Aziz kardeşim Allah'ın Kitabı'nı okuyan kimse, O'nun genel unsurlarını dört temel esasta toplayabilir.
1 — Sağlam bir inanç: Allah'ın Kitabı, akide konusuna büyük önem veriyor. Çünkü insan inançsız yaşayamaz. İnanç, insan ruhunda bir fıtrattır. Bu manada bir batı bilgini şöyle diyor: «Niçin Allah'a iman ettiğim sorulsa vereceğim cevap, niçin yemek yiyor, su içiyor ve uyuyorsun? sorusuna verdiğim cevabın aynı olacaktır. Çünkü yemek, içmek ve uyumak maddi varlığım için bir zarurettir, iman da ruh varlığım İçin bir zarurettir.»
Kuran-ı Kerim, bu insanî ve ruhî ihtiyacı gayet kolay bir şekilde tanzim etmek için gelmiştir.
Onun yanında akaidin iki önemli yanı vardır. O da Allah'a ve âhiret gününe iman etmektir. Bu ikisinin dışında iman edilmesi gereken hususlar gayet kolaydır. Anlaması zor incelikleri yoktur.
Ey mü'min! Kur'an-ı Kerim, şu gerçeği gözünün önüne koymanı istiyor: Sen kâinatta her şeye hâkim olan, her şeye gücü yeten, sana senden daha yakın olan, mutasarrıf bir kuvvete bağlısın. Kur'an-ı Kerim sende, ilerdeki yeni hayatın varlığına; dünyadaki cisminin dağılmasıyla hayatın son bulmayacağına, hesaba çekileceğin bir hayatın kaçınılmaz olduğuna, iyilik yaptıysan iyilik, kötülük yaptıysan kötülükle karşılaşacağına inanmanı istiyor. Her şeyin esası Allah'a ve âhiret gününe inanmaktır.
Kur'an-ı Kerim'i okuduğunda ilk karşılaştığın âyet «Bu kendisinde hiç şüphe olmayan ve Allah'tan korkanlara doğru yolu gösteren bir kitaptır. Onlar gayba iman ederler. Namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz nzıktan Allah yolunda harcarlar. Onlar sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. Âhirete de kesinlikle inanırlar.» âyetidir. Birkaç âyet okuduktan sonra Allah Taala'yı tanıtan şu âyete gelir: «Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize İman edin. Ey insanlar! Eğer tekrar dirilmenizden şüphe ediyorsanız ilk yaratılışınızı bir hatırlayın. Yaratmadaki kudretimizi açıkça göstermek için biz sizin aslınızı topraktan, sonra onun neslini nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra da belli belirsiz bir çiğnem et parçasından yarattık. Dilediğimizi belli bir vakte kadar rahimlerde tutuyor, sonra da bebek olarak dünyaya getiriyoruz. Daha sonra siz en güçlü çağınıza eriyorsunuz. Kiminiz ölüyor, kiminiz kemâle erip en kötü devresine ulaşıyor. Artık eşyayı önceki gibi idrak edemiyor.»
«Sen yeryüzünü kupkuru görürsün fakat Biz oraya su İndirdiğimiz zaman harekete geçer; kabarır ve her sınıftan güzel güzel bitkiler bitirir.»
«İşte bütün bunlar Allah'ın hak olduğuna delildir. Ölüyü dirilten de O'dur. O, her şeye kadirdir. Kıyamet kopacaktır ve bundan şüphe yoktur. Allah kabirdekileri diriltip kaldıracaktır.»
«Ey Muhammed de ki: «Ey mülk sahibi Allah'ım müikü dilediğine verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz ki sen her şeye kadirsin. Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden de ölüyü..
«Ey Muhammed, her ne durumda olursan ol, Kur'an'dan ne okursan oku, sen ve ümmetin her ne iş yaparsanız yapın, onu yaparken biz mutlaka ona şahit oluruz.
Nereye gidersen git Allah'ın rekabeti üzerindedir. Bunun amelî neticesi şudur: Devamlı Allah'ın murakabesi altındasın. «Sen O'nu göremezsin. O seni görür.»
Özetleyecek olursak, İslâm akidesi fıtridir, amelîdir, sağlam bir akidedir. Kolay olmakla beraber derindir.
2 — Doğru bir ibadet: Aziz kardeşim! Allah'ın Kitabı'nda yerine getirmemiz gereken olumlu ibadetler olduğu gibi, terk etmemiz gereken olumsuz ibadetler de vardır. Çünkü haram olan şeyleri terk etmek bir ibadettir. «Ey Muhammed, mü'min erkeklere söyle; gözlerini zinadan sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar.»
.. kumar, putlar ve fal okları sadece şeytan amelinden birer pisliktir. O pislikten kaçının ki kurtuluşa eresiniz.»
Burada acı bir hususu anlatmak istiyorum. O da şudur: O zamanki müşrikler bile bizim kadar fal ve falcılara sarılmamıştır. Oysa Resulullah (s.a.v.) bir hadislerinde: «Bir kimse bir kâhin veya falcıyı getirir de onu tasdik ederse kırk gün tevbesi kabul olmaz.» buyuruyor. Kardeşim, bu hususları iyi düşün.
Gelelim konumuza: «Allah'ın emrine uymak, yasakları terk etmek» ibadettir. «Terkeden sevap alır.» demiştik. Bu konudaki delilimiz şu hadis-i şeriftir: «Allah iyilikleri de, kötülükleri de kitabında yazmıştır. Kim bir iyilik yapmaya azmeder de, onu yapmazsa bir hasene yazılır. Eğer yaparsa ondan yetmişe, yediyüz kadar ve daha kat kat hasene yazılır.
Allah'ın emrettiği ibadetleri, emrolunduğun üzere, zahirî ve batini yönü ile tamamlamalıyız.
Aziz kardeşim: Allah'ın Kitabı'nın ibadetlerle ilgili âyetlerini okuduğunda, bu konuda, tafsilâta geçilmediğini görürsün. Meselâ «Namaz kılın» âyetinde rekâtların adedi belirlenmemiştir.Bu Peygamber efendimizin sav. güzel sünneti seniyeleriyle belirlenmiştir.
3 — Üstün ahlâk: Ahlâk ile ibadet arasındaki fark şudur: İbadet Allah için yapılır. Ahlâk ise ruhta olan sıfatlardır. O sıfatlar insanın fiilinde kendisini gösterir. Doğruluk, emanet, vefa, yiğitlik, affetme ve müsamahakârlık gibi.
4 — Adalete dayanan İçtima!
Hasan el benna r.a
1 — Sağlam bir inanç: Allah'ın Kitabı, akide konusuna büyük önem veriyor. Çünkü insan inançsız yaşayamaz. İnanç, insan ruhunda bir fıtrattır. Bu manada bir batı bilgini şöyle diyor: «Niçin Allah'a iman ettiğim sorulsa vereceğim cevap, niçin yemek yiyor, su içiyor ve uyuyorsun? sorusuna verdiğim cevabın aynı olacaktır. Çünkü yemek, içmek ve uyumak maddi varlığım için bir zarurettir, iman da ruh varlığım İçin bir zarurettir.»
Kuran-ı Kerim, bu insanî ve ruhî ihtiyacı gayet kolay bir şekilde tanzim etmek için gelmiştir.
Onun yanında akaidin iki önemli yanı vardır. O da Allah'a ve âhiret gününe iman etmektir. Bu ikisinin dışında iman edilmesi gereken hususlar gayet kolaydır. Anlaması zor incelikleri yoktur.
Ey mü'min! Kur'an-ı Kerim, şu gerçeği gözünün önüne koymanı istiyor: Sen kâinatta her şeye hâkim olan, her şeye gücü yeten, sana senden daha yakın olan, mutasarrıf bir kuvvete bağlısın. Kur'an-ı Kerim sende, ilerdeki yeni hayatın varlığına; dünyadaki cisminin dağılmasıyla hayatın son bulmayacağına, hesaba çekileceğin bir hayatın kaçınılmaz olduğuna, iyilik yaptıysan iyilik, kötülük yaptıysan kötülükle karşılaşacağına inanmanı istiyor. Her şeyin esası Allah'a ve âhiret gününe inanmaktır.
Kur'an-ı Kerim'i okuduğunda ilk karşılaştığın âyet «Bu kendisinde hiç şüphe olmayan ve Allah'tan korkanlara doğru yolu gösteren bir kitaptır. Onlar gayba iman ederler. Namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz nzıktan Allah yolunda harcarlar. Onlar sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. Âhirete de kesinlikle inanırlar.» âyetidir. Birkaç âyet okuduktan sonra Allah Taala'yı tanıtan şu âyete gelir: «Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize İman edin. Ey insanlar! Eğer tekrar dirilmenizden şüphe ediyorsanız ilk yaratılışınızı bir hatırlayın. Yaratmadaki kudretimizi açıkça göstermek için biz sizin aslınızı topraktan, sonra onun neslini nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra da belli belirsiz bir çiğnem et parçasından yarattık. Dilediğimizi belli bir vakte kadar rahimlerde tutuyor, sonra da bebek olarak dünyaya getiriyoruz. Daha sonra siz en güçlü çağınıza eriyorsunuz. Kiminiz ölüyor, kiminiz kemâle erip en kötü devresine ulaşıyor. Artık eşyayı önceki gibi idrak edemiyor.»
«Sen yeryüzünü kupkuru görürsün fakat Biz oraya su İndirdiğimiz zaman harekete geçer; kabarır ve her sınıftan güzel güzel bitkiler bitirir.»
«İşte bütün bunlar Allah'ın hak olduğuna delildir. Ölüyü dirilten de O'dur. O, her şeye kadirdir. Kıyamet kopacaktır ve bundan şüphe yoktur. Allah kabirdekileri diriltip kaldıracaktır.»
«Ey Muhammed de ki: «Ey mülk sahibi Allah'ım müikü dilediğine verir, dilediğinden alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz ki sen her şeye kadirsin. Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden de ölüyü..
«Ey Muhammed, her ne durumda olursan ol, Kur'an'dan ne okursan oku, sen ve ümmetin her ne iş yaparsanız yapın, onu yaparken biz mutlaka ona şahit oluruz.
Nereye gidersen git Allah'ın rekabeti üzerindedir. Bunun amelî neticesi şudur: Devamlı Allah'ın murakabesi altındasın. «Sen O'nu göremezsin. O seni görür.»
Özetleyecek olursak, İslâm akidesi fıtridir, amelîdir, sağlam bir akidedir. Kolay olmakla beraber derindir.
2 — Doğru bir ibadet: Aziz kardeşim! Allah'ın Kitabı'nda yerine getirmemiz gereken olumlu ibadetler olduğu gibi, terk etmemiz gereken olumsuz ibadetler de vardır. Çünkü haram olan şeyleri terk etmek bir ibadettir. «Ey Muhammed, mü'min erkeklere söyle; gözlerini zinadan sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar.»
.. kumar, putlar ve fal okları sadece şeytan amelinden birer pisliktir. O pislikten kaçının ki kurtuluşa eresiniz.»
Burada acı bir hususu anlatmak istiyorum. O da şudur: O zamanki müşrikler bile bizim kadar fal ve falcılara sarılmamıştır. Oysa Resulullah (s.a.v.) bir hadislerinde: «Bir kimse bir kâhin veya falcıyı getirir de onu tasdik ederse kırk gün tevbesi kabul olmaz.» buyuruyor. Kardeşim, bu hususları iyi düşün.
Gelelim konumuza: «Allah'ın emrine uymak, yasakları terk etmek» ibadettir. «Terkeden sevap alır.» demiştik. Bu konudaki delilimiz şu hadis-i şeriftir: «Allah iyilikleri de, kötülükleri de kitabında yazmıştır. Kim bir iyilik yapmaya azmeder de, onu yapmazsa bir hasene yazılır. Eğer yaparsa ondan yetmişe, yediyüz kadar ve daha kat kat hasene yazılır.
Allah'ın emrettiği ibadetleri, emrolunduğun üzere, zahirî ve batini yönü ile tamamlamalıyız.
Aziz kardeşim: Allah'ın Kitabı'nın ibadetlerle ilgili âyetlerini okuduğunda, bu konuda, tafsilâta geçilmediğini görürsün. Meselâ «Namaz kılın» âyetinde rekâtların adedi belirlenmemiştir.Bu Peygamber efendimizin sav. güzel sünneti seniyeleriyle belirlenmiştir.
3 — Üstün ahlâk: Ahlâk ile ibadet arasındaki fark şudur: İbadet Allah için yapılır. Ahlâk ise ruhta olan sıfatlardır. O sıfatlar insanın fiilinde kendisini gösterir. Doğruluk, emanet, vefa, yiğitlik, affetme ve müsamahakârlık gibi.
4 — Adalete dayanan İçtima!
Hasan el benna r.a
Son düzenleme: