki, “Allah’ın varlığının delilleri mahlukatın sayısı kadardır, hattta daha da fazladır,” buyrulmuştur.

Allahın varlığının delilleri sonsuz denecek kadar çoktur. Biz bu delillerin bir kaçından kısaca söz edeceğiz:

İmkân Delili: İmkân, olmanın da olmama kadar eşit ihtimale sahip olması demektir. Günlük konuşmalarımızda da mümkün erken olabilirde olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olun her varlı bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu ana ben varsam var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise Ancak Allahtır.

Hudus delili: Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. İşte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta isen var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre bu var oluş Allahın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi vakıalar, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor.

Devir ve Teselsülün Muhal olması: Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise bir şeyin silsile halinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allahın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz : Bunu kim yarattı diye .

Kuran yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. Yumurtayı kim yaptı? Yahut meyveyi kim yaptı? sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı” diye cevap verilir. İlim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz.

Hikmet ve gaye delili: Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasında, ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kainattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allaha isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz.

Yardımlaşma delili: Yağmurun toprağın imdadını, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşa hareketiyle adeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir.

Fıtrat ve Vicdan Delili: Allahı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan sadece örnek: İnsan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allaha yapar. Aksi hale batıl mabutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir. Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. İnsan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki İlâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır.

Dinler tarihi şahittir ki, beşeriyet hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. İnsan fıtratına bu Allah koymuştur ve insan ona inanmakla mükelleftir.

Zafer Dergisi
 

LENÝN17

New member
Katılım
10 Nis 2005
Mesajlar
54
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
STALÝNGRAD
Web sitesi
www.marksist.com
Bir harf kâtibini, bir iğne ustasını bildirdiği gibi, bu varlık alemindeki her mahluk da kendisini yaratanı çok cihetle bildirir ve gösterir. Bunun içindir ki, “Allah’ın varlığının delilleri mahlukatın sayısı kadardır, hattta daha da fazladır,” buyrulmuştur.

ya bu soruyu cevaplamaktan bıktım artık ya..yeter..katip harf veya kitabı yaratmaz ki...iğneci iğneyi yaratmaz ki.fakat size göre iğne yoktan var oldu.hayır iğneci ,iğne yapma düşüncesiyle iğne yaptı,YARATMADI :mad:
 

blue

New member
Katılım
4 Nis 2005
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Lenin (lezbuş)

Sen Aşşağilik Bir Yaratiksin
 

mehmetb

New member
Katılım
9 Nis 2005
Mesajlar
80
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Acaba blue nasıl bir ceza alacak? :) Burada kurallar o kadar sert uygulanıyor ki, hakaret etmeden bile 2 gün uzaklaştırılabiliyorsunuz. 3 tane hakaretini gördüm "blue" nun.
 
Katılım
12 Eyl 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
www.blogcu.com
ya bu soruyu cevaplamaktan bıktım artık ya..yeter..katip harf veya kitabı yaratmaz ki...iğneci iğneyi yaratmaz ki.fakat size göre iğne yoktan var oldu.hayır iğneci ,iğne yapma düşüncesiyle iğne yaptı,YARATMADI :mad:
sanırım ateistsin sen,dolayısı ile sergilediğin duruş sadece islama karşı değil ateistin zıttı olan teist düşünce ve kuramlarına karşı olmalı..
istersen seninle Allah!ın varlığına ontolojik biçimlerde benimseyen,anlatan felsefi görüşleri konuşalım..(madem yaratılanı görmüyorsun!)
Deizm, belirli bir dine ya da inanç sistemine bağlı olmadığı halde, yaratıcı bir Yaratıcının varlığını kabul eden, tanımlanmış kuralları olmayan bir inanç sistemidir.
Deizm yaratıcıya inanan, din karşıtlığıdır. Dinlerin Yaratıcıdan gelmediğini söyler fakat başka bir tanrının varlığına inanır. Deistlere göre Yaratıcı vardır, fakat dünyaya bir inanç sistemi indirmiş değildir.
Ayrıca deist Yaratıcı inancından doğal; insanın hiçbir dine dayanmadan, bizzat özünde bulunan nitelikler sebebiyle de doğruluğu, ahlakı ve iyiliği bulabileceğini savunan görüşe "Doğal Din" denir.(çelişkilerle dolu olması hesabıyla bu deist ya teistliğe akacaktır ama genelde atezime meyillidir..)
Teizm:atestin zıddı aşşağıda sıralayacagımız kuramlarla atezimi çürütmeye çalışırlar..
Tanrı Mükemmeldir (Ontolojik Kuram) : Tanrı'nın varlığını var olması ile açıklar. Tanrı'nın her bakımdan kusursuz olduğunu ifade eder. Diğer kuramların hepsini kapsar. İlk olarak 11. yüzyılda Aziz Anselmus tarafından proslogium adlı eserinde ortaya atılmıştır. 15. yüzyılda Dekart Meditasyonlar isimli eserinin ikinci bölümünü bu konuya ayırmıştır.
Yaratıcıdır ( Varlığın ortaya çıkması kuramı): Var olan her şey, mantıken onu yaratan bir varlığa muhtaçtır. Evren de zaman içinde sonradan meydana geldiğine göre , onu meydana getiren varlık Tanrı'dır.
Allah sonsuz güçlüdür : Allah'ın gücü her şeye yeter , sınırsızdır. Dekart'a göre bu güç tamamen sınırsızdır , Aquinas gibi diğer bazı filozoflar ise bazı sınırları olduğunu belirtmiştir.
Allah her şeyi bilir.
Allah zaman ve mekandan bağımsızdır.
Allah kendi kendine yeterlidir.
Allah tarifsizdir.
Allahduygulardan bağımsızdır.
Bu özellikler semavi dinlerde aynı istikamete tezahur etsede uygulamalarda ve yaklaşım tarzlarında farklılıklar arzeder..

