..
..
1-4- ATOM VE ELEMENTLERİN OLUŞMASI
Biz, bizim âlemimizde, yani zâhiri âlemde yaşıyoruz, bu âlemde Allah'u Teâlâ, önce elektronları ve karşıt elektronları; gayb âleminde ise, pozitron ve karşıt pozitronları yarattı. Sonra bu elektron ve karşıt elektronlardan nötronlar ve protonları yarattı. Pozitron ve karşıt pozitronlardan anti-nötron ve anti-protonları vücuda getirdi. Bunlardan da Hünnes ve Künnes Kanunları gereğince elektron, proton ve nötronlardan zâhiri âlemin atom yapısını, pozitron, anti-proton ve anti-nötronlardan gayb âleminin atom yapısını oluşturdu. Atomlar birleştirilerek gaz moleküllerini ve daha sonra çeşitli sayıda atomların bir araya gelmesiyle zâhiri ve gayb âlemlerinde çeşitli elementler vücuda getirdi. Kâinatta mevcut her madde atomlardan meydana gelir.
TEKVİR-1 5, 16: Felâ uksimû bilhünnesi el cevaril kûnnesi
Hünnese (merkezi çekirdeğe) ve etrafında cevelân eden, dönen künnese (elektrona) kasem (yemin) ederim ki.
Merkezde 1 proton ve 1 çevre elektronundan oluşan atom bir hidrojen atomudur. Hidrojen atomu zâhiri âlemin başlangıç elementini oluşturur. Daha sonra Hidrojenin izotopları olarak tanımlanan iki atomdan müteşekkil deoteryum, 3 atomdan oluşan tirilyum ondan sonra daha çok atomdan müteşekkil helyum ve sırasıyla diğer başka elementler birer birer oluşturuldu. Allah'u Teâlâ. bu atomlardan gazları, sıvıları ve katıları oluşturmaktadır.
Rabbimizce Kur'ân-ı Kerim'de, Allah'u Zülcelal Hz.lerinin arşının evvelce su üzerinde olduğuna işaret buyrulmaktadır.
HUD-7 : Ve hüvelleziy halâkassemâvâti vel'arda fiy sitteti eyyamin ve kâne arşühû âlel mâi. Li yeblü vekûm eyyüküm ahsenû amela. Ve lein kulte inneküm meb'ûsûne min badilmevti leyekuû lenneleziyne keferû in hâzâ illâ sihrûn mübiyn.
O', yeri ve göğü altı günde yarattı. O'nun arşı su üzerinde idi. Hanginizin daha güzel amel işleyebileceğini tespit etmek için. Eğer sen onlara öldükten sonra mutlaka dirileceksiniz dersen, kâfir olanlar derler ki, bu ancak açık bir sihirdir.
Gerçekten görüyoruz ki, hidrojen molekülü ve oksijen atomu bir araya gelerek suyu oluşturuyor. Allah'u Teâlâ yeni elementler vücuda getirerek gazları, sıvıları sonra katıları oluşturuyor. Olayın başlangıcında atomu ve atomla beraber hidrojeni görüyoruz. Hidrojen molekül ve arkadan diğer gazların birer birer yaratılması söz konusudur. Daha sonra moleküller ve elementler çoğaltılarak Allah'u Teâlâ Hz.leri tarafından sıvılar ve katılar oluşturuluyor. Böylece kâinat ortaya çıkıyor, zâhir oluyor.
1-5- HER CANLI ŞEYİN SUDAN YARATILMASI
Allah'u Teâlâ. Her canlı şey'in sudan yaratıldığını beyan ediyor.
ENBİYA-30 : Ve cealnâ minelmai külle şey'in hayy efela yüminün.
Her canlı şeyi sudan yarattığımızı kâfirler görmüyorlar mı, hâlâ inanmayacaklar mı?
Denizlerde tek hücreli amiplerden başlayan hayat zincirine, daha sonraları bir çok hücrelerin oluşturduğu ve suda yaşayan, yeni canlı türleri ilâve olunuyor. Bunlar suda yaşayan çeşitli canlı hayvan türlerini meydana getiriyor. Rabbimiz Kur-ân'ı Kerim'de buyuruyor ki,
NUR-45 : Vallahû halaka külle dâbbetin min mâ, feminüm men yemşiy alâ batnih minhüm men yemşiy alâ ricleyn ve minhüm men yemşiy alâ erba yahlukullâhû mâ yeş'a innallâhe alâ külli şey'in kadir.
Allah bütün hayvanları sudan yaratmıştır, onların bir kısmı karnı üzerinde, bir kısmı iki ayakla, diğer bir kısmı ise dört ayakla yürür. Allah dilediğini yaratır. Allah herşeye kaadirdir.
