Abdulkadir Geylani hazretleri bir toplantıda vaaz ederken, bir ara öyle derin konulara daldı ki, cemaat kendinden geçer gibi olduİşte bu esna da cemaatin içerisinden bir ses '' ALLAH '' diye feryat ediyorduBunu duyan büyük veli biraz durakladı, feryat eden adama karşı döndü ve dedi ki:
Yarın Allah'ın huzurunda bu Allah demenin hesabını vereceksinKimileri anladı bunun manasını, kimileri ise anlamayarak hayretle sordu:
Bu nasıl işAllah demenin de hesabı mı olur? Büyük veli izah etti durumu:
Evet, bu Allah feryadınında hesabı vardırNiçin Allah dediİtibar kazanıp menfaat elde etmek için mi, yoksa Allah için, ihlas ile mi?
Evet bütün mesele buradaYaptığımız işi, konuştuğumuz sözü Allah için mi söylüyor veya yapıyoruz, yoksa gösteriş için desinler diye mi?
Adamın biri elinde tesbih, dilinde zikirle meşhur demirci Hafsı Haddad'ın huzuruna girer
Hem konuşur, hem de Allah Allah diye zikreder
Hafsı Haddad adamın Allah deyişindeki sahteliği, ağzından aşağı inmeyişini hisseder
Bir ara kendisini zaptedemez ve derki:
Yalan söyleme birader, yalan söylemeAdam karşılık verir:
Bunun doğrusu nasıl olur, göster de görelim
Bunun üzerine elindeki demir çekici atan büyük veli, koca demir örsün üzerine çıkar, Allah Allah diye öyle bir feryat eder ki, ayağının altındaki koca demirin eridiği görülür
Fakat Hafsı Haddat yine üzgün ve şöyle der:
Eyvah bende yalan söylemişim Şayet doğru söylemiş olsaydımihlas ile Allah deseydim, ayağımın altındaki demirden önce benim kendim erimem gerekirdi
Evet dindarlığımız böyle olmalı Sözde, ağızda kalmamalı, gönüle inmeli, lafta kalmamalı yaşayışımıza sirayet etmelidir
Sunuda unutmayalım ki ; Eğer biz, inandığımız gibi yaşamazsak, yaşadığımız gibi inanmaya başlarız
Yarın Allah'ın huzurunda bu Allah demenin hesabını vereceksinKimileri anladı bunun manasını, kimileri ise anlamayarak hayretle sordu:
Bu nasıl işAllah demenin de hesabı mı olur? Büyük veli izah etti durumu:
Evet, bu Allah feryadınında hesabı vardırNiçin Allah dediİtibar kazanıp menfaat elde etmek için mi, yoksa Allah için, ihlas ile mi?
Evet bütün mesele buradaYaptığımız işi, konuştuğumuz sözü Allah için mi söylüyor veya yapıyoruz, yoksa gösteriş için desinler diye mi?
Adamın biri elinde tesbih, dilinde zikirle meşhur demirci Hafsı Haddad'ın huzuruna girer
Hem konuşur, hem de Allah Allah diye zikreder
Hafsı Haddad adamın Allah deyişindeki sahteliği, ağzından aşağı inmeyişini hisseder
Bir ara kendisini zaptedemez ve derki:
Yalan söyleme birader, yalan söylemeAdam karşılık verir:
Bunun doğrusu nasıl olur, göster de görelim
Bunun üzerine elindeki demir çekici atan büyük veli, koca demir örsün üzerine çıkar, Allah Allah diye öyle bir feryat eder ki, ayağının altındaki koca demirin eridiği görülür
Fakat Hafsı Haddat yine üzgün ve şöyle der:
Eyvah bende yalan söylemişim Şayet doğru söylemiş olsaydımihlas ile Allah deseydim, ayağımın altındaki demirden önce benim kendim erimem gerekirdi
Evet dindarlığımız böyle olmalı Sözde, ağızda kalmamalı, gönüle inmeli, lafta kalmamalı yaşayışımıza sirayet etmelidir
Sunuda unutmayalım ki ; Eğer biz, inandığımız gibi yaşamazsak, yaşadığımız gibi inanmaya başlarız