edit:madem iğneyi yapan ustanın iğneyi yapması gerekiyordu.bu yapma eylemini yönlendiren kim sorusu da beliriveriyor..eğer düşünce ise,düşüncede kendi başına oluşmuyordur.
yaratılış pekala matematiksel olarak ifade edilebilir:
teist kişi, "f(x) = 'evreni kim yarattı?', 'evreni yaratanı kim yarattı?'... şeklinde giden bir dizi ve x = yaratıcı olmak üzere, x sonsuza yaklaşırken f(x)'in limiti nedir?" sorusuna 'allah' diye yanıt veren kişidir.
ateistin düsturu görece çok daha basit olup "x = 0, evren = sonsuz" şeklinde formüle edilebilir.agnostik modelde ise temel çıkış noktası "sonsuz / sonsuz = belirsiz" eşitliğidir.
 

THE_HAFIZ

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
14 Ağu 2006
Mesajlar
319
Tepkime puanı
0
Puanları
0
sanırım ateistsin sen,dolayısı ile sergilediğin duruş sadece islama karşı değil ateistin zıttı olan teist düşünce ve kuramlarına karşı olmalı..
istersen seninle Allah!ın varlığına ontolojik biçimlerde benimseyen,anlatan felsefi görüşleri konuşalım..(madem yaratılanı görmüyorsun!)
Deizm, belirli bir dine ya da inanç sistemine bağlı olmadığı halde, yaratıcı bir Yaratıcının varlığını kabul eden, tanımlanmış kuralları olmayan bir inanç sistemidir.
Deizm yaratıcıya inanan, din karşıtlığıdır. Dinlerin Yaratıcıdan gelmediğini söyler fakat başka bir tanrının varlığına inanır. Deistlere göre Yaratıcı vardır, fakat dünyaya bir inanç sistemi indirmiş değildir.
Ayrıca deist Yaratıcı inancından doğal; insanın hiçbir dine dayanmadan, bizzat özünde bulunan nitelikler sebebiyle de doğruluğu, ahlakı ve iyiliği bulabileceğini savunan görüşe "Doğal Din" denir.(çelişkilerle dolu olması hesabıyla bu deist ya teistliğe akacaktır ama genelde atezime meyillidir..)
Teizm:atestin zıddı aşşağıda sıralayacagımız kuramlarla atezimi çürütmeye çalışırlar..
Tanrı Mükemmeldir (Ontolojik Kuram) : Tanrı'nın varlığını var olması ile açıklar. Tanrı'nın her bakımdan kusursuz olduğunu ifade eder. Diğer kuramların hepsini kapsar. İlk olarak 11. yüzyılda Aziz Anselmus tarafından proslogium adlı eserinde ortaya atılmıştır. 15. yüzyılda Dekart Meditasyonlar isimli eserinin ikinci bölümünü bu konuya ayırmıştır.
Yaratıcıdır ( Varlığın ortaya çıkması kuramı): Var olan her şey, mantıken onu yaratan bir varlığa muhtaçtır. Evren de zaman içinde sonradan meydana geldiğine göre , onu meydana getiren varlık Tanrı'dır.
Allah sonsuz güçlüdür : Allah'ın gücü her şeye yeter , sınırsızdır. Dekart'a göre bu güç tamamen sınırsızdır , Aquinas gibi diğer bazı filozoflar ise bazı sınırları olduğunu belirtmiştir.
Allah her şeyi bilir.
Allah zaman ve mekandan bağımsızdır.
Allah kendi kendine yeterlidir.
Allah tarifsizdir.
Allahduygulardan bağımsızdır.
Bu özellikler semavi dinlerde aynı istikamete tezahur etsede uygulamalarda ve yaklaşım tarzlarında farklılıklar arzeder..



A dostum, yorma o güzel kafanı sen,
adım gibi biliyorum,
bunlar Allah'a sonuna kadar inanıyor, ama, güya işin içine felsefe ve darvinistlik katarak kendilerini diğer insanlardan ayrı görme hastalığına tutulmuşlar,
iğneyi batır ellerine, yeminle, Allah.. diye bağıracaklar, çünkü, o genleri proğramlayan (RAB) ın proğramladığı bilgiyi haykıracaklardır, bırakın kendilerini avutsunlar, nasılsa, O'ndan gelen adım adım O'na gitmektedir, kişi gittiği zat'ı inkar edebilir mi.. Ne mümkün..
Dualarımla
 
Üst Alt