Görülüyor ki, Yüce Rabbimiz suda başlayan hayatı, zamanla çeşitli su hayvanlarını yarattıktan sonra karaya sıçratmıştır. Su hayvanlarıyla başlayan ve karaya sıçrayan canlı hayatın neticede, çeşitli türde kara hayvanlarının oluşmasına sebep olduğunu yukarıdaki âyeti kerime bize en güzel biçimde açıklıyor. Bu âyet-i kerimede başka işaretler var. Özellikle bu canlı hayvan türlerinin en son şeklinin 4 ayaklı olmaları, bu suda ve karada devam eden yaratış zincirinin en son halkasında 4 ayaklı maymun türünün olduğunu da açıklıyor. Karada yaratılan en son canlı türü olan maymunların bir gelişme süreci içersinde, kromozomların giderek arttığını görüyoruz. 19 çift kromozomlu maymun türünden 33 çift kromozomlu orangutana kadar bir dizi maymun çeşitleri vardır. Eğer insan bu maymun türlerinin sanıldığı gibi bir devamı olsaydı 35 çift kromozomlu olması gerekirdi. Oysaki insan 23 çift kromozoma sahiptir. Böylece insanın maymundan türemesinin mümkün olmadığı kesinlik kazanmıştır. Maymun çeşitlerinin hepsinde temel özellik olarak, el hüviyetindeki ayakların hiçbir zaman ayak hüviyetine dönüşmediğini görüyoruz. İşte böylece yeryüzünde en son yaratılan canlılardan maymunlar kendi aralarında bir yaşama içinde iken bir gün Allahû Teâlâ bu dünya üzerinde değil, Allah'ın Katı'nda (indi ilâhi'de) insanı yaratıyor. Âdem A.S. ve Havva Anamız bu dünyada yaratılmadılar. Bu dünyaya indirildiler.
2/ BAKARA -36: Fe ezellehümaşşeytanü anha fe ahrecehüma mimma kâna fih, ve kulnahbitu ba'duküm liba'din adüvvün, leküm filardı müstekarrun ve meta'un ilâ hın.
(Ne var ki) şeytan onların (ayağını) oradan kaydırdı. İkisini de içinde (bulunmuş) oldukları (nîmetten) çıkardı. Biz de; "Birbirinize düşman olarak (oradan yeryüzüne) inin. Sizin için (belli) bir zamana kadar, yeryüzünde oturun ve nîmetlenin (yaşayın)" dedik.
O halde Âdem A.S.'ın vücudunu oluşturan toprak bu dünyanın toprağı ve çamuru değil, İndi İlâhi'nin toprağı ve çamurudur. Dünya, Âdem A.S.'ın ineceği bir yerdi. Onun için Arz kendisine hayat veren güneş sisteminden belli bir uzaklıkta yaratıldı. Belli bir eliptik yörünge üzerinde. Ve belli bir eksen eğimiyle yaratıldı. Etrafına ozon tabakası dizildi. Van Allain kuşakları yerleştirildi ve dünya "insan" adı verilen Allahû Zülcelâl Hz.nin bu en kıymetli mahlûkunu sinesinde barındırabilecek bir hüviyet kazandı (Milyarlarca veya trilyonlarca yılda).
Sonra insanoğlu yukardaki âyet-i kerime gereğince yeryüzüne indirildi. Sadece insan değil, insanla beraber cinler de dünya üzerine indirildi. Dünya adı verilen bu gezegeni sadece biz insanlar paylaşmıyoruz. Aynı koordinatlarda yaşayan "Cin" adı verilen gayb âleminin sakinleri de var. Fakat koordinatlar aynı olduğu halde boyutlar farklı olduğu için, yapı farklı olduğu için, ne onlar bizi, ne de biz onları göremiyoruz. Eğer bir insanın hücresindeki atom yapısına dikkatle bakarsanız hâkim unsurun elektron, (-) elektrik yüklü elektron olduğunu göreceksiniz. Bir cinin de hücresindeki atom yapısına bakmanız mümkün olsaydı, onun da (+) elektrik yüklü pozitronun hâkim olduğu bir sistem içinde yaşamakta olduğunu görecektiniz. Zâhiri âlemin bütün atomları merkezde (+) elektrik yüklü protonlar, çevrede de (-) elektrik yüklü elektronlardan oluşur. Halbuki gayb âleminin bütün atomlarında merkezde (-) elektrik yüklü anti-protonlar ile çevrede de tam zıt yapıda (+) elektrik yüklü pozitronların olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bizim (-) elektrik yüklü olan elektronlarımız bütün dünyanın madde adını verdiği sisteminin yarısını içerirken diğer yarısını da (+) elektrik yüklü karşıt elektronlar oluşturuyor.