seyfullah putkýran
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 5,807
- Tepkime puanı
- 205
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ruhlar Aleminden
- Web sitesi
- www.tevhidyolu.net
AHLÂK
Âlim olmak başka, insan olmak başkadır. Âlim, ilmiyle insanlığın emrine girip, ahlâk ve faziletiyle ilmini temsil ettiği ölçüde, hafıza hamallığından kurtulur ve yüksek bir insan olma payesine ulaşır. Aksine o, ömrünü beyhude heder etmiş bir zavallıdan farksızdır. Zaten demir mahiyetindeki cehaleti, altın gibi faydalı ve kıymetli kılan da ancak, ahlâk ve fazilettir.
Aldatılsan dahi sakın kimseyi aldatma..! Ayrıca en yüksek bir fazilet olduğu halde, çok defa insanların kaybetmesine sebebiyet veren sadakat ve istikametten asla ayrılma!
Günümüzde ahlâk telâkkisi, artık, eskilerin anladıkları gibi bir faziletler topluluğu şeklinde anlaşılmıyor. Bugünün insanı, onu, daha çok içtimaî nezaket ve terbiye şeklinde anlamak istiyor. Bu şekliyle olsun onu, herkeste görebilseydik bari..!
Ahlâk insanoğlunun davranışlarıyla alâkalı bir kısım yüksek düsturlar ihtiva eder ki, hepsi de ruhun yüksekliğinden kaynaklanmaktadır. Buna binaen diyebiliriz ki, kendi ruhuyla içli-dışlı olamamış kimselerin, ahlâk kaidelerini de uzun zaman temsil edebilmeleri oldukça zordur.
Önceleri “ahlâk kitaplarda kaldı” derlerdi. Şimdi “eski kitaplarda kaldı” diyorlar. Öyle de olsa, eskitilmek istenen bu kıymetli şeye ne kadar “yeni” feda edilse de değer.
Kendi menfaatini başkalarının menfaatine feda etmek, ruh yüksekliği ve civanmertliktir. Karşılığında herhangi bir menfaat beklemeden hep hayır işleyenler, beklenmedik bir yerde bütün hayırlı düşünce ve işleriyle karşılaşınca hayret ve hayranlıkla iki büklüm olacaklardır.
Âlim olmak başka, insan olmak başkadır. Âlim, ilmiyle insanlığın emrine girip, ahlâk ve faziletiyle ilmini temsil ettiği ölçüde, hafıza hamallığından kurtulur ve yüksek bir insan olma payesine ulaşır. Aksine o, ömrünü beyhude heder etmiş bir zavallıdan farksızdır. Zaten demir mahiyetindeki cehaleti, altın gibi faydalı ve kıymetli kılan da ancak, ahlâk ve fazilettir.
Aldatılsan dahi sakın kimseyi aldatma..! Ayrıca en yüksek bir fazilet olduğu halde, çok defa insanların kaybetmesine sebebiyet veren sadakat ve istikametten asla ayrılma!
Günümüzde ahlâk telâkkisi, artık, eskilerin anladıkları gibi bir faziletler topluluğu şeklinde anlaşılmıyor. Bugünün insanı, onu, daha çok içtimaî nezaket ve terbiye şeklinde anlamak istiyor. Bu şekliyle olsun onu, herkeste görebilseydik bari..!
Ahlâk insanoğlunun davranışlarıyla alâkalı bir kısım yüksek düsturlar ihtiva eder ki, hepsi de ruhun yüksekliğinden kaynaklanmaktadır. Buna binaen diyebiliriz ki, kendi ruhuyla içli-dışlı olamamış kimselerin, ahlâk kaidelerini de uzun zaman temsil edebilmeleri oldukça zordur.
Önceleri “ahlâk kitaplarda kaldı” derlerdi. Şimdi “eski kitaplarda kaldı” diyorlar. Öyle de olsa, eskitilmek istenen bu kıymetli şeye ne kadar “yeni” feda edilse de değer.
Kendi menfaatini başkalarının menfaatine feda etmek, ruh yüksekliği ve civanmertliktir. Karşılığında herhangi bir menfaat beklemeden hep hayır işleyenler, beklenmedik bir yerde bütün hayırlı düşünce ve işleriyle karşılaşınca hayret ve hayranlıkla iki büklüm olacaklardır.