Allah a Inanmak

alphan

New member
" Muhammed her zaman Evangelizm in üstüne cikiyor.O insani Allah saymiyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor.Müslümanlarin Allah dan Baska ilahi yoktur Ve Muhammed O'nun peygamberidir.Burada hic bir Muamma ve sir yoktur. " ( Lev Nikolayevic TOLSTOY )

Sevgili arkadaslar;


Bu günden itibaren sizlere " Tolstoy un itiraflari " adi altinda Allah arayisini Ve müslüman olusunu Kesitler halinde ve sizi SIKMAMAYA özen göstererek bölüm bölüm vermek istiyorum..
Insallah Okuyarak tartisarak Bu Büyük Dahi nin Allah arayisindaki Felsefeyi anlamaya calisiriz.


......." benim dini inanclarimdan kopusum,kültürlü ve aristokrat (soylu ) tabakaya mensup insanlarda nasil olmussa ve simdi de Nasil olmaya devam ediyorsa öyle olmustu.Sanirim bu durum bir cok insan icin ayni seyri takip etmektedir.Yani cevresindeki cogunluk nasil yasiyorsa insan da öyle yasiyor.

Insanlarin büyük bir kismi inanc esaslariyla hic bir ortak noktasi olmayan,hatta cogunlukla ona ters düsen ilkelere bagli olarak yasiyorlar.Inanc ögretisinin yasantimizda pek yeri yok
t%20(9).gif
e baska insanlarla olan iliskilerimizde rastliyoruz ona,ne de bizzat kendi yasantimizd onunla iliskimiz oluyor.Inanc esaslarini her hangi bir yerde yasamdan uzakta ve yasamdan bagimsiz olarak kabulleniyoruz.O,herhangi bir zamanda karsimiza cikinca da Yasami icten hic ilgilendirmiyen ve sanki sadece distan bir olaymis gibi karsiliyoruz.


Bir insanin dindar olup olmadigini eski zamanlarda oldugu gibi simdi de o insanin hayatindan ve davranislarindan anlamak oldukca güctür.

Inanc bu gün ya da eski devirlerde olsun hep dis baskilarla ayakta tutulmaya calisilmistir. ve insanlar sonsuz bir güven Duyarak,Yasamlarinda inanca bütünü ile yer verememeislerdir..Inanc bu gün artik bilimlerin ve inanc esaslariyla ters düsen hayat deneyimlerinin etkisi altinda erimektedir,ve erimistir.

Insanlarin büyük bölümü kendisine daha cocuklukta ögretilen dini inanclarin kendisinde hic bozulmadan varligini devam ettirdigini sanir.Oysa ki Bu bu ögretiyi,o inanci coktan kaybetmistir.

Bu durum insanlarin cok büyük cogunlugunda sanirim aynidir.Elbette bizim gibi egitim görmüs insanlardan yani kendi kendine samimi davranan insanlardan bahsediyorum;yoksa inandiklari dinleri dünyevi amaclarina alet eden insanlardan degil.Aslinda bu tip insanlar gercek inancsizlardir;cünkü inanc onlar icin herhangi bir dünyevi amaca ulasmak icin arac durumundadir.Bu ise süphesiz ki asla INANC DEGILDIR. Bazi insanlar bilginin ve hayatin isiginin yiktigi o cürük binanin kalintilarini coktan silip süpürmüs bazilari ise bunu henüz fark edememislerdir.

Evet Allah a inaniyordum;daha dogru söylemek gerekirse Allah i inkar etmiyordum ama nasil bir Allah a inaniyordum,iste bunu anlatamazdim. ( Bu anlatim Burada yazan bir cok arkadasa uyuyor )

Yanlizca kendi adima tek gercek olduguna inandigim seyi,ulastigim bu gercek bilgiyi yazilarimda diger insanlara ögretiyordum.Yani benim simdi sürdürdügüm gibi yasamak gerektigini ve insanin en rahat yasadigi yerin ailesinin yani oldugunu anlatiyordum insanlara.Yasantim böyle sürüp gidiyordu.Fakat yasantimin bu akisa girmesinden bes yil sonra tuhaf bir seyle karsilastim.Bazi anlarda zihnimi birdeb bire kuskular sariyordu.Sanki yasam böyle Anlarda duruyor zaman akmiyordu.Nasil yasamam ne yapmam gerektigini bilmiyor gibi oluyordum.Dengemi yitirdim ve melankoliye düstüm.Fakat bu durum kisa bir süre sonra gecti Yasantimi kaldigi yerden yine eskiden oldugu gibi sürdürmeye baslamistim ki,bu kusku anlari Saha SIK hem de öncekine göre cok daha yogun bir halde tekrar etmeye basladi.Hayatimin durdugu bu anlarda hep ayni sorular ortaya cikiyordu:

NICIN ?..
Peki,ya sonra ne olacak ?...

Baslangicta bunlarin anlamsiz sacma sorular oldugunu düsündüm.Saniyordum ki bunlarin cevaplari belli,ortada olan cevaplari var ve ben cevaplara kolayca ulasacagim her seyden önece bu sorularin cözümü ile ugrastigimda meselenin ortadan kalkacagini düsünüyordum.Fakat bununla ugtrasacak zamanim yoktu.Eger günün birinde canim isterse cevaplari bulabilirim diye düsünüyordum.Ancak sorular gittikce daha SIK ortaya cikmaya basladi,üstelik Bu sorular cevaplarini bulmanin cok güc oldugu sorulardi.Durmadan ayni yere düsen noktalar gibi,bu cevapsiz sorular da kara bir leke halinde toplanip büyüyordu.Bir ic hastalik nedeni ile aci ceken hastanin hali nasilsa benim halimde öyleydi.

Önce Hastanin Önem vermedigi kücük isaretler belirir,sonra bu isaretler daha SIK tekrarlanir ve zamanla kurtulmanin imkansiz oldugu bir istirap haline gelir.Aci giderek büyür ve hasta düsünmeye vakit bulamaz olur.O zaman sunu fark eder ki,kendisinin saglik icinde yasarken pek fazla önemsemedigi sey aslinda dünya da onun icin en önemli seydir:

Yani, ÖLÜMDÜR !..
 
....." Yasantim sanki durmustu,sadece nefes aliyor,yiyor,iciyor ve uyuyordum.Ancak bunlari yapiyorum
diye yasadigimdan bahsetmem mümkün degildi;cünkü ruhumu rahatlatacak ve aklimi tatmin edecek bir
arzum yoktu,aslinda sunu da cok iyi biliyordum ki,bir arzum oldugunda onu gerceklestirsem de
gerceklestirmesem de sonunda bir sey degismiyecekti.

Yasamayi sürdürüyordum ama bu sadce yasam fonksiyonlarimi sürdürmekten ibaretti.Bir ucurumun basina
gelmistim ve önümde yok olustan baska bir sey olmadigini cok iyi görüyordum.Ulastigim sonuca
kayitsiz kalmam imkansiz oldugu gibi,önümde yanlizca aci gercegin durdugunu görmemek icin gözlerimi
kapatmam da imkansizdi...Yasadigim Tam bir perisanlikti.

Bir seyyahla onun cölde karsilastigi yirtici hayvanlari anlatan Sark ( dogu ) masalini kim bilmez ki
?..
Seyyah yirtici bir hayvandan kendini kurtarmak icin kendini kurumus bir kuyuya atar.Tam o anda
kuyunun dibinde onu yutmak icin agzini acmis bekleyen bir ejderha görür.Yirtici hayvan tarafindan
parcalanmamak icin yukariya cikmaya cesaret edemiyen ama ejderha tarafindan yutulmamak icin asagiya
da atliyamayan bu zavalli seyyah,Kuyunun duvar taslari arasinda boy vermis bir dali yakalar ve ona
simsiki tutunur.

Az sonra elleri uyusmaya baslar ve kendisini her iki tarafta da bekliyen felaketin kucagina
düsecegini anlar;ancak dali hala simsiki tutmaktadir. O sirada bir kac farenin onun tutundugu dalin
cevresinde dolasmakta ve ve dali kemirmekmekte oldugunu görür.Dal kopacak ve o da canavarin agzinin
ortasina düsecektir.

Seyyah bunu görünce artik hic kurtulma ümidinin kalmadigini anlar.Caresizlik icinde cevresine
bakinirken,Dalin yapraklarinda Bal damlalari görür;dilini uzatir ve bunlari yalamaya baslar.

Iste ben de aynen bu seyyahin bir benzeriydim.Ölüm ejderhasinin kacinilmaz bir sekilde beni
bekledigini beni parcalamaya hazir oldugunu bildigim halde Son bir ümitle hayatin dallarina
tutunuyordum ve bu azaba niye düstügümü de aklim bir türlü almiyordu.Bana o güne kadar teselli
vermis olan bali yalamayi deniyordum;ancak bal artik tat vermez olmustu.ölüm ejderhasi agzini acmis
beni yutmak icin beklerken,yasamin kemirgen fareleri de tutundugum dali kopartmaya calisiyordu.Bense
artik sadece kendilerinden Kacamiyacagim o ejderha ile fareleri görüyor,gözümü onlarin üzerinden
ayiramiyordum.Üstelik Bu bir masal degildi;gercegin takendisiydi. Bu aksinin Ispatlanamiyacagi ve
herkesin algiliyabilecegi bir gercektir.


Soru: Nicin yasiyorum ?

Cevap:Sonsuz büyük bir makanda,sonsuz zaman icinde sonsuz kücük parcaciklar,sonsuz kücük bilesimler
icinde degisirler ve eger bu degisimlerin yasalarini kavriyamamissan,yer yüzünde nicin yasadigini da
kavriyamamissindir.

Ayni sekilde düsünce aninda kendi kendime söyle diyordum:" bütün insanlik onu yöneten manavi
ilkelere ve ideallere dayanarak gelisiyor.Bu idealler dinler de Bilimlerde sanatlarda,devlet
sekillerinde ifadesini buluyor.Bu idealler gittikce yükselmekte ve insanlikta gittikce daha yüksek
mutluluga tirmanmaktadir.Ben de insanligin bir parcasiyim bu nedenle benim görevim,insanligin
ideallerini ögrenmek ve bunlarin gerceklestirilmesine katkida bulunmaktir. "

Zihin gücümün zayif oldugu siralarda bu cevapla yetindim.Ancak Yasamin sorusu icimde tüm netligi ile
uyanir uyanmaz,Bu teoride birden bire yikiliverdi.Bilimlerin insanligin kücük bir bölümünün
arastirilmasindan cikardigi ve genel gecer sonuclar olarak sunmaya calistigi vicdansiz
vurdumduymazligi ile insanligin ideallerinin yer aldigi bu felsefenin bir cok yönünün karsitliklar
yigini olmasi bir yana,bu felsefenin aptalca demiyeyim ama sasilacak noktasi suydu:

Her Insanin Karsisina cikan " ben neyim ? " ve " Nicin yasiyorum "... ya da " Benim Görevim ne ?"
sorularini cevaplandirmak istiyorsak önce su soruyu Cözmemiz gerekiyor:

Bizim yanlizca cok kücük bir zaman diliminde,cok kücük bir parcasini bildigimiz O bütünün ve
insanligin varliginin anlami nedir ?..

Insan Bunu yanitliyabilmek icin öncelikle bu bahsi gecen sirlarla dolu insanligi,yani daha kendini
bile kavrayamamis insanlardan kurulu insanligin ne oldugunu kavramak zorundadir.

Kendine nasil yasamaliyim sorusunu samimeyetle soran insan,deneysel bilimlerin bu soruya verdigi "
Sonsuz evrendeki zaman ve birlesme imkanlari bakimindan sonsuz parcaciklari arastir;sonra kendi
hayatini anliyacaksin " seklindeki Cevapla nasil tatmin olmuyorsa ayni insan su cevapla da
yetinmiyecektir:

"Baslangicini ve sonunu hic bilmedigimiz ve belkide en kücük parcacigini bile tanimadigimiz
insanliga ait bütün yasam anlayislarini arastir; iste o zaman kendi yasaminin anlamini
kavrayacaksin..
 
HIC OLABILMEK ICIN:

Hastalik yaslilik ve ölümü hic görmemis ve onlarin ne oldugunu bilmeyen genc mutlu prens Sakya muni
bir gezinti sirasinda Görünüsü perisan disleri dökülmüs salyalari akan bir ihtiyara rastlar.O zamana
kadar Ihtiyarligin ne oldugunu bilmeyen prens saskinlik icinde arabacisina bunun ne oldugunu adamin
nasil olupta bu acinasi itici hale düstügünü sorar.Bunun bütün insanlarin ortak kaderi oldugunu
kendisi Kral oglu olsa bile ayni seyin kendi basina gelmesinin de mukadder oldugunu ögrenince
gezisine devam edemez ve bu konuda düsünmek icin geri dönmek ister.Tek basina bir köseye cekilerek
günler boyunca düsünür ve anlasilan sonunda bir teselli bulur.Cünkü yine keyifli ve mutlu olarak bir
geziye cikar.Bu defa karsisina vucudu sisler icinde gücsüz gözlerinin feri sönmüs hasta bir adam
cikar.O güne kadar hastaligi hic bilmeyen Prens arabayi durdurur ve arabaciya bunun ne oldugunu
sorar.Bunun hastalik oldugunu herkesin basina gelebilecegini,saglikli ve mutlu bir kral olan
kendisinin bile ayni hastaliga yakalanabilecegini ögrenince yine nesesini ve cesaretini
kaybeder,geri dönmeyi emreder.Daha önce oldugu gibi yine düsüncelere dalarak teselli arar.Aradigi
teselliyi bulur ki ücüncü kez geziye cikar.Bu ücüncü gezisinde yine bir manzara ile karsilasir .bir
seyin insanlar tarafindan tasinmakta oldugunu görür arabaciya sorar:

-Bu nedir ?..
-Bir Cenazedir efendim
-Cenaze ne demek ?Bu herkesin sonudur.
-Prens ölüye yaklasir,örtüyü acar yüzüne bakar.
-Simdi ne yapacaklar onu diye sorar
-Onu gömecekler
-Niye ?
-Cünkü artik kesinlikle canlanmayacak ve gelecekte ondan sadece pis bir koku ve kurtcuklardan baska
hic bir seykalmayacak.

-Ve Bu insanlarin Kaderi öyle mi ?Benim de mi ?Beni de gömecekler benden geriye de pis bir koku ve
kurtcuklardan baska bir sey kalmiyacak öyle mi ? Beni de kurtcuklar mi yiyecek ?

-Evet
-Geri dönelim artik gezmek istemiyorum ve bir daha bunu istemiyecegim.

Sakya Muni bu defa teselli bulamadi ve yasamin en büyük dert oldugu sonucuna vardi.Bütün gücünü
kendini ve baskalarini bundan kurtarmaya harcadi.Yasamdan öyle kurtulsunlar kiölümden sonra hic bir
bicimde tekrarlanmasin ve yasam kökünden kazinmis olsun.



Yasamin sorularina cevap verdigi zaman Insan bilgeliginin cevaplari bu dogrultudadir.

Sokrates:"Maddi hayat bir derttir ve yalandir.Bu yüzden maddi hayatin yok edilmesi bir mutluluktur
ve biz bunu dilemeliyiz " der.



Schopenhauer:"Hayat olmasi gereken bir seydir ama bir derttir.Hiclige gecis ise hayattaki tek
mutluluktur " der.



Hz. Süleyman:"Dünyada ki her seydelilik ve bilgelik,zenginlik ve yoksulluk,sevinc ve aci;bunlarin
hepsi bostur,HICTIR.Insan ölüp gider ve ardinda hic bir sey kalmaz ve bu sacmadir" der.


Buda:"Istirabin acinin gücten düsmenin ihtiyarligin ve ölümün kacinilmazliginin bilinci ile yasanmaz
insan kendini hayattan ve hayatin her imkanindan kurtarmak zorundadir " der.


Bilimlerin Icinde dolasmam beni caresizlikten kurtaramadigi gibi,bu caresizligimi daha da
arttirdi.bu bilimlerden biri yasamin sorularina hic cevap vermedi. Bir baska bilim ise digerinin
tersine soruma dogrudan cevap vererek benim caresizligimi onayladi ve bana gösterdi ki,Ulastigim
sonuc benim yanilmisligimin,benim hastalikli ruh halimin meyvesi degil.Yani benim dogru düsündügümü
ve insanligin dahileri ile ayni sonuclara vardigimi onayladi.

bunda yanilma yok;her sey bos ve ölüm yasamdan cok daha iyi:Insanin yasamdan kendini mutlaka
kurtarmasi gerek hic dogmamis olan ise ne mutlu.

Cözümü bilim de bulamamistimve bu cözümü yasamda aramaya baslamistim;umudum onu cevremdeki
insanlarda bulabilmekti.Böylece insanlari gözlemlemeye basladim.Beni caresizlige sürükliyen bu
sorulara karsi diger Insanlarin nasil tavir takindiklarini merak ediyordum.Peki.Ögremim seviyeleri
ve yasam tarzlariyla bana benziyen bu insanlar nasil bir cevap bulmuslardi ?Gördüm ki benim
cevremdeki bu insanlar icinde bulundugumuz bu korkunc durumdan kurtulmak icin dört farkli cikis yolu
bulmuslardi

birinci cikis yolu Bilgisizlik yoluydu ve bu yol sundan ibaretti:

Hayatin bir bela ve sacmalik oldugunu bilmek ve kavramamak


Ikinci cikis yolu ise Epikürcü cikis yoluydu Bu düsüncenin esasi suydu:

Insan Hayatin Umutsuzlugunu bilse de onun sundugu nimetleri tatmaktir.

Benim cevremdeki insanlarin cogunlugu yasama imkanini ancak böyle buluyordu.Icinde bulunduklari
sartlar ise onlarin dertten cok nimet kazanmasini sagliyor ve ahlaki duyarsizliklari sayesinde
unutma imkani buluyorlardi.Bu ahlaksizlik ve duyarsizliklarina ragmen iyi durumda olmalari ise
sadece Rastlantidir.

Cagimiz Insanliginin büyük bölümü böyle düsünmekte böyle hisetmektedir.Bu insanlardan bazilarinin
düsünce ve hayal güclerinin felcini felsefe diye ilan etmeleriyse bu Insanlari yasamin sorunlarini
görmemek ici bali yalamayi sürdürenler gurubundan ayirmaz. benim bu insanlara da uymam mümkün
degildi.onlarin Hayal gücünün duyarsizligi bende olmadigi icin,yapay olarakta bunu
sagliyamazdim.Gözlerimi onlari bir kere görmüs olan herhangi bir insan gibi,farelerden ve ejderhadan
ceviremezdim.


Ücüncü Cikis yolu ,güc ve enerjinin cikis yoluydu esasi suydu:

Insan Hayatin dert ve sacmalik oldugunu anlayinca ONU YOK ETMELIDIR !..


Dördüncü Cikis yolu ise Zayiflik yoluydu ve bunun esasi suydu:

Insan yasamin dert ve sacmalik oldugunu kavradigi ve bu yasamdan bir sey cikmayacagini bildigi halde
onu sürdürmeye son vermez.

bu gurubun insanlari Ölümün hayatdan daha iyi oldugunu bilirler.Fakat onlar yanilgilarina bir an
önce son vererek kendilerini öldürecek akillica davranma gücüne sahip olmadiklari icin,sanki bir
seyler bekliyorlar gibi davranirlar;Bu zayifligin yoludur;cünkü ben daha iyi olani biliyorsam ve
buna gücüm de yetiyorsa kendimi daha iyi olana vermekten neden geri kalacaktim ?

Iste ben bu guruptaydim.

Benim Gurubumun Insanlari kendilerini O korkunc celiskiden cesitli sekillerle kurtariyorlardi.Aklimi
ne kadar zorlasamda,bu dördüncü cikis yolunun yanina bir besinci yol koyamiyordum.Sadece bazi
careler vardi.Bu carelerden biri yasamin sacmali ve dert oldugunu bos oldugunu ve bu yasami
sürdürmemenin daha iyi bir yol oldugunu kavramamakti.Fakat bunu bilmemek benim icin mümküm
degildi.Bunu bir kere görmüstüm ve bilmemezlikten gelemez ve gözlerimi bundan ceviremezdim..
 
Ikinci care Hayati oldugu gibi kabullenmek ve gelecegi düsünmemektir.Ancak ben bunuda
yapamazdim.Ihtiyarlik ve ölümün var oldugunu bildigim halde Sakya-Muni gibi geziye gidemezdim.Yasam
gücümün cok güclü olmasina ragmen kisa bir süre icin bana zevk veren anlik tesadüflerden
hoslanmiyordum.

Ücüncü care yasamin bir bela ,delilik oldugunu anladiktan sonra ona son vermek Intihar etmekti.Bunu
kavramistim ama sebebini bende bilmem kendimi öldürmeyi hic denemedim.

Dödüncü care hz. süleyman in ve Schopenhauer in durumunda yasamak,yasam denilen seyin bana yapilan
aptalca bir saka oldugunu bilmek ama yine de yasamaktir.Yikanmak,giyinmek,yemek yemek,konusmak,hatta
kitap yazmaktir.Bu benim icin igrenc bir seydi aci ve istirap doluydu ama yine de yasamimi
sürdürdüm.

Aklim yasamin akilsizca bir sey oldugunu kabul etmisti.Eger daha yüksek bir akil yoksa ki yoktur ve
varligi hic bir seyle ispatlanamaz o halde bence akil yasamin olusumunu meydana getirir.Akil olmazsa
benim icin yasam da olmaz.Fakat bu akil eger yasamin sebebi ise yasami nasil inkar edebiliriz ki ?
Ya da ben Tam tersine yasam olmazsa benim aklim da olmaz;yani akil yasamin yaratigidir.Yasam her
seydir.Akil yasamin meyvesidir ve bu akil bu yasami inkar etmektedir. Bu Noktada dogru olmayan bir
seyin var oldugun his ediyorum.

Yasamin bos oldugunu gözlemlemek Öyle büyük bir akillilik degil.Bu düsünce eski caglardan beri dile
getirilir;hem de en basit insanlar tarafindan bile.Fakat bu insanlar yinede yasamislardir ve
yasiyorlar.Herkes nasil oluyrda yasamayi sürdürüyor ve yasamin akla uygunlugundan bir an olsun süphe
etmiyor bunu anlamiyorum.

Bilgelerin bilgelikleriyle onaylanmis olan bilgim bana sunu Göstermisti ki,dünyada var olan canli
cansiz ger sey son derece bilgeceydi;yanlizca benim durumum cok aptalcaydi.Bu ahmaklar yani
insanlarin büyük cogunlugu dünyadaki canli cansiz tüm varliklarin yapisi hakkinda en ufak bir seyi
bile bilmeden yasiyorlardi.Fakat Bu insanlar sonucta yasiyorlardi ve yasamlarinin son derece akla
uygun olarak düzenlenmis olduklarina inaniyorlardi.


Bütün Bu düsünceler aklima su soruyu getirdi: " Ya Henüz bilmedigim bir sey varsa ? "

Cehaletde iste aynen böyle calisir.Cehalet Hep ayni seyi söyler ve eger bilmedigi bir sey karsina
cikarsa onun sacma oldugunu söyler.Aslinda insanlik bir bütündür;yani yasamis olan ve yasayan tüm
insanlar sanki hayatin anlamini kavramis gibi davranirlar.Cünkü onu kavramamis olsalardi
yasayabilmis olamazlardi.


Bilmedigimiz ne kadar kesin olsa da,yine yasamin anlamini ögrenmeyi bahsetmedi bizlere.Yasayan
bütün insanlar Milyonlarca insan yasamin anlamindan hic süphe etmiyor.

En karanlik caglardan bu güne gelinceye kadar yasamin bos ve anlamsiz oldugunu bana ispat eden o
görüsleri tasiyan tüm insanlar,buna ragmen yasamis ve yasama yinede bir anlam vermislerdir.

Benim icimdeki ve cevremdeki her sey,maddi ve maddi olmayan ne varsa,hepsi onlari yasam hakkindaki
bilgilerinin meyvesidir.Zekamin Bu yasami yargilama ve lanetlemeye yarayan araclari benim tarafimdan
degil onlar tarafindan meydana getirilmistir.

Ben dogdum egitildim,büyüdüm.Onlara demiri yeryüzüne cikardi ve isledi,onlar ormani acmayi
ögretti,onlar inekleri ve atlari ehlilestirdi,onlar ekin ekmeyi ögretti,onlar birlikte yasamayi
ögretti,Onlar yasantimizi saglam bir bicime soktu,Onlar bana konusmayi düsünmeyi yazi yazmayi
ögretti.yiyip icmem giyinmem ve ders görüp egitilmem onlar sayesinde oldu

Onlarin eseri olan ben yine onlarin düsünce ve sözleri ile düsünerek onlara diyorum ki:

Bunlarin hepsi bos ve anlamsizdir. " BUNDA BIR YANLISLIK VAR " diyordum kendi kendime.
Fakat Bu yanlislik neydi,Iste onu bulamiyordum.
 
......."Yakinimdaki Insanlarin olusturdugu cevreye baktigimda,o soruyu anlamayan bir cok insan
görmüstüm.Soruyu anlamis ya da anlamaya calisan bir cok insan ise yasamin sarhoslugu icinde onu
susuturmustu.Diger yandan onu anlayan ve yasamlarina son verenler ile ne kadar kacmaya calissalar
da,en sonunda onu anlayan ve yasamlarini caresizlik icinde sürdürme zayifligini gösterenler de
vardi.Bu tahsilli zengin ve avare insanlardan olusan ve benim de dahil oldugum dar cevrenin bütün
insanlik demek oldugu yanilgisi icinde yasamistim.Bir zamanlar yasamis ve simdi yasamakta olan
milyonlarca insan,birer insan degil sanki birer hayvandi

Allah ile birlesme:

Tahsililerin ve bilgililerin temsil ettigi sekliyle,yani akil yoluyla elde edilen bilgi,yasamin
anlamini inkar etmektir.Insanligin büyük bölümü ise bu anlami akla dayandirilmamis bilgide
görmektedirler.Akla dayandirilmamis bu bilgi ise inanctir.Yani benim Red etmem gerektigine inandigim
inanc.

Bir ya da üclü bir Tanri ya,dünya nin 6 günde yaratilmis olduguna,Seytan a,melege ve benim aklimi
kaybetmedigim sürece kabul etmiyecegim her seye duyulan inanc ..

Icinde bulundugum durum dehset vericiydi.Biliyordum ki akla dayali bilgi yolunu izledigimde yasami
inkardan baska bir sey bulamiyacaktim.Akla dayali Bilgiden cikan sonucda suydu hayat Bir beladir ve
insanlar bunu bilirler.Yasamamak Insanlarin elindedir.Fakat onlar yinede yasadilar ve
yasiyorlar.Bende hayatin anlamsiz bir sey bir bela oldugunu cok iyi bildigim halde yasdim ve
yasiyorum.Yasamin anlamini kavramak icin kendimi akildan kurtarmaliyim;yani bu anlam olmadan var
olmayan akildan.Inancdan cikabilecek en iyi sonuc buydu.

Icine düstügüm celiskilerle beraber iki yol aciliyordu önümde: ya benim akla yatkin dedigim sey
benim düsündügüm kadar akla yatkin degildi,Ya da bana sacma olarak görünen sey düsündügüm kadar
sacma degildi.


Böylece akla dayali bilgi nin ilerleyisini gözlemlemeye basladim.

Devam edecek..
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks