Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Algoritma
- Konbuyu başlatan radikal
- Başlangıç tarihi
Allah (cc) razı olsun kardeşim.
Evet bütün vehhabiler bekliyorum. Çirkeflik yapmadan edeb dairesinde ilmi olarak her türlü yazınıza cevap verilecek. Bu algoritma ne ? en başta sen terbiyesizlik yapmışsın diyecek olursanız, eh! bunuda her zaman yaptıklarınıza bir cevap olarak kabul buyurun lütfen! Öyle özelden hakaretler ile bir yere varılmaz. Düşmanın dahi mert olanı saygı görür! Mert olnalr gelsin. Olmayanlar zaten özelden ulaşıyor ve cevabını alıyor. Medeni cesaretinizi gösterin ve tüm forum önünde konuşalım.
Evet bütün vehhabiler bekliyorum. Çirkeflik yapmadan edeb dairesinde ilmi olarak her türlü yazınıza cevap verilecek. Bu algoritma ne ? en başta sen terbiyesizlik yapmışsın diyecek olursanız, eh! bunuda her zaman yaptıklarınıza bir cevap olarak kabul buyurun lütfen! Öyle özelden hakaretler ile bir yere varılmaz. Düşmanın dahi mert olanı saygı görür! Mert olnalr gelsin. Olmayanlar zaten özelden ulaşıyor ve cevabını alıyor. Medeni cesaretinizi gösterin ve tüm forum önünde konuşalım.
Selam,Radikal Vallahi beni yine güldürdün Allahim senide güldürür Insallahu Teala....
Aleyküm selam metin mete;
Allah (cc) doya doya güldürsün seni de inşaalllah. Son gülenlerden olmanı dilerim.
Bu tabloyu neyi baz alarak yaptığını merak ettim. Sana göre mi yoksa. O zaman ben seni salak, embesil çıkıyorum. Adil tablo gerek. gene de çalışmalarının başarılarını dilerim.
Bu tablo ehl-i sünnet penceresinden bakanlara göre baz alındı unzurna. Eğer ehl-i sünnet değilsen başka sonuc çıkmaz. Adil tablodan kastın nedir. Ehli sünnet alimlerine küfürü kabul görecek bir şıkda mı olmalıydı, o zaman adil mi olacaktı. Hadis ve sünneti inkar edip reddettiğimiz zaman hakkaniyet içinde hazırlanmış mı denilecekti. Vallahi alemlerin övmesinden ziyade Alemlerin Rabbi'nin (cc) övmesini baz alıyorum. O'nun (cc), bundan hoşnut olmasını can-ı gönülden diliyorum.
Dileğin için teşekkür ederim.
..
..
vehhabiliğin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum kulaktan dolma bilgilerimle ve diyanette görevli öğretim üyesinin ordaki aktarımlarına göre orda düşünce tarzı değişiyormuş herkezin kendine göre doğruları var önemli olan ilahi mesajlar kuran ne diyor
vehhabiler kendilerini mezhepler üstü mezhep görüyorlar yani işin altını kurcaladıkça nefs ve şeytan çıkıyor
Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmayan Onun dışında kalır yani fırkalardan birine tâbî olur. Fırkalardan Sırat-ı Müstakiym’in dışında birisine tâbî olmak neyi oluşturur? Eğer bir insan Sırat-ı Müstakiym’in dışındaki fırkalardan birine tâbî ise Kur'an-ı Kerimimiz onun kurtuluşunun söz konusu olmadığını söylüyor. İşte
Sebe suresi 20. âyet-i kerime Allahû Teala buyuruyor ki:
"Şeytan kıyamet günü insanlara olan vaadini yerine getirdi. Müminleri oluşturan bir fırka hariç bütün fırkalar şeytana kul oldular."
Şeytana kul olmaksa insanı mutlaka cehenneme götüren bir olgu bilindiği gibi. Kaç fırka olduğu soruluyor Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e O'da 73 fırka diye cevap veriyor. Demek ki fırka sayısı 73. İşte bu 73 fırkadan acaba Allahû Teala’nın indinde kaç tanesi kurtulacak? Sadece bir tanesi. Müminleri oluşturan bir tek fırka. 73 fırkanın içinde demek ki vahdetin sahibi olan, birliğin sahibi olan bir tek fırka var, müminler. Öyleyse kimler bunlar?
Allahû Teala şöyle buyuruyor:En'am-153
İşte muhakkakki bu Sırat-ı Müstakiym’dir. Ona tâbî olun. (O yolun üzerinde bulunun) diğer yollara (fırkalara) tâbî olmayın ki onlar sizi Allah'ın yolundan (Sırat-ı Müstakiym’den) ayırırlar. İşte bu Allah'ın vasiyetidir (emridir) ki bununla (bu yolla) takva sahibi olasınız.
Öyleyse gene fırkalardan bahsediyor Allahû Teala. Yani ayrılıklardan birbirinden farklı yollardan... Her farklı yol, kim hangi yolda olursa olsun bir farklı yol söz konusuysa bunun Sırat-ı Müstakiym ile irtibatına dikkatle bakmak gerekir. Eğer insan A tarikatında değilde B tarikatindaysa, tasavvufun C kanadın da değilde F kanadındaysa netice değişmez. Bu kişi bulunduğu dergâhdan mutlaka Sırat-ı Müstakiym’e ulaşacağı cihetle hiçbir şekilde Sırat-ı Müstakiym’in dışında değildir.Öyleyse bu kişi vahdet üzeredir. Ama eğer insanlar bu Allah'a ulaştıran sebillerin dışında herhangi bir fırkaya mensupsa o takdirde o kişinin Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olması mümkün değildir. Öyleyse o Sırat-ı Müstakiym’den sapmış bir kişidir. İşte o kişi vahdet üzere değildir. Öyleyse Allahû Teala’nın emrettiği şey bütün insanların Sırat-ı Müstakiym üzerinde olmasıysa bu asıldır. Vahdetin ise temeli Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmaktır.
Öyleyse ne kadar çok tasavvuf camiası olursa olsun, ne kadar çok tarikat camiası olursa olsun bunların hepsi Sırat-ı Müstakiym’in üzerindedir. Ve Sırat-ı Müstakiym üzerinde olan bu insanlar da vahdet akidesinin gerçek sahipleridir. Çünkü onlar 14 asır evvel yaşanan İslâmı yaşıyorlar. Bilindiği gibi 14 asır evvel bütün sahabe Sırat-ı Müstakiym’e çağırıyorlardı.
"Kul hâzihî sebiyliy ed'û ilallahi alâ basıyretin ene ve menittebe'aniy." Yusuf-108
Habibim deki ben ve bana tabî olanların hepsinin, görerek Allah'a çağırdığımız yol işte bu yoldur (Sırat-ı Müstakiym’dir).
..
vehhabiliğin ne olduğunu tam olarak bilmiyorum kulaktan dolma bilgilerimle ve diyanette görevli öğretim üyesinin ordaki aktarımlarına göre orda düşünce tarzı değişiyormuş herkezin kendine göre doğruları var önemli olan ilahi mesajlar kuran ne diyor
vehhabiler kendilerini mezhepler üstü mezhep görüyorlar yani işin altını kurcaladıkça nefs ve şeytan çıkıyor
Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmayan Onun dışında kalır yani fırkalardan birine tâbî olur. Fırkalardan Sırat-ı Müstakiym’in dışında birisine tâbî olmak neyi oluşturur? Eğer bir insan Sırat-ı Müstakiym’in dışındaki fırkalardan birine tâbî ise Kur'an-ı Kerimimiz onun kurtuluşunun söz konusu olmadığını söylüyor. İşte
Sebe suresi 20. âyet-i kerime Allahû Teala buyuruyor ki:
"Şeytan kıyamet günü insanlara olan vaadini yerine getirdi. Müminleri oluşturan bir fırka hariç bütün fırkalar şeytana kul oldular."
Şeytana kul olmaksa insanı mutlaka cehenneme götüren bir olgu bilindiği gibi. Kaç fırka olduğu soruluyor Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e O'da 73 fırka diye cevap veriyor. Demek ki fırka sayısı 73. İşte bu 73 fırkadan acaba Allahû Teala’nın indinde kaç tanesi kurtulacak? Sadece bir tanesi. Müminleri oluşturan bir tek fırka. 73 fırkanın içinde demek ki vahdetin sahibi olan, birliğin sahibi olan bir tek fırka var, müminler. Öyleyse kimler bunlar?
Allahû Teala şöyle buyuruyor:En'am-153
İşte muhakkakki bu Sırat-ı Müstakiym’dir. Ona tâbî olun. (O yolun üzerinde bulunun) diğer yollara (fırkalara) tâbî olmayın ki onlar sizi Allah'ın yolundan (Sırat-ı Müstakiym’den) ayırırlar. İşte bu Allah'ın vasiyetidir (emridir) ki bununla (bu yolla) takva sahibi olasınız.
Öyleyse gene fırkalardan bahsediyor Allahû Teala. Yani ayrılıklardan birbirinden farklı yollardan... Her farklı yol, kim hangi yolda olursa olsun bir farklı yol söz konusuysa bunun Sırat-ı Müstakiym ile irtibatına dikkatle bakmak gerekir. Eğer insan A tarikatında değilde B tarikatindaysa, tasavvufun C kanadın da değilde F kanadındaysa netice değişmez. Bu kişi bulunduğu dergâhdan mutlaka Sırat-ı Müstakiym’e ulaşacağı cihetle hiçbir şekilde Sırat-ı Müstakiym’in dışında değildir.Öyleyse bu kişi vahdet üzeredir. Ama eğer insanlar bu Allah'a ulaştıran sebillerin dışında herhangi bir fırkaya mensupsa o takdirde o kişinin Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olması mümkün değildir. Öyleyse o Sırat-ı Müstakiym’den sapmış bir kişidir. İşte o kişi vahdet üzere değildir. Öyleyse Allahû Teala’nın emrettiği şey bütün insanların Sırat-ı Müstakiym üzerinde olmasıysa bu asıldır. Vahdetin ise temeli Sırat-ı Müstakiym’in üzerinde olmaktır.
Öyleyse ne kadar çok tasavvuf camiası olursa olsun, ne kadar çok tarikat camiası olursa olsun bunların hepsi Sırat-ı Müstakiym’in üzerindedir. Ve Sırat-ı Müstakiym üzerinde olan bu insanlar da vahdet akidesinin gerçek sahipleridir. Çünkü onlar 14 asır evvel yaşanan İslâmı yaşıyorlar. Bilindiği gibi 14 asır evvel bütün sahabe Sırat-ı Müstakiym’e çağırıyorlardı.
"Kul hâzihî sebiyliy ed'û ilallahi alâ basıyretin ene ve menittebe'aniy." Yusuf-108
Habibim deki ben ve bana tabî olanların hepsinin, görerek Allah'a çağırdığımız yol işte bu yoldur (Sırat-ı Müstakiym’dir).
Ehl-i Sünnet vel cemaat sırat-ı müstakiym üzeredir inşaallah. Diğer sapık fırkaların tahlili gayet basittir. "Allah'tan (cc) gelenin bir kısımını kabul ederler, bir kısmını da red ederler." Bunların işi rafızilere benzerki onlarda ashabın bir kısmını red eder, bir kısmını ise kabul ederler. Oysa sünni cemaat; vahşi (r.anhüm) dahil olmak üzere, hepsinin bu ümmetin birer yıldızı olduğunu kabul edecek kadar saygı gösterirler. Vehhabiler de aynı mantık gözlenir. Arifi billah alimlerin ilimlerine saygı göstermezler kabullenmezler, aynı konuda değişik bir ictihadda bulunmasından dolayı yanlış yola giren alimleri yere göğe sığdıramazlar. Bütün ehl-i sünnet ulemasını tekfir etmede beis görmezler, ehl-i sünnet ise onların alim diye kabul ettikleri şahıslar da dahil kimseyi "tekfir" etme cüretinde bulunmazlar. "Yargılama ve hüküm makamının kim olduğu" bu ümmete "Fatiha suresinde" özellikle açıklanmıştır çünkü.
Tamam kardeş, o zaman hazırlanmış ya da hazırladığın tabloda insanları inciltecek sözleri değiştir. Eğer İslam'ı bilmiyorsam bakarsın öğrenirim Allah izin verirse. Ama ya doğru düşünen ben isem o zaman düştüğün durum ne olacak düşün. Ekme biçersin. Tabii bu benim için de geçerli. İmanın kimde ne boyutta olduğunu sadece Allah bilir diyor ve senden sadece embesil, salak gibi sözcükleri kaldırmanı diliyorum. Yakışmadı sana inan.
Saygılar.
Hocam ,karşınıza kimse çıkmadı, dükkan boş gibi geldi bana
Biz hancıyız sevgili ruşen. İmzan bölümünde yer alan yazdığın o anlamlı sözü uyguluyoruz şuan!
Sırat-ı müstekim üzeri olmak çok çok sorumluluk ve akıl gerektirir.
Tamam kardeş, o zaman hazırlanmış ya da hazırladığın tabloda insanları inciltecek sözleri değiştir. Eğer İslam'ı bilmiyorsam bakarsın öğrenirim Allah izin verirse. Ama ya doğru düşünen ben isem o zaman düştüğün durum ne olacak düşün. Ekme biçersin. Tabii bu benim için de geçerli. İmanın kimde ne boyutta olduğunu sadece Allah bilir diyor ve senden sadece embesil, salak gibi sözcükleri kaldırmanı diliyorum. Yakışmadı sana inan.
Saygılar.
Biçmek için ekiyorum unzurna, biçmek için...Ne biçeceğimide biliyorum. Onların küfürleride, ekseriyetin sevdiği ve saygı duyduğu alimlerimiz hakkında hakaretleride düşünülünce, gayet iyi durdu diye düşünüyorum.
..
..
vehhabileri mezhepsizlikle suçlayanlar var benim acizane görüşüm uydurma hadisler olmasa idi mezheplerde olmayacak tartışmalarada gerek kalmıyacaktı herkez kurana tabii olacak tevhidi oluşturacaklardı zaten mezhep imamları demişki bizim sözlerimiz kurana sünnete aykırı ise terkediniz bazı cahiller kraldan fazla kralcı mezhep fanatikliği yapıyor
..
vehhabileri mezhepsizlikle suçlayanlar var benim acizane görüşüm uydurma hadisler olmasa idi mezheplerde olmayacak tartışmalarada gerek kalmıyacaktı herkez kurana tabii olacak tevhidi oluşturacaklardı zaten mezhep imamları demişki bizim sözlerimiz kurana sünnete aykırı ise terkediniz bazı cahiller kraldan fazla kralcı mezhep fanatikliği yapıyor
İyi buna hazırsan diyecek birşeyim yok. Ne diyeyim. Seçim senin. Allah utandırmasın derim. Ama genede kötü sözler her iki tarafıda düşünerek söylüyorum iyi değildir.
İnandığın değerler fanatizmden uzak olmalı. "Hanefi'lik, Şafilik, Maliki'lik veyahut da Hambeli'lik günümüzde kurulan fun club'lar ile bir değil" tahsiye. İnanç bir fanatizmse inancın tefritte kaldığından sapıktır, eğer ki iman edip kabullendiğin ve yaşam biçimi olarak gördüğün değerlerse, elbette hiç kimse değerlerine küfür ettirmez. Aksi takdirde Allah'ın (cc) "insanı en mükemmel bir şekilde yarattık" ayeti, hayvanlarla farkı kalmayacak bir insan için fazla abartılı bir söz olmazmıydı